Boytaş işçileri neden patladı?
İşçi dinamit değil elbet. Ama Kayseri’de bir işçi toplantısında karayollarından bir işçinin ifadesi ile “harekete geçince dinamitten güçlü, 4 bin şiddetinde deprem etkisi yaratabilecek bir güç.” İşçilerin kuşkusuz böylesi hareketlerinin o an ve sonrasında bu etkiyi yaratmasındaki şey; tek başına yıkıcılığı değil, aynı zamanda inşa edeceği şeylerdir de. Boytaş işçisinin eylemi gibi...
Yakup ASLANDOĞAN
İşçi dinamit değil elbet. Ama Kayseri’de bir işçi toplantısında karayollarından bir işçinin ifadesi ile “harekete geçince dinamitten güçlü, 4 bin şiddetinde deprem etkisi yaratabilecek bir güç.” İşçilerin kuşkusuz böylesi hareketlerinin o an ve sonrasında bu etkiyi yaratmasındaki şey; tek başına yıkıcılığı değil, aynı zamanda inşa edeceği şeylerdir de. Boytaş işçisinin eylemi gibi...
Yıllardır hatta özellikle 80 darbesi sonrası yayılan ve siyaseten de etkilerini artırarak devam ettiren milliyetçilik, muhafazakârlık, sol soslu emek düşmanı liberal yaklaşımlar, işçi hareketinin elini kolunu bağlıyor. Hatta deli gömleği giydiriyor. Anadolu Kaplanlarının şehri Kayseri, bu durumun en rafine hallerinin yaşandığı yerlerin başında geliyor. Doğrudan yukarıda sayılan biçimlerle birlikte, onların uzantısı sendika bürokrasisi, cemaatçilik vb. ile işçilere bu deli gömleği kat be kat giydiriliyor.
ÖFKE BİRİKİMİ
İşçileri yıllarca düşük ücretle çalışmaya mahkûm eden, hatta kriz dönemlerinde fedakârlık isteyerek sıfır zam dayatan, sosyal hakları iyice kısıtlayan Boydak Holding, bütün bunlara karşı oluşan tepkiyi genel müdürler eliyle getirdiği yandaş sendikalar aracılığıyla kontrol altına almaya çalışmaktadır.
Hak gaspları özellikle ücretler açısından öyle bir haldedir ki, 14-15 yıllık işçinin ücreti 950-1100 TL arasında değişiyor. Patron destekli Öz Ağaç-İş Sendikası’na yönelik tepki, 2005–06 döneminde çok düşük zamma imza atarak sonuçlandırdığı sözleşmeden beri giderek artıyor. O dönem işçiler bordrolarında “sendika aidatı” yazan bölümde “borç taksiti” yazdığını fark etmiş, buna gösterilen tepki iş bırakmaya hatta yüzlerce işçinin sendikayı basmasına kadar varmıştı. Sendikacılar bu durumu açıklayamamış, ama elbette işçiler bunun ne anlama geldiğini anlamıştı: İşçinin milyarlarca liralık parası patrondan alınır gibi yapılıp tekrar patronun cebine aktarılmıştı. “Biz paramızın nereye gittiğini bilmek istiyoruz” diyen işçilerin tepkisi sonucu bordrolarda “sendika aidatı” bölümü geri gelmişti.
Ancak sendikanın tutumu sonraki yıllarda da değişmedi. 2008 krizinde işçi sıfır zamma çalıştırıldı, 2010 yılında “yeter artık bu sendikayı değiştiriyoruz” diyen işçilerden yaklaşık 50’si işten atıldı.
İşte tüm bu gelişmeler ve yaşamın giderek çekilmez hale gelmesi Boytaş işçisinde bir birikime neden oldu.
İŞÇİYİ AKP Mİ YÖNLENDİRDİ?
“Hükümetle arası açılan Cemaatin zayıflatılması için onun en büyük destekçilerinden olan Boydak Holding’in batırılması gerekiyordu” diyerek işçilerin AKP tarafından ayağa kaldırıldığı iddiası dolaşıyor. Bu iddiadaki çevreler, eğer cemaatçi değilse, en hafifinden meseleye şaşı bakmaktadır. AKP’nin rafine bir burjuva sınıf partisi olduğunu unutuyorlar bir kere. AKP’nin Cemaate darbe vurmak için, karşıtı bir sınıfı ayağa kaldırmayacağı bilinmelidir. Kaba AKP karşıtı, kendine ‘solcu’ diyen, özellikle CHP’liler işçiye olan güvensizliğini gizlemenin yolunu böyle buluyor.
Örneğin CHP İl Başkanı eylem alanında bir grup işçi tarafından yuhalandı. Neden? “Oy avcılığı yapmayın, işçinin yanında olun” diye. Ama ne yaptılar? İşçilerle beş dakika birlikte olmadan hemen holding binasına Boydaklarla görüşmeye geçtiler.
Sorun işçinin yürümesine kılıf arayanlarda değil mi? İşçi gerekeni yapmış, rolünün bir kısmını oynamış ama diğer burjuva partiler zaten oynadıkları rolü orada da sergilemiştir.
İddia edildiği gibi olsa bile alana çıkan 3 binin üzerindeki işçinin sınıf tutumunu, orada hem sendikanın (AKP destekçisi) hem de patronun nasıl içeriye, holding binasına kovalandığını görünce anlayabilirdi işçilere uzak olanlar. Çünkü işçiyi esasta yönlendiren şey bugüne kadar birikmiş sorunları ve kendiliğinden de olsa birlikte hareket etme tutumudur.
İŞYERİ KOMİTELERİ
Bir dizi başka faktörden daha bahsedebiliriz ama işçilerin Kayseri tarihinin en büyük eylemini yapmış olmaları deyim yerindeyse cini şişeden çıkarmıştır. Birbirinden kilometrelerce uzaklıkta olan işyerlerinden çıkarak ortak hedefe doğru, holding binasına yürüyüşe geçen işçiler, orada sendikal bürokrasinin de temsil edildiğini bildiklerinden hedeflerinde yanılmamışlardır.
Eylemde tek sorundan bahsedebiliriz; o da işyerlerinde işçi inisiyatifinin yine kendi ellerinde toplanmasını sağlayacak işyeri örgütlerinin olmaması. İşyeri komitelerinin olmaması.
Geçtiğimiz pazar bununla ilgili hedefler belirlemiş ve çeşitli adımlar atmış olan Kayseri İşçi Kurultayı Komitesi, 100 işçi ile yaptığı toplantıda buna dikkat çekti. Boytaş işçileri de bu toplantıda yerini almış ve ortak bir iradeyle kararlar alarak adımlar atmaya başladı.
Başta da dediğimiz gibi “yıkıcı etkileri” olmuştur eylemin. Örneğin “bu gerici işçilerden bir şey olmaz” diyen çok bilmişlerin nutku tutulmuş ve tatlı dünyalarını yıkmıştır. Ama bir de inşa ettikleri vardır. İşçilerin birliğinin tüm sınıfın umudunu artırdığını, mücadele edince hiçbir şeyin boşa gitmediğini bir kez daha göstermiştir.
Evrensel'i Takip Et