Oryantal Tütün Paketleme’de sorunlar bitmek bilmiyor
Bizler Çiğli Organize’de daha önceki adı, Alliance One olan, daha sonra Öz Ege Tütün İşletmesi ile birleşip OTP (Oryantal Tütün Paketleme) adını alan firmanın çalışan işçileriydik.
İşten attırılan bir grup eski
OTP işçisi
Bizler Çiğli Organize’de daha önceki adı, Alliance One olan, daha sonra Öz Ege Tütün İşletmesi ile birleşip OTP (Oryantal Tütün Paketleme) adını alan firmanın çalışan işçileriydik. Üyesi olduğumuz Tek Gıda-İş Sendikası İzmir 7 No’lu Şube kongresinde oy kullanacak delege seçimleri ve şube kongresi biz tütün işçilerinin çoğunluğunun haberi ve bilgisi olmadan yapıldı. Kongre delegeleri ve şube kongresi işçilerin iradesinden kaçırılarak ve işverenin işaret ettiği delegelerle yapıldı. Bu durum sendikacılık açısında tam bir yüz karası durumdur. Yaşadığımız sorunları daha önce Evrensel gazetesine yazmıştık. Evrensel’de çıkan haber sonrasında, üyesi olduğumuz Tek Gıda-İş Sendikası 7 No’lu Şube Başkanı Halil İbrahim Bircan çalıştığımız iş yerine gelerek bizlere saldırmış, ağır hakaretlerde bulunmuştu.
Yaşanan bu gelişmeler karşısında, şube başkanı hakkında Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Açılan dava sonucunda şube başkanı fabrikada çalışan mevsimlik arkadaşlarımıza tanıklık yapmaları koşuluyla imtiyaz tanınacağını, mevsimlik değil sürekli çalışacaklarını teklif etmiştir. Buna rağmen işyerinden tanık bulamamıştır. Bu dava sonucunda şube başkanımız bizi tehditten ve hakaretten para cezası almıştır. Şube başkanı ceza aldığı davadan sonra, Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına hakkımızda Evrensel’de yayımlanan haber üzerine şikayetçi olmuştur. Halil İbrahim Bircan, şube kongresi ve delege seçimini usulüne uygun yaptığını, buna rağmen bizim şube başkanının şahsiyetine, şerefine ve kurumsal kimliğine iftirada bulunduğumuzu, insanları yanlış yönlendirdiğimizi, yalan haber yaptığımızı, iddia ederek şikayetçi olmuştur. Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığınca yapılan soruşturma neticesinde iftira ve hakaret suçunun bulunmadığı, ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Açtığımız davanın sonuçlanmasına bir hafta kala çalıştığımız firmanın Torbalı’daki merkezine çağrılıp baskı hakaret ve tehditlere maruz kaldık ve işten ayrılmak zorunda bırakıldık. Bunu üzerine Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığına hem sendika başkanı hem de işveren hakkında suç duyurusunda bulunduk, mahkememiz devam ediyor. İşveren içerde çalışan işçi arkadaşlarımıza imtiyaz koşulu ile tanıklık teklif etmiş ve bu teklifi kabul edenler mevsimlik işçi olmalarına rağmen 12 aydır süresiz çalışmaktalar. Ayrıca iş mahkemesine açtığımız dava için işveren aynı tanıkları göstermiş, gösterilen tanıklar bu davadan haberdar olmadıklarını ifade etmişlerdir. Bizim için tanıklık yapan arkadaşlarımız da işten çıkarılmış durumdalar. Biz yaşadıklarımızı sendikanın Genel Başkanı Mustafa Türkel’e kadar duyurduk, ama ne hikmetse Türkel sessiz kalmayı tercih etti.
Sorunlarımız bunlarla bitmiyor. Geçen yıl yaptığımız bir çalışma sonucunda OTP’de çalışan çoğu işçi arkadaşımızdan Tek Gıda-İş sendikasına üye olmadığı halde sendika aidatı kesildi. Bu durum bordrolarda tespit edilmiş durumda. Yıllarca üyesi olmadıkları sendika tarafından neden aidatlar kesildi? Bunun bir yanıtının olması gerekir. Şimdi ise hakkını arayanları tehdit eden işveren Tek Gıda-İş Sendikasına üye yapmaya zorlamakta ve işçi arkadaşlar istemediği halde sendikaya zorla üye yaptırılıyorlar. Zorla üyeliği kabul etmeyen, korkmayan hakkını arayanlar ise savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ayrıca öğrendiğimiz kadarıyla Tek Gıda-İş 7 No’lu Şube çalıştığımız firmada yetkili de değilmiş. Bazı arkadaşlar işverene müracaat edip sendikalı olup olmadığını öğrenmek istedi. Eğer üye değilse kesilen aidatların geri ödenmesi için dilekçe verdi. İşveren dilekçemize yazılı olarak cevap vermek yerine telefonla arayıp tehdit etti. Bunun üzerine avukatımız aracılığı ile işverene ve sendikaya müracaat ettik ama ne hikmetse her iki kurum da cevap verme ihtiyacı duymadı. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda sendika üyesi olmayan işçiler dayanışma aidatı dilekçesi verdikleri koşulda sendika aidatı işverence kesilir denmektedir. Biz herhangi bir dilekçe vermeden bizden yıllarca aidat kesilmiş. Biz yapılan bu kanunsuzluğu işverenimize iletmeye çalıştık. İşçi arkadaşlarımız da randevu alıp konuyu iletmek istediler, Her defasında engel oldular. Randevu alıp görüşen arkadaşlara işveren çok fazla baskı yapıyor. Anayasanın ve yasaların bize tanıdığı hakları sonuna kadar kullanıp, kamu kurum ve kuruşlarına gerekli müracaatları yaparak haklarımızı aramaya devam edeceğiz.
Evrensel'i Takip Et