02 Mayıs 2015 12:58

Nafaka lütuf değil hak!

Nafaka nedir? Hangi durumlarda alınabilir?

Paylaş

Av. M. OKUYAN

Geçenlerde, aynı zamanda Maltepe’de bulunan Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi’nin avukatlığını da yaptığımı duyan, iki çocuklu bekâr bir anne çaldı kapımı. Dernekte devam eden etkinlik ve faaliyetleri duymuş ve mahalleli emekçi bir kadın olarak, o da işin bir ucundan, karınca kararınca tutmaya karar vermiş…
Sohbetimiz oradan buradan devam ederken, kendi hikâyesine geldi konu. Boşanma ve velayet davalarına baktığımı duymuş ve bu tanışma vesilesi ile aklındaki bazı soruları da sormak istemiş bana. Memleketin dört bir yanında yaşanan kadın hikâyelerinin bir benzeriydi yaşadığı. Yıllarca, “kutsal” denilen aile içinde yaşadığı şiddet, çocuklarını ve kendisini, yaşadığı bu şiddet sarmalından korumaya ve tüm yaşadıklarına rağmen, ayakta durmaya çalışan bir kadın, bir anne… Ve nihayetinde, yıllar sonra alabildiği boşanma kararı… Eşinden boşanırken, “lanet olsun onun ödeyeceği nafakaya” demiş ve mahkemenin bağladığı nafakayı bile eski eşinden almaya ilişkin herhangi bir teşebbüste bulunmamış.
“Neden?​” diye sorarken cevabın biliyordum aslında; boşanma davaları sırasında o kadar sık karşılaştığım bir durum ki bu… “İstediğim tek şey, onun; bizim hayatımızdan defolup gitmesiydi, vereceği üç beş kuruş sadakaya ihtiyacımız da yok çok şükür. Ben çalıştım, çocuklarımı da büyüttüm tek başıma. Bu saatten sonra da bizden uzak olsun, başka da bir şey istemem” dedi.
Onu dinlerken bir kere daha düşündüm memleketteki “kadınlık” hallerini. Kadınların, aile içi yaşamı algılayış biçimleri ve bu algının, evlilik sona erse bile nasıl ve hangi yollarla devam ettirildiğini. Boşanan kadınların pek çoğu, eski eşlerinden; kendileri ve çocukları için alabilecekleri nafakayı, bir hak olarak görmemekte, sanki ödenen nafaka, onlara sunulmuş bir lütuf veya sadakaymış gibi, yaşadıkları tüm olanaksızlıklara rağmen, bu hakkı kullanmaktan kaçınmaktalar. Ve maalesef bu algı son derece yaygın.
Biz de bu yazıda, kanun maddelerine boğulmadan, kısaca nafaka nedir? Hangi durumlarda alınabilir? gibi sorulara cevap aradıktan sonra, nafakanın bir sadaka değil, biz kadınlar açısından kazanılmış bir hak olduğunu anlatmaya çalışacağız, naçizane.
Türk Medeni Kanunu kapsamında, üç tür nafakadan bahsetmek mümkün. Tedbir, İştirak ve Yoksulluk Nafakası.

ERKEK ADALETİN MAĞDURU BİZSEK...
Dediğimiz gibi, bahsi geçen nafaka türlerinin detaylı bir incelemesini yapmak mümkün, ancak sıkıcı kanun maddelerinden öte anlatmaya çalıştığımız, adı ve türü her ne olursa olsun, nafakanın bir sadaka değil, uzun yıllara varan kadın mücadelesi sonucunda elde edilmiş bir hak olduğudur. Boşanma davalarında halen pek çok hakkın ele alınışında, erkek egemen bakış açısından kaynaklı pek çok sorun olsa da, Aile Mahkemelerinin kurulması, psikolog ve sosyal inceleme raporlarının düzenlenmesi ve nafaka hükümlerinin kapsamı konularında önemli ölçüde mesafe kat edildiğini söylemek mümkün. Sonuçta yargı kararlarının, değişen yasaların toplumsal hayatın erkek egemen yapısının biçimlendirdiği kararları, öncelikle biz kadınların terse çevirmesi gerekiyor. Zira erkek adaletin öncelikli mağduru yine biz kadınlarız.

HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANALIM
Evlilik içerisinde hasta ve yaşlı bakımı, evlilik sırasında ve boşanmadan sonra da çocukların eğitimden sağlığa, yetişmesi için kadının karşılıksız emek ve çabasının sonucu içine düştüğü çaresizlik her birimizin malumu… O halde nafaka neden bir sadaka? Devletin yapmakla yükümlü olduğu, yukarıda saydığımız pek çok bakım işinin kadın üzerine yıkıldığı bir düzende, kanuni hakkımız olan nafaka neden erkeklerin biz kadınlara bir lütfu?
Gelin yine çuvaldızı kendimize batıralım ve bizlere öğretilmeye çalışılan, dayatılan tüm rollerden sıyrılıp, hakkımız olanı isteyelim ve alalım! Evlilik kurumunun, işçi ve emekçi kadınlar üzerindeki yoksullaştırıcı etkisinin bir nebze de olsa giderilebilmesi için yasal bütün haklarımızı sonuna kadar kullanalım ve bizim olanı geri alalım. Bu vesile ile yerelde bulunan kadın dayanışma derneklerinin önemini de hatırlatmadan geçmek olmaz elbette! Aile ve toplum baskısı, ev işi, çocuk, hasta ve yaşlı bakımı, esnek çalışma ile ucuzlaştırılmaya çalışılan emeğimiz ile hayatın her alanından uzaklaştırılmaya çalışıldığımız yerden başımızı kaldırıp, mahallemizde, yanı başımızda bir araya gelmiş kadınlarla bir araya gelip, erkek egemen düzene karşı sesimizi yükseltelim. Mücadeleye devam!

TEDBİR NAFAKASI
Tedbir Nafakası, boşanma davası devam ederken, eş ve reşit olmayan çocuklar yararına hükmedilecek olan nafakadır. (TMK m. 169) Türkiye’de en kısa yargılamanın aylarca sürdüğü, hele ki boşanma davalarında, biraz da “kutsal ailenin korunması” yasa koyucu tarafından öncelikli amaç olarak görüldüğünden, yıllara varan mahkeme sürecinde ayrı yaşama hakkı olan kadın ve çocukların, barınma, eğitim ve geçimleri için, tarafların maddi gücü ile orantılı olarak belli bir nafakaya hükmedilmesi son derece önemli. Tedbir Nafakası ile ilgili önemli bir ayrıntı da kanun gereğince, kadının bu yönde bir talebi olmasa da davaya bakan mahkemenin nafakaya ilişkin kendiliğinden bir karar vermesi gerektiğidir. Yine, tedbir nafakası, boşanma davası olmaksızın da istenebiliyor. Aile ve çevre baskısı nedeniyle boşanamayan ancak “ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat eden” kadının, yalnızca tedbir nafakası talebi ile dava açması mümkün.

İŞTİRAK NAFAKASI
İştirak Nafakası, boşanma sonucu velayetin bırakıldığı tarafa verilen (ki yüksek oranda çocukların velayeti annelere bırakılıyor, ne de olsa annelik aynı zamanda toplumsal bir görev!) ve çocukların bakımı, eğitimi ve yetiştirilmesi için velayet kendisine bırakılmayan tarafın ödemesi gereken nafakadır. Yine tarafların talebi olmaksızın, hâkimin kendiliğinden takdir etmesi gereken iştirak nafakasında en çok sorulan soru, reşit olan çocuğun, babadan nafaka talep edip edemeyeceğidir. Cevabı, evettir. 18 yaşından sonra çocuğun eğitiminin devam ettiği hallerde, nafaka hakkı da devam eder. (TMK m. 328)

YOKSULLUK NAFAKASI
Yoksulluk Nafakası (bir nevi sadaka olarak algılandığından söz ettiğimiz nafaka türü bu) “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” hükmü ile korunan bir hak. Yoksulluk nafakası talebi boşanma davasının eki niteliğinde istenebileceği gibi, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl süre ile ayrıca açılacak bir dava ile de istenebilir.

ÖNCEKİ HABER

Davutoğlu, Bahçeli'yi korudu, Demirtaş'a 'hasta' dedi

SONRAKİ HABER

Artık çaresiz olduğu anda başkaldıran Mizgin var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa