29 Mayıs 2015 11:56

Hüda Kaya: Diyanet’ten önce Müslüman değil miydik?

Üsküdar’da, büyük çoğunluğunu başörtülü kadınların oluşturduğu toplantıda konuşan Kaya, 'Diyanet kurulmadan önce bizler dinsiz miydik, Müslüman değil miydik? Biz Diyanetin hangi amaçlarla kurulduğunu çok iyi biliyoruz' dedi.

Hüda Kaya: Diyanet’ten önce Müslüman değil miydik?

Özlem TEMENA
İstanbul

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bunların baş örtülüleri bir garip” diyerek hedef gösterdiği Hüda Kaya, HDP’nin İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı. Seçim çalışmalarının bir gününe tanıklık ettiğimiz Kaya, muhafazar kesim üzerinde etkili bir isim. Çalışmalarını da genellikle Kürt muhafazakar kesim içerisinde sürdürüyor. Düzenlenen toplantılara katılanlar, Kaya’nın özellikle Diyanet’in kapatılmasına ilişkin açıklamalarını dikkatle dinliyor.
Üsküdar’da, büyük çoğunluğunu başörtülü kadınların oluşturduğu toplantıda konuşan Kaya, “Diyanet kurulmadan önce bizler dinsiz miydik, Müslüman değil miydik? Biz Diyanetin hangi amaçlarla kurulduğunu çok iyi biliyoruz” diyor. “Şiilerin, Alevilerin kendi inançlarını öğrenmek hakları değil mi? Şöyle düşünelim, burası Hristiyan bir ülke olsaydı veya din derslerini Yahudiler verseydi kabul eder miydik? Şimdi neden ediyoruz?” diye soruyor. Kaya’nın açıklamaları karşısında kadınlar, şaşırmış gözükseler de başlarını sallayarak onaylıyorlar.

‘BİZ DİNSİZLERİN KİM OLDUĞUNU BİLİYORUZ’
Toplantı sonrasında HDP’ye oy vereceklerini söyleyen, bir çoğu ev kadını olan kadınlarla sohbet ediyoruz. 27 yaşındaki Bahar Solgun “HDP’nin savunduğu ilkeleri beğeniyorum. Özellikle biz kadınları savunuyorlar. Barışın gelmesini istediğimiz için HDP’ye oy vereceğim” diyor.
Hüda Kaya ile fotoğraf çektirmek için sırada bekleyen bir başka kadına Erdoğan ve AKP’lilerin HPD’yle girdiği ‘din’ polemiğini soruyoruz. Erdoğan’ın “HDP’nin dinsiz olduğu” sözlerine tepki göstererek, “Biz dinsizlerin kim olduğunu biliyoruz. Kobanê’de kimlerin bize saldırdığını da biliyoruz. Bu seçimler Erdoğan’ın sonu olacak” diye yanıtlıyor.
Kadınların “Neden HDP?” sorusuna verdikleri yanıtlar ortak; “Barış, demokrasi ve kimlik için...”

‘BİR KADIN OLARAK TUTTUĞUM İLK TABUT’
Bir gün boyunca, katılımcılarının çoğunluğu kadın olan üç toplantı gerçekleştiriyor Hüda Kaya ve gittiği her yerde büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Kirazlıtepe’de yaşlı bir Kürt kadını olan Asiye, gözyaşlarıyla sarıldığı Kaya’ya, oğlunun yıllardır kayıp olduğunu anlatıyor. Kaya, kayıp oğlunu aramak için verdiği mücadele ile bilinen Berfo anayı hatırlatıyor. “Dönemin Başbakanı Erdoğan Berfo anayı Başbakanlığa çağırdı. Ben de Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi Annelerinin yanına gidip geliyordum o zamanlar. Bazılarımız ‘Başbakan Berfo anayı yanına çağırdı, oğlunu bulacak’ diye umut etti. Ben o ‘adam olsaydı Berfo anayı ayağına çağırmak yerine kendi yanına giderdi’ demiştim. Söz verdi ne oldu? Befo ana gözleri açık gitti. Hayatımda bir kadın olarak tutuğum ilk tabuttur Berfo ananın tabutu” sözleri, salonda duygusal anlara neden oluyor.

‘KENDİMİ İLK KEZ BİR YERE AİT HİSSEDİYORUM’
Kaya’nın konuşmasını dikkatle dinleyen Hilal Seven, 28 yaşında. Kitap editörlüğü yapıyor ama HDP’nin seçim faaliyetlerine katılmak için şu anda çalışmıyor. Yıllar önce ailesiyle birlikte Bingöl’den İstanbul’a göç etmiş. İşi nedeniyle dünyanın pek çok bölgesinde bulunduğunu belirterek, “Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyordum. Ancak şimdi HDP’nin sayesinde kendimi bir yere ait hissetmeye başladım” diyor. Partili olmayan ama HDP’yi destekleyen pek çok kişi tanıdığını söyleyen Seven, HDP’nin muhafazakar çevrelerden tepki toplama olasılığına rağmen LGBTİ birey aday göstererek her kesimin sesi olmaya aday olduğunu belirtiyor.

İŞÇİ DİRENİŞLERİ UMUTLARIMI TAZELEDİ
Öğle yemeği için bir ailenin evine konuk oluyoruz. Yemekten sonra çay içme molasında Hüda Kaya ile metal işçilerinin eylemleri ve 2 yıl önce yaşanan Gezi direnişiyle ilgili konuşuyoruz.

Bursa’da Renalt fabrikasında başlayan ardından Ankara ve Kocaeli’ne sıçrayan metal işçilerinin eylemleri yayılarak devam ediyor. Siz bu gelişmeleri takip diyor musunuz? Neler düşünüyorsunuz?
Gezi’den sonra kopuk kopuk, birbirinden habersiz pek çok işçi eylemi gerçekleşti. İşçilerin, emek sınıfının direnişi geleceğe dair umutlarımı tazeledi. İnsanlar artık bir şeylere itiraz ediyorlar. Hele ki işçi sınıfımızın bu itirazları yükseltebilmeleri ve örgütlü bir direniş oraya koymaları en güzeli. Her gün Soma’da, Torunlar’da, Şırnak’taki madenlerde olduğu gibi iş kazaları, işçi cinayetleri, hatta katliamları yaşanıyor. İşçinin can güvenliğinin, patronun kar hırsını önceleyen bu sistemin sorgulanması çok güzel. Fakat bu insanlarımın ortaya koyduğu direnişi örgütlü bir mücadele haline getirmek, çok önemli.

‘HÂLÂ KABATAŞ YALANININ ARDINA SAKLANIYORLAR’
Bugün Gezi direnişinin başlangıcının ikinci yıldönümü. Gezi’de sizi en çok ne etkiledi?

Erdoğan’ın Kabataş’taki kadın üzerinden ‘baş örtülü bacılarıma saldırdılar’ edebiyatı henüz başlamamıştı. Biz sosyalist, feminist, dindar, baş örtülü kadınlar olarak ortak bir eylem yaptık. Kabataş’tan Gezi’ye beraber yürüdük. Bu çok güzel bir dayanışmaydı. Ve Erdoğan’ın orada sosyalist ve feminist diye itham ettiği kadınlar, Gezi’de Erdoğan’ın eşine ve annesine edilen cinsiyetçi küfürleri elleriyle kapattılar. Bunun ardından biz kadınlar kadına yönelik şiddete karşı önlemlerimizi almıştık. Bugün hâlâ, ortaya koyamadıkları yalanın arkasına saklanıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et