Spor mu, şov mu, kumar mı?
Fotoğraf: Envato
Futbolda “şike skandalı”, yeni “dalgalarla” genişliyor. Ve eğer birileri “dur” demezse, daha da genişleyeceğe benziyor.
Skandalın ortaya çıkmasıyla, bunun “Türk futboluna, hatta Türk sporuna bir darbe olduğunu” iddia eden takım yöneticileri ve basındaki futbol uleması, şimdi “ikiye ayrılmış” görünüyor. Bir bölümü şike skandalını derinleştirip, Türk futboluna sürülen şike lekesinin silinmesini istiyorlar. Ki bunlara göre futbol bir spordur ve sporda da böyle hileli hurdalı işler olmamalı, yarışmalar adil ve dürüst yapılmalıdır,!..
Ancak bugüne kadar; “dürüst yarış”tan, “temiz futbol”dan, futbolun “en sevilen en yaygın bir spor” olmasından dem vurarak herkesi uyutanların bir bölümü, bu “değerleri” savunarak işin içinden çıkamayacağını anlayanlar, bu kadim tezi artık kabul etmiyorlar.
“Profesyonel futbol bir spor değildir; bir şovdur! Bu yüzden de bu şovu ilginç kılmak için yapılmış şeyler masumdur, kabul edilebilirdir” diyen bu tezin sahipleri, şikenin de “Şova renk katmak için yapılmış bir oyun” olarak görülmesini istiyorlar. Ki, bu tezin sahiplerin görüşünü doğru sayarsak, şu anda şike skandalının zanlıları ise bu şova renk katmak için verdikleri emekten dolayı kutlanmalıdır!
Şu açık ki, profesyonel futbolu bir spor ve “spor ahlakına” uygun normlara sahip bir yarışma alanı olarak göstermek elbette büyük bir aldatmacadır. Bu açıdan “Profesyonel futbol bir şovdur” tezi daha akla yakın görünmektedir. Ancak, olup bitene daha yakından bakıldığında şu görülür ki, “profesyonel futbol” etrafında (Öteki “profesyonel yarış alanları” için de bu söylenebilir) “şov” diyerek de kurtarılamayacak bir bataklık oluşturulmuştur.
Evet, “şov”da görsellik ön plandadır; zararsız oyunlar yapılarak gösteriye heyecan katılır ama hiçbir gerçek “şov”da da seyircilerin cebindeki paraları alıp onları bir tür müptelaya dönüştürmek gibi bir amaç yoktur.
Bu açıdan bakıldığında, örneğin stadyuma giden ve para ödeyerek bir futbol karşılaşmasını izlemek bir şovu izlemektir. Burada bir takım daha iyi oyuncular alarak bu şovu daha heyecanlı ve daha çok seyrettirerek daha çok para kazandığı bir gösteri haline getirebilir.
Peki, bugün profesyonel futbol böyle midir?
Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın Beşiktaş’ın hatta daha alt liglerdeki profesyonel takımların sadece futbol sevgisiyle ya da onu seyredenler daha hoş vakit geçirtmek için kurulduğunu kim iddia edebilir.
Tersine profesyonel futbol dünyanın her yerinde bir bataklıktır. Ve bu bataklık, bir yanıyla; büyük iş adamaları ve firmaların spor kulüplerinin sponsorları olarak haksız kazançlar sağlama, kara para ilişkilerinin üstünü örtme, mantıkla açıklanamaz yüksek paralarla transferler, şaibeli menajerlik firmaları ve “yayıncı kuruluş” numaralarıyla piyasanın genişletilmesi ve seyirci ve taraftarın pek çok yolla söğüşlenmesi tarafından oluşturulmaktadır.
Bataklığı besleyen ikinci ve daha büyük kaynak ise; “spor toto”, “loto”, “iddia” gibi yasal bahis organizasyonları ile İnternet üstünden uluslararası ve yasa dışı olarak örgütlenen bahis oyunlarıdır. Ki, bu oyunların arkasında devletlerden mafyaya, uluslararası büyük firmalardan federasyonlara, kulüplerden futbolculara kadar pek çok aktör vardır.
Bu iki koldan beslenen büyük bataklığın yasal ve yasa dışı boyutunun trilyon dolarla ifade edilen ve gün 24 saat işleyen bir piyasası vardır.
Bu alanı klasik kumar organizasyonlarından ayıran tek şey ise bu kumarın devlet tarafından “Kumar değilmiş gibi” organize edilmesi yanı sıra bu kumarın toplumun en yoksul kesimlerini içine çekmiş olmasıdır.
Ve aynı zamanda futbol üstünden kurulan bu kumar organizasyonu, işsizlerin, yoksulların, gelecek güvencesi olmayanların elindeki son kuruşu alırken ona bir dahaki sefere köşeyi dönme umudu da aşılayarak ülkeyi yönetenlere de büyük bir dayanak sağlamakta, herhangi bir kumardan daha büyük bir ahlak düşkünlüğünü de gizlemektedir.
Bu yüzden de “profesyonel futbol” alanı için olsa olsa yasal ve yasa dışı kumar organizasyonlarının en büyüğü olduğunu söyleyebiliriz. Ki, profesyonel futbolun hem spor hem de şov yanı onun bir kumar organizasyonu olması yanında devede kulak kalır.
Kapitalist bir dünyada, bu kadar büyük bir piyasa ne ahlak, ne spor normlarıyla ne de yasalarla denetim altına alınamaz. Almak isteyen de yoktur zaten. Sadece kumar masasında beceriksizce hile yapanların yakalanması söz konusudur ki, yakalananların yakalanmayanlara oranı devede kulak bile değildir.
Bugün şike skandalında tutuklananları da; kumarın cenneti “vahşi batıda” kumarda hile yapıp suçüstü yakalananların katrana ve tüye bulanıp oraya atılmasına benzetebiliriz.
Bu büyük kumar organizasyonuna karşı durmadıkça, karşı çıkma “temiz futbol”, “heyecanlı şov”la sınırlı kaldıkça bütün çabalar sadece mevcut büyük kumar organizasyonuna meşruiyet kazanmasına yardım etmek olur.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00