‘Yemin’ artık CHP’nin krizidir!
CHP’li vekiller, önceki gün, AKP-CHP arasında imzalan bir protokolü yeterli sayarak, Mecliste yemin ettiler.
Başbakan Erdoğan’ın keyfine diyecek yok. CHP’lilerin yemin etmesi için, gündüz saatlerinde, “İyi oldu, güzel oldu! Her sorun çözüm yeri Meclistir” değerlendirmesini yapan Başbakan, akşam, ertesi gün, Hükümet programı görüşmelerinde, CHP’lilere “Tükürdüklerini yalanlayanlar” olarak, “CHP diklendi ama dik duramadı” demeye gelen alaycı eleştirilerde bulundu.
CHP’yi aşağılayan Başbakan Erdoğan, Emek Demokrasi ve Özgürlük Blokunun milletvekillerini de suçlayarak, “Eğer onlar da CHP gibi gelip yemin edecekse gelsinler!” diyerek, Diyarbakır’da toplanmalarını eleştirerek, BDP’lilerin “yemin etme” doğrultusunda alacakları kararları provoke etme amaçlı değerlendirmeler yaptı.
Elbette CHP’nin “yemin krizi”ndeki tutumu ilginç bile değildir; beklendiği gibidir. Son bir yıldan beri CHP her az çok önemli konuda böyle davranmaktadır: Önce bir adım atıp, herkesin, “Bak CHP bu sefer doğru bir adım attı” diyeceği bir adım atmakta, ama arkasından CHP “iç muhalefeti” ayak sürümeye; itiraz etmeye koyulmaktadır. Biraz daha sonra Kılıçdaroğlu’ya en yakın olanlar bile ırın kırın etmeye başlamakta, sonra da tıpkı ilk tutum alındığı zamandaki kararlılıkla atılan adım geriye alınmakta ve sanki hiçbir şey olmamış gibi CHP yeniden asılına dönmektedir.
Yemin krizinde de bu tutumunu aynen sürdürmüştür CHP!
Emek Demokrasi ve Özgürlük Blokunun Meclis çalışmalarını protesto etmek için yemin etmeyeceklerini açıkladıklarından sonra CHP de tutuklu iki arkadaşları serbest bırakılıncaya kadar yemin etmeyeceklerini duyurdu. Tutumlarındaki haklılığı göstermek için de Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP önde gelenleri, “Sarı öküzü vermeyeceğiz”, “Arkadaşlarımızı cezaevinden çıkarmak onur ve namus meselemizdir”e kadar götürdüler. Ama önce Baykal ve Baykalcılar çözüldü ve “Gidip yemin edelim” diye kamuoyu önünde tartışmaya başladılar. Sonra Kılıçdaroğlu’ya yakın olanlar kıvırmaya başladı. Ancak sonunda, içinde “Sorunların çözüm yeri Meclistir” gibi boş lafından başka bir şey olmayan bir protokolü, “İstediğimiz aldık!” diyerek kabul eden CHP’liler Mecliste yemin ettiler!
Dün de CHP Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, amaçlarını elde ettikleri için yemin ettiklerini söyleyerek, herkesi gülümsetti.
Evet, bir parti bir eylem yapar, çeşitli eylem karaları alıp uygulayabilir. Ama bir süre sonra görür ki; bu eylem başlangıçta yararlı olduğu halde zamanla zararlı olmaya başlamıştır. Bu durumda yeni bir karar almak gerekebilir. Eğer böyle ise, parti ya anlamlı bir protokolle ye da hiçbir protokole de gerek görmeden eylemine son verebilir. Ancak CHP’nin tavrı böyle değildir. O içinde hiçbir şey olmayan bir protokolün altına imza atarak, kendini kurtarayım derken AKP’ye “Sorunları çözen parti” payesini kazandırmıştır.
Dahası AKP ile görüşmeler sırasında CHP, Mecliste yemin etmeyen Blok vekillerinden ayrı davranarak, kendisinin Bloktan ayrı olduğunu gösterme uğruna Blokla birlikte hareket ederek AKP karşısında güç olmayı reddetmiştir.
İşin diğer bir boyutu ise CHP için çok daha önemlidir. Çünkü “Hiçbir şey vaat etmeyen” protokole imza tan CHP yönetimini Baykalcılar herhalde iyice silkeleyecekler, “Yemin etmemekle seçim başarısızlığı” arasında bağlar kurarak, CHP yönetimine saldıracaklardır. Bundan da önemlisi CHP’yi AKP karşısında bir umut görerek oy veren halk kesimlerinin gözünde CHP bu tutumuyla hayli irtifa kaybetmiştir. Bunun da CHP içinde yankıları olacaktır. Çünkü bu girişimle CHP yönetimi “yemin krizini” kendi içine alıp, “CHP’nin krizine dönüştürmüş”tür. Bu da CHP yönetiminin en önemli başarısı olsa gerekir!
Emek Demokrasi ve Özgürlük Blokunun eylemi ise; sadece vekillerin cezaevinde olmasını değil, Türkiye’de sermaye partilerinin demokrasisinin nasıl bir “Kendine Müslüman demokrasi” olduğunu teşhir eden bir eylemdir. Ve CHP’nin, AKP’nin baskısına boyun eğerek yemin etmesinden sonra halk iradesini savunulması yükümlülüğü Emek Demokrasi ve Özgürlük Blokunun milletvekillerinin omuzlarındadır. Ve elbette Blok vekilleri bu yükümlüğü çok boyutlu biçimde ele alarak karar verecektir.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik
Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.
Evrensel'i Takip Et