Trump ve ABD’li tekellerin gündemi hâlâ aynı emperyalist gündem

Fotoğraf: Beyaz Saray
Trump’ın 1 Şubat’ta Çin, Meksika ve Kanada’ya gümrük vergileri açıklamasıyla başlayan ve mart, nisan ayları boyunca tartışmaları devam eden yeni gümrük vergileri, diğer ülkeler için dondurulurken Çin ile karşılıklı misilleme şeklinde artarak devam etti. Çin’e karşı toplamda yüzde 145 vergi açıklayan ABD’ye karşılık Çin toplamda ABD mallarına yüzde 125 vergiyle yanıt verdi. ABD ile Çin arasındaki ticarette ABD aleyhine 295 milyar dolar değerinde ticaret açığı var. Beyaz Saray bu ticaret açığını bahane göstermesine rağmen asıl mesele ABD sermayesinin kendi göreli hakimiyetinin azalmaya başlayacağını görüyor olması ve bu trendi bozup hakimiyetini korumak ve arttırmak istemesi.
ABD hâlâ ziyadesiyle güçlü; ekonomik, siyasi, askeri üstünlüğü hâlâ çok keskin. Ukrayna savaşında Avrupa ülkelerinin hepsini kendi çıkarlarına karşı yıllarca hareket ettirebilen, Gazze’de dünyanın gözü önünde İsrail eliyle yürüttüğü soykırıma kimsenin sesini çıkaramadığı ortamı yaratıp sürdürebilen, üretimin nerede yapıldığından bağımsız kârlara el koyan bir hakimiyeti var ABD’nin ve kapitalistlerinin. Fakat bu hakimiyetin ortasında ve aynı zamanda akıllı telefonlardan, elektrikli araçlara ve yapay zekaya göreli ekonomik gücünün ve prestijinin kayıyor olduğunu da görüyor ABD sermayesi. Bu sürecin merkezinde Çin var. Gümrük vergileri ve bir açıklayıp bir dondurulan bu ek vergilerle hedeflenen pazarlık ortamı bu süreci bozma ve tersine çevirme çabalarının bir parçası. Yemin töreninde arkasına hizalanan ve aralarında dünyanın en zenginlerinin olduğu ABD’li milyarderler, özellikle de beyazların üstünlüğüne inanan Elon Musk ve Miriam Adelson gibi milyarderler, arada bu aşırı vergilere laf etseler de “ya ABD sermayesi mevcut egemenliğini kaybederse” tedirginliği ile bu toplam planın arkasında duruyor.
Bir avuç kapitalist tekelin hakimiyeti
9 Şubat’ta ilk gümrük vergileri açıklandıktan hemen sonra Engels’in bir yanda korumacı gümrük vergilerinin, diğer yanda serbest ticaret reçetelerinin askeri güçle birleşince nasıl da bir ülkedeki kapitalistlere avantaj ve egemenlik sağladığını vurguladığı pasajı alıntılamıştım. Direkt Çin’i hedef alan ve diğer ülkeleri ABD’nin istekleri doğrultusunda pazarlığa zorlayan gümrük politikalarının önünde ve arkasında Trump ve çevresindeki milyarderlerin ne yaptıklarına ve istediklerine bakalım: Ukrayna’da barış getiriyorum görüntüsüyle ülkenin yer altı zenginliklerini talan etme ve Rusya’yı şimdilik Çin’den ayırma; Grönland Adası’nı işgal edip yer altı zenginliklerine el koyma; Gazze’de İsrail’in eliyle yürütülen etnik temizlik ve soykırım sonrası orayı bir gayrimenkul projesine çevirme; Panama Kanalı’nın kontrolünü ele geçirip kanalın gelirlerine el koymak ve kanalı kullanan diğer tüm taraflara karşı şantaj ve pazarlık alanları açmak; içeride de kamu harcamalarını kısıp zenginlere vergi indirimleri getirerek milyarderlere trilyonlarca dolar aktarmak.
Diğer ülkelere karşı açıklanan gümrük vergilerinin üç ay ertelenmesi ve Çin mallarına getirilen vergilerin, bazı kritik mallar dışarıda tutularak, arttırılması Çin’i direkt karşıya alırken diğer ülkeler arasında da ABD pazarına dikensiz erişim için pazarlık yapmaya ve birbirleri arasında kim daha çok taviz verecek yarışması tetiklemeyi hedefliyor. ABD ekonomik hakimiyetinin ve prestijinin Çin karşısında kan kaybedeceğini gören Trump yönetimi ve bir avuç ABD’li kapitalist tekelin gündemi aynı bilindik emperyalist gündem: Dünyayı kontrol etmek ve ezilen ulusları sömürmek.
Evrensel'i Takip Et