14 Nisan 2025

Yatağan termik santral mücadelesinde neler oluyor?

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Tarih 9 Nisan 2025. Yatağan Turgut (eski adı Leyne) köyünün meydanında bulunan Yatağan Yeşil Yaşam Derneğinin önü kalabalık. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu yaklaşık 50 kişi ellerinde dövizlerle dernek başkanı Kazım Erol’u bekliyorlar. Köylülerin Başkana olan öfkeleri yazdıkları dövizlere de yansımış; “10 davayı neden sattın?​”, “Dernek senin tapulu malın mı?​”, “Dernek babandan miras mı kaldı?​”, “Kaç yıldır başkansın, diktatör!”, “Üç beş kadın vezir yaptı, şimdi de rezil ediyor”...

Dernek üyesi olan Turgut köylüleri 10 yıldır dernek başkanlığı yapan Kazım Erol’un dernek adına Yatağan Termik Santrali’ne karşı açılan davalardan feragat ederek, mücadeleyi sattığını ileri sürüyorlar. Dernek Başkanı Erol ise bu suçlamaları “iftira, karalama” diye nitelendirerek kendini “Kazanılan davalarla bir gün madencilik durdurulamamıştır! Derneğimizde Leyne’ye kültürel ve ekonomik olarak yaşanabilir gelecek nesillere bir yaşam alanı yaratmak tüm Yatağan’ın ürünlerine markalaşma, üreticinin emeğine değer katma, dünyaya entegre için faaliyet gösterme kararı almıştır” diyerek savunuyor.

‘30 yıllık mücadeleyi sattı!’

Özelleştirilmesinin ardından kömür ocağını genişletmeye devam eden Yatağan Termik Santrali ihtiyaç duyduğu yeni kömür alanları için Turgut köylülerinin zeytinlik, tarla ve bahçelerine girmekle kalmamış Lagina Antik Kenti’nin kalıntılarının bulunduğu sit alanlarına da tecavüz etmeye başlamıştı. Santralin çevresel etkileri nedeniyle ürettikleri zeytin, sebze, meyveler büyük zarara uğrayan köylüler, bir taraftan da kamulaştırma kararları ile arazilerinin ellerinden alınmasına karşı da mücadele yürütüyorlardı.

Bu süreçte ilk olarak Turgut Yardımlaşma Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği adıyla 1992 yılında kurulan dernek, daha sonra adını Yatağan Yeşil Yaşam Derneği olarak değiştirdi. Bugün derneği feshetmeye çalışmakla, açılan davalardan feragat ederek 30 yılı aşan termik santral karşıtı mücadeleyi ‘satmakla’ suçlanan Kazım Erol derneğin son on yılının başkanlığını yapıyor.

Ekoloji Birliğinden neden ayrıldı neden dönemedi?

Eski özel harekat polisi olan Erol, emekliliğin ardından köyünde verilen çevre mücadelesinin içine girmiş, çoğu kadının da desteğini alarak dernek başkanı seçilmişti. Seçildiği süreçte, eski dernek yönetimiyle ve Muğla’daki diğer çevre örgütleriyle “AB projelerinden fon alıyorlar” gibi gerekçelerle polemikler yaşayan Erol, kuruluş sürecinde yer aldığı Ekoloji Birliği (EB) bileşeninden de kendi yöresinden başka bir ekoloji örgütünü “foncu” olmakla suçlayarak çekilmişti. Her ne kadar EB’den bu çekilişlerinden sonradan pişman olup 2023 tarihinde Akbelen’de yapılan EB meclis toplantısında yeniden bileşen olmak için başvursa da bu sefer o foncu olmakla suçladığı platform tarafından veto edilince, öfkeyle toplantıyı terk etmişti.

‘Zafer kazanan hukukçu’ nasıl ‘diplomasız avukat’ oldu?

Yatağan Yeşil Yaşam Derneği termik santrale karşı verdiği mücadeleyi daha çok hukuki zeminde, açtığı davalarla yürütüyordu. Zaman zaman çeşitli eylem ve etkinlikler yapan, çevresindeki diğer çevre mücadelelerine destek için giden derneğin, son 8 yılında açtığı davalarda Bodrum’da yaşayan emekli bir albay ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu bir hukukçu olan Mehmet Çilsal’ın imzasını görüyoruz. Avukatlık yapmayı kendi isteği ile bırakan ancak tıpkı Turgut köylüleri, tıpkı Latmos’u koruma mücadelesi gibi kendisinden istenilen yardım çağrılarını hazırladığı dava dilekçeleriyle geri çevirmeyen Çilsal’ın açtığı davalardan büyük bir çoğunluğu da kazanılıyordu.

Kazanılan her davayı “Hukukçumuz M. Çilsal’ın yeni bir hukuk zaferi” diye dernek sosyal medya hesaplarında duyuran ve Çilsal’ın yardımlarına olan minnettarlıklarını her fırsatta dile getiren Erol, son süreçte kendisinden “diplomasız avukat” diye bahsetmeyi yeğliyor. Çünkü Çilsal, üyesi bulunduğu Derneğin Başkanı K. Erol’un mücadeleyi ‘sattığı’nı ileri süren ilk açıklamayı yapmış ve köylülerle birlikte suç duyurusunda bulunmuştu. Çilsal bu açıklamanın ardından Erol tarafından dernek üyeliğinden atıldı.

Ekran görüntüsü

6 davadan sahte imzalarla çekildi

Köylülerin ve Çilsal’ın iddialarına göre Dernek Başkanı Kazım Erol, termik santral yöneticileri ile ne karşılığı olduğu hâlâ anlaşılamayan bir şekilde anlaşmış, santrale karşı açılan, sayısı kimilerine göre 6, kimilerine göre ise 10 olarak ifade edilen davadan feragat etmişti. Bu davalardan feragat dilekçelerinde imzası olan dernek yöneticileri, bu imzaların kendilerine ait olmadığını, K. Erol’un kendileri adına sahte imzalar attığı iddiası ile savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Geçmişte, ‘solcu’ söylemlerle konuşmayı yeğleyen K. Erol’daki değişim aslında 5-6 ay öncesinde görülmeye başlanmıştı. Eskiden termikçi şirketle iş birliği yaptığı iddiasında bulunarak kıyasıya eleştirdiği Yatağan Kaymakamlığı ile dernek ortak zeytin festivallerine katılıyor, Leyne Antik Kenti’ni ve çevredeki kültür varlıklarını termikçilere menfaat karşılığı peşkeş çekmekle suçladığı kazı heyeti başkanına bir mezarlığı koruma kararı aldığı gerekçesi ile teşekkür mesajları yayımlıyordu. Ondaki bu değişimi görüp uyaranlar da olmuş, ancak o bu uyarıları da reddetmişti.

Termik santral müdürü çevre derneğinde ne teklif etti?

Olayın boyutları ise bu yılın ilk ayındaki gelişmelerle ortaya çıktı. Erol, “Şirketin müdürü sizle konuşmak istiyor” diyerek şirket müdürünü 12 Ocak 2025 tarihinde derneğe getirdi. Müdür dernek üyelerine “Davalar nedeniyle üretim durmak üzere, binlerce işçi işinden olacak. Davalardan vazgeçin sizlere kooperatif kurarak çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile katkı sağlayalım” içerikli bir protokol teklifinde bulundu. Bu teklif o gün dernek üyeleri tarafından reddedildi. Ancak sonradan aslında şirket müdürünün derneğe gelmesinden günler önce (6 Ocak 2025) bizzat Kazım Erol tarafından mahkemeye sunulan dilekçelerle açılan davalardan feragat edildiği ortaya çıktı.

Şimdi Erol 1-2 kişi dışında üyelerin büyük çoğunluğunun kendisini “mücadeleyi satan kişi” olarak görmesi nedeniyle zevahiri kurtarma, kendisine karşı olanları “Leyne’nin kalkınmasını istemeyen kişiler” olarak karalama, daha düne kadar yere göğe sığdıramadığı hukukçularını ise “diplomasız avukat” diye aşağılama derdine düştü. Erol’un son çare olarak derneği kapatmaya çalıştığını ileri süren köylüler, yılların emeğinin bu şekilde sahte imzalarla heba edilmesine karşı hukuk önünde haklarını aramaya ve derneği yaşatmaya çalışıyorlar.

Kadınlar mücadeleyi tekrar toparlamaya çalışıyorlar

9 Nisan günü Dernek Başkanı K. Erol yanında iki kişi ile gelip, derneğin kapısını dahi açmadan, protesto içerikli dövizlerle kendisini bekleyen köylülerin şaşkın bakışları arasında arabasına binerek bölgeden uzaklaştı. Tüm bu olan biteni bir minibüsle yakınlarda bulunan jandarma yetkilileri de izledi.

“Davaların parasını yumurta satarak karşıladım”, “Köyümüzü korumak için gece gündüz mücadele ettim, üzüntümden felç geçirdim” diyen köylü kadınlar “diktatör” olmakla suçladıkları K. Erol’un elinden derneklerini kurtarmaya ve bu gelişmeler nedeniyle epey yıpranan yaşam alanlarını termikçi şirketten kurtarma mücadelesini tekrar örmeye çalışıyorlar. Dernek Başkanına kendileri adına verdikleri geniş yetkinin ceremesini çektiklerini düşünüyorlar. Ellerindeki bir dövizde yazdığı gibi “Üç beş kadın vezir yaptıkları kişiyi şimdi rezil” ediyorlar!..

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocuk kuyusu

Çocuk kuyusu

Konya’da göçmen çocuk işçi Yusuf Mısri, sondaj kuyusunda çalıştırılırken halat kancasının başına çarpması sonucu can verdi. Kocaeli’de 8 yaşındaki İrem Aslan, maliyeti 10 bin lirayı bulmayan menenjit aşısını devlet karşılamadığı için hastalığa yakalanarak öldü. İki çocuğun cenazesi kalkarken binlerce liseli, öğretmenlerinin sürgün edilmesine karşı, idarenin tehditlerine rağmen ayaktaydı.

Eğitim bütçesinin GSYİH’ye oranı yüzde 3.94

Eğitimde olmayan lise çağındaki genç sayısı 452 bin 672

YKS’yi kazanan öğrenci oranı yüzde 31.6

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
13 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et