Donun ortasında bakanın yalancı baharı!

Fotoğraf: AA
36 ilde zirai don yaşandı.
Don bir ürünü, bir bölgeyi değil çok yaygın şekilde, ülkede bu dönem ekili, dikili ne varsa vurdu geçti.
Üzümden incire, fındıktan kayısıya, erikten kiraza, patatesten narenciyeye, buğdaydan sebzeye, erken ekilen şeker pancarından mercimeğe… Zirai dondan etkilenmeyen neredeyse hiçbir tarım ürünü kalmadı.
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı ise sözüm ona ‘Yüreklere su serpiyor’:
“Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk bulunmuyor.”
Oysa vaziyet hiç de rahatlatıcı değil.
Sadece bu örnek bile çok şey anlatıyor: Yıllık kayısı geliri 500 milyon doları bulan Malatya’nın bu yıl kayısıdan elde edeceği gelir ‘sıfır’.
Gübre borçla… İlaç borçla… Ne harcandıysa üretim için o borçla! Şimdi elde ürün yok ama borç çok.
Çiftçiyi üretime borçlu başlatan hükümet aslında dondan önce vurmuştu çiftçiyi. Devletin desteği yetersiz! Üstelik de çok geç açıklanıyor ve çok geç ödeniyor.
Tarımsal üretimin planlanması, üretimin devamlılığı, üreticiyi koruma gibi ilkeler hak getire… Böylesi bir ortamda bir de zirai don etkili olunca sadece ürün değil, çiftçi de yandı.
Bu ateş sadece çiftçileri yakmayacak.
Don nedeniyle birçok üründe üretimin ciddi oranda azalacak olması fiyat artışlarını tetikleyecek.
Gıda enflasyonu yükselecek. Gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle, aldıkları ücret iki ayda açlık sınırının altına gerileyen milyonlarca asgari ücretli başta olmak üzere, gelirlerinden aslan payını gıdaya ayırmak zorunda kalan tüm emekçiler etkilenecek.
Bu ürünleri ham madde olarak kullanan sanayiciler zam yapacak; sirkeler, meyve suları, şaraplar, çikolatalar artık daha pahalı olacak.
Tüccarı, esnafı, nakliyecisi… Kısacası tarımla bağı, teması olan her kesim zarar görecek.
Enflasyonla mücadele altında düşük ücret ve maaşlara mahkum kılınan, zaten sebze ve meyve almakta zorlanan milyonlarca yurttaş çok daha zor günlere kalacak. Belki de okula giden boş beslenme çantalarının sayısı artacak.
Fındık, kayısı, kuru üzüm, incir gibi ürünlerde yüksek ihracat söz konusu. Şimdi ürün miktarının azalması, zirai donun kaliteyi bozacak olması, fiyat artışı gibi nedenlerle ihracat olumsuz etkilenecek.
İstihdam olumsuz etkilenecek. Mevsimlik tarım işçilerinin çoğu iş bulamayacak.
Mesele öyle bugüne kadar yapıldığı gibi “Sorun yok, ithal ederiz!” denilip geçiştirilecek cinsten değil yani.
Programa bir darbe daha!
Sözde enflasyonu düşürmek amacıyla 2023 haziranından beri uygulamada olan Erdoğan-Şimşek programı tüm ücretleri reel olarak erittiği gibi çiftçinin ürünün değerini de pul etti.
Geçen yılın görüntüleri hâlâ hafızalarda: Toplamak zararı büyüttüğünden tarlada bırakılan kavun-karpuz, yollara dökülen domatesler, üretim maliyeti 3 lira olan limonun bu fiyattan dahi alıcı bulamadığı için dalda kalması vb.
Bu açık yoksullaştırmanın yanı sıra, geçinmeyen milyonlarca insanı kredi borcuna da batıran programın bir enflasyon başarısı da yok; enflasyonu getirdiği yer yüzde 38, yani programın uygulamaya konulduğundaki başlangıç noktası!
Pek de başarılı olamayan program şimdi bir darbe daha aldı. ‘Daha’ diyoruz çünkü öncesinde de epey hırpalanmıştı.
En hafifinden başlayalım! Bir avuç dağıtımcıyı beslemek için yapılan, yüzde 25’lik elektrik zammı. Hükümet eliyle, enflasyon ateşine odun oldu.
Enflasyon ateşine kütük: 19 Mart darbesi! ‘İç siyasi gerilim’ diye naifçe söylenen gelişme yüksek faizle elde edilen Merkez Bankası rezervini yaktı geçti.
Faiz artışı geldi. Kurlar yükseldi. Kur artışının özellikle girdi maliyetlerini yükseltmesi nedeniyle enflasyon ateşi biraz harlandı.
Ticari kredi faizleri de yüzde 55 civarından yüzde 64’e çıkmış durumda. Ticari kredilerdeki yüksek faiz ayrı bir maliyet unsuru olarak enflasyonu olumsuz etkileyecek.
Şimdi de sebze-meyve fiyatlarını önemli ölçüde yükselteceği anlaşılan zirai don, enflasyonu harlayacak yeni gelişme olarak duruyor karşımızda.
***
Küresel ticaret savaşları, ‘iç siyasi gerilimler’, don olayı kırılganlığı iyice artırırken, ekonomi yönetimi ve muktedirler, ‘sıkı para’ politikasında kararlılık mesajı veriyor.
Vurgun yemiş üreticiye bu program çerçevesinde yaklaşılırsa iktidar açısından sonuçları ağır olur. Anadolu’da belediyelerin kaybedilmesiyle ivme kazanan siyasal kopuş daha da hızlanır.
Sandığı getirecek olan!
Tarım Bakanı hâlâ, “Bu olay da göstermiştir ki tarım sigortalarının (TARSİM) yaptırılması son derece hayatidir” noktasında!
Üretici köylünün tarım sigortası yaptırma oranı niçin düşük diye sorgulamıyor. Doğru dürüst kazanmayan çiftçi için ‘Acaba primler el mi yakıyor?’ diye de sormuyor kendine!
Don, dolu, sel ve kuraklık gibi ani olumsuz doğa olaylarının sayısı artıyor. İklim dalgalı hale geldi! Ülkenin tarım politikası hâlâ yerinde çakılı.
Tarımsal planlama çiftçiyi korumayı da içerir. Ama Tarım Bakanlığı hava durumunu bizim gibi izlemekle yetiniyor; sisleme, örtüleme, ısıtıcı, don erken uyarı sistemleri gibi projeleri hayata geçirmeye yönelik adımı yok.
Bunları alacak parası olmayan çiftçi halledecek değil ya... Don vurmaz, politikasızlık vurur!
***
Çiftçi destek programlarına bu yıl bütçeden ayrılan sadece 135 milyar TL. Bu yılın ilk üç ayında faize ödenen 464 milyar TL.
Sadece üç ayda faize, milyonlarca çiftçiye 1 yılda verilecek desteğin 3.5 katı ödeme yapılmış. Şimdi mağdur üretici köylüye, tıpkı asgari ücretliye yapıldığı gibi ‘ama size verirsek…’ ile başlayan nutuklar mı atılacak, yoksa hakiki destek mi atılacak?
Millete, Şimşek programı gereği yüzde 30 ve altında ücret, maaş ve tarım ürünü fiyat zammı yapan devletin kendisi harcamada ayağını gazdan çekmiyor. Hazinenin nakit dengesinin verdiği açık, ilk üç ayda 901 milyar lira. Geçen yıla göre artış yüzde 58.
Programın işleyen tek bir yanı, emekçiye yük bindiren mekanizması. Gerisi vaat! Programın ‘sıcak paralar’ ile oluşturmaya çalıştığı ‘güven kalesi’ de bir gecede İmamoğlu operasyonuyla yıkıldı!
Siyasi özgürlükleri, demokratik hakları için sokağa dökülen kitlelerin, geleceğinin kararmasına isyan eden milyonlarca gencin yanına işçinin, çiftçinin öfkesinin ilişmesi yakın ve elzemdir.
İşte o zaman sandık da gelir!
Evrensel'i Takip Et