3 Mart 2015 01:46

Gölgede bile cilt kanserine yakalanabilirsiniz!

Science dergisinde yayınlanan makaleye göre, saatler sonra, hücreler karanlıkta olsa bile harekete geçmiş melaninin enerjisi DNA’ya zarar vermeyi sürdürebiliyor.

Gölgede bile cilt kanserine yakalanabilirsiniz!

Güneşte biraz bekledikten sonra bir şemsiyenin gölgesine adım attığınızda anlık bir serinlik hissetmeniz olasıdır, fakat deri hücreleriniz saatlerce süren güneş ışığı kalıntılarını hâlâ tutmaktadır. Araştırmacılar, aslında tamamen karanlık bir alanda olsanız bile, mor ötesi ışınlar tarafından harekete geçirilen moleküllerin deri hücrelerindeki DNA’ya zarar vermeye devam etttiğini keşfettiler. Bulgular, güneşli bir gün sonrasında uygulanan cilt kanseri önlemlerinde yeni bir kuşağa öncülük edebilir ve bu, gecikmeli etkileri engelleyebilir.
Çalışmada yer almayan  Boston’daki Massachusetts General Hospital’in cilt hastalıkları uzmanı David Fisher, “Bu, mor ötesi ışınlar tarafından zarar gören cildin ilginç, beklenmedik ve çok önemli yeni bir mekanizması” dedi.

MOR ÖTESİ IŞINLAR DNA’YA ZARAR VERİYOR
Güneş ışığı ya da solaryumdaki mor ötesi ışınlar, deri hücrelerine isabet ettiğinde radyasyon, DNA yapıtaşları arasında aşırı kimyasal bağlar oluşturmaya sebep olarak genlere zarar verir. Bu genetik değişimler zamanla çoğalır ve hücreleri melanom cilt kanserine daha meyilli hale getirir. Yale Üniversitesi Radyoloji Araştırmacısı Douglas Brash, izole edilmiş deri hücrelerindeki bu genetik değişimlerin zamanlamasını takip ettiğinde, mor ötesi ışınlar dursa bile DNA’daki fazla bağ oluşumunun durmadığını bulmuş. Hücrelerin mor ötesi ışınlara maruz kalmasından sonraki 3 saatten fazla bir zamanda DNA hasarı artmaya devam etmiş. Douglas Brash, “DNA hasar miktarını azımsıyor olmamız, insanların gittikçe mor ötesi ışınlara maruz kalmakta olduğu anlamına gelmektedir” dedi.

KARANLIKTA BİLE ETKİSİ SÜRÜYOR
Brash ve meslektaşları, hem fare hem de insan cilt hücrelerinde, mor ötesi ışınların kalıcı hasar etkilerinin cilde rengini veren pigmente yani melanine bağlı olduğunu göstermeye devam ettiler. Koyu tenli insanlarda yüksek melanin seviyesi, genel anlamda melanomaya karşı koruma ile ilişkilidir, çünkü melanin mor ötesi ışın enerjisinin DNA hasarına sebep olmasını önleyerek bu enerjiyi emmektedir. Fakat Brash, pigment için ikinci bir rol  tanımladı. Mor ötesi ışınlar deri hücrelerine isabet ettiğinde melanini harekete geçiren art arda tepkimelere neden oluyor. Science dergisinde yayınlanan makaleye göre, saatler sonra, hücreler karanlıkta olsa bile harekete geçmiş melaninin enerjisi DNA’ya zarar vermeyi sürdürebiliyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde melanoma araştırmacısı olan Frank Meyskens, yeni çalışmanın “olağanüstü önemli ve görkemli bir şekilde tamamlanmış” olduğunu söyledi. Meyskens, uzun süreli klinik çalışmaları da içeren bu araştırmanın, bilim insanlarını meşgul eden, ‘Afrika’daki albinoların melanoma oranlarının neden düşük olduğunu’ da açıkladığını belirtiyor. Ciltlerinde hiç melanin olmayan albinolar, pigmentlerin koruyucu etkilerine sahip olmazlar, ama aynı zamanda harekete geçmiş melaninle birlikte güneşe maruz kaldıktan sonra uzun süreli hasara da sahip değildirler.

E VİTAMİNİ DAHA FAYDALI
Araştırma, aynı zamanda melanomayı önlemek için yeni bir yol gösteriyor. Douglas Brash, “Şayet, bizler, harekete geçmiş melaninin enerjisi aktarılmadan onu başka yöne çekebilirsek olaya müdahale etmiş olabiliriz” diyor. Brash’ın ekibi yeni çalışmada, E vitamini losyonunun mor ötesi ışınlarının gecikmeli etkisini azaltmakta olduğunu bulmuşlar. Fakat Brash, daha iyi çalışan başka bileşenlerin bile olduğunu tahmin ediyor. 
David Fisher, “Eğer bugün kullanılan güneş kremleri ve cilt kanseri önlemlerine bakarsanız, o kadar da iyi değiller. Fakat bu yeni bulgu, ilerleme kaydetmek için bizlere gerçekten yeni olanaklar sağlayabilir” diyor.

news.sciencemag.org’tan çeviren: İrem Karabatak
(Ara başlıklar evrensel’e aittir)

Evrensel'i Takip Et