13 Nisan 2025

Hile düzeni işliyor, devlet seyrediyor

Kurye Hakları Derneğinin tespitlerine göre 2024’te 6’sı çocuk olmak üzere en az 63 kurye çalışırken hayatını kaybetti. Ancak bu iş cinayetlerinin büyük çoğunluğu kayıtlara trafik iş kazası olarak değil, maalesef trafik kazası olarak geçti. Çünkü devlet, kanuna karşı hile yapan patronları denetlememekte ve kuryeler işçi değil esnaf sayılmaktadır.

Peki kuryeler gerçekten bağımsız olarak kendi işini mi yapıyor, yani esnaf mı? Esnaf değilse neden esnaf deniliyor?

Bu soruların cevabı hak ve yükümlülüklerde gizli. İşçi işveren ilişkileri başta İş Kanunu olmak üzere birkaç yasa ile düzenlenmiştir. Yasalar taraflar açısından belirli hakları ve yükümlülükleri belirlemektedir. Bu yükümlülüklerden kurtulmak ve işçiye tanınan hakları geçersiz kılmak isteyen patronlar, dünyadaki örnekleri de izleyerek çeşitli hilelere başvurmakta; yasal yükümlülüklerinden kaçmakta, çalışanlarının iş ve sosyal güvenlik hukukundaki koruyucu normlardan yararlanmasını engellemektedir.

Yasaları etkisiz hale getirmek amacıyla patronlarca bulunan çalıştırma şekli genellikle atipik çalışma düzeni olarak adlandırılmaktadır. Bazı çalışma şekilleri gerçekten teknolojik gelişme ile ortaya çıkmıştır. İlk bakışta iş ve sosyal güvenliğe ilişkin yasaların kapsamında olup olmadığına dair şüpheye yol açabilecek çalışma biçimleri de bulunmaktadır. Ancak bu şüphenin nedeni çoğunlukla patronların kurduğu platformların kendilerini arz ile talebi buluşturan aracı, işçileri bağımsız yükleniciler olarak adlandırmasından ve sunmasından kaynaklanmaktadır.

Atipik çalışma diye adlandırılan çalışmaya verilebilecek en önemli örneklerden birisi ise “esnaf kurye” olarak adlandırılan modeldir. Herkesin yemek, kıyafet, çeşitli eşya siparişi verdiğinde karşılaştığı kuryelerin büyük bölümü bu modelle istihdam edilmektedir. Kuryeler kendi araçlarıyla veya şirket tarafından temin edilen araçla faaliyetini sürdürürken işini işverenin emir ve talimatları altında yapmakta, çalışma süresi işverence belirlenmekte, ücreti işverence ödenmektedir. Yani işçi olmak için yasanın aradığı iş görme, ücret ve bağımlılık unsuru kuryelerle patronları arasındaki ilişkide mevcuttur.

Ancak kuryelere şahıs şirketi kurdurularak kendi adına vergi açılışı yaptırılmakta; kurye ile patronu arasındaki gerçek ilişki saklanmakta, kanuna karşı hile yapılmakta ve bu model esnaf kurye olarak adlandırılmaktadır.

Kuryeler nelerden mahrum kalıyor?

Adı esnaf olan kuryelerin mahrum kaldığı hakları özetle şöyle sıralanabilir:

  • Yasalarca belirlenen günde 11, haftada 45 saat çalışma süresinden yararlanma imkanı.
  • Bu süreler aşıldığında fazla çalışma ücretine hak kazanma olanağı.
  • Hafta tatili ve hafta tatili gününde ücretini alma hakkı.
  • Ulusal bayram genel tatillerde çalışmadan ücret alma hakkı.
  • Yıllık ücretli izin hakkı.
  • İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle işverenden maddi manevi tazminat isteme hakkı.
  • Kıdem ve ihbar tazminatı hakkı.
  • Doğum izni hakkı.
  • Sendikal örgütlenme, sendikaya üye olma ve toplu iş sözleşmesi hakkı.

Devlet istese hileyi engelleyebilir

Bir ay kadar önce Deniz İpek’in gazetemizde yazdığı gibi “Posta Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kuryeleri kapsamamaktadır. Ama zaten işçi hakları bir yönetmeliğe bırakılacak kadar önemsiz olmadığı gibi yürürlükteki mevzuat da kuryelerin işçilere sağlanan haklardan yararlanmasını sağlamak için yeterlidir.

Ancak çalışma yaşamını denetlemekle görevli devlet; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK, vergi denetimi bakımından Maliye Bakanlığı, sıra işçinin hakkına gelince ortada yoklar. Onlar göz yumduğu için atipik istihdam var, işçilerin hakkı yok.

Çözüm, esnaf kurye modelini yasal varsayıp özel yasal düzenleme yapılmasını istemekte değildir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetleme görevini yerine getirse ve esnaf kurye olarak adlandırılanların işçi olduğunu tespit ederek gerekli yaptırımları uygulasa; SGK, sigortalılığının gerçek ilişki üzerinden tanımlanan statüye uygun yapılmasını sağlasa, Maliye Bakanlığı, esnaf kurye modeliyle vergi kaçırılmasını engellese istihdam atipik olmaktan çıkacak, iş kanunu kapsamında değerlendirilebilecektir.

Bireysel iş hukuku yetmez

Devlet anayasal haklarını kullananlara, özgürlük ve gelecek isteyenlere karşı oldukça güçlü. Birkaç günde yüzlerce adrese baskın yapıp binlerce kişiyi gözaltına alarak ve yüzlercesini tutuklayarak gücünü kime karşı ve ne için kullanacağını gözümüze bir kez daha soktu. Yani denetlememe, önlem almama devletin zayıflığından kaynaklanmıyor, bir tercihtir.

Buradan da yola çıkarak İş Kanunu kapsamında olmanın, bireysel iş hukukunun kapsamına girmenin işçileri korumaya yetmeyeceğini vurgulamak durumundayız. Kuryelerin ve tüm işçilerin sendikalarda örgütlenebilmesi ve bir sınıf olarak hareket etmesi, işçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi için şarttır. Bunun için de barajsız sendika, yasaksız grev ve güvenceli iş, özetle sendika özgürlüğü gereklidir.

Evrensel'i Takip Et