4 Mart 2009 01:00

Emine hala, henüz 16 yaşında bile değilken, amcasının kızı üzerine kumalık gider. Ağabeyi evlenebilsin diye yüksek bir başlık parası ile ‘satılır.’ Ardından ise zorlu bir hayat başlar; şiddet görür, baba evini sığındığında yaraları iyileşince her defasında kocaevine tekrar geri götürülür. Çocukluk yıllarına dair ilk olarak bunlar yer alır hafızasında... Sonra da hamile ya da yüzü gözü şiş, bazen hem hamile hem yaralı olarak hatırlar halasını... Emine’nin, zamanla bakışları odağını yitirir; kim olduğunu, nerede olduğunu bile unutmaktadır. Henüz 40’lı yaşlarına girmeden sayısız doktor, sayısız ilaç, türbeler, şeyhler denenir. En son her öğün çeşit ilaç içtiği bir dönem aldığı ilaçlardan birinin yan etkisiyle felç geçirir. Günler sonra tertemiz bellekle gözlerini açar ama artık hareket edemiyor, konuşamıyordur.
Özetlemeye çalıştığımız bu hikâye genç yönetmen Müjde Arslan’ın halasına ait. Arslan, halasının yaşadığı kumalık trajedisini belgeseline taşımış. Belgesel filmin adı: Kirasê Mirinê: Hewîtî (Ölüm Elbisesi: Kumalık). Belgesel Batman’da 8 Mart Emekçi Dünya Günü kapsamında yapılacak etkinliklerde gösterilecek. Dün Ahmet Kaya Halkevi’nde saat 18.00’de gösterilen film, bugün ise Yılmaz Güney Sineması’nda saat 12.00’de izleyici ile buluşacak. Film ayrıca, 4–19 Nisan tarihlerinde İstanbul Film Festivali çerçevesinde seyirciyle buluşacak.
Kumalık ülkemizin trajik gerçekliği. Arslan, bu gerçekliği en çok yaşanan yerlerden biri olan Mardin’den yansıtıyor. Mardin aynı zamanda Arslan’ın doğup büyüdüğü yer. Arslan belgeselinde kendi anadili Kürtçe’yi kullanmış. 44 dakikalık belgeselde Türkçe altyazı var. Arslan’ın senaryosunu ve yönetmenliği yaptığı filmin görüntü yönetmenliğini Senem Tüzen, kameramanlığı Metin Avdaç, kurgusunu Masum Elmas yaptı.
ERKEKLER HAYATLARINDAN MEMNUN
Çocukluk yıllarında cinsiyet ayrımcılığını, kadın olmanın ezikliğini fazlasıyla yaşadığını anlatan Müjde Arslan, “İstanbul’da kadın özgürlüğü üzerine yapılan tartışmalarda şunun eksikliğini hep hissediyordum: Bu tartışmanın başladığı yer orasıydı. Bu da Mardin’in, Batman’ın, Sivas’ın bir köyüne gidip o kadınlara ulaşmaktı belki de” diyor. Kadına uygulanan şiddetin en yoğun halinin bu olduğunu söyleyen Arslan; kadınların kumalığı ‘ölüm elbisesi’ni giyip yaşamak olarak niteliyorlar. Müjde Arslan filmini Emine ve ölüm elbisesini giyerek yaşamak zorunda bırakılan tüm kadınlara adıyor. Arslan film için hiçbir ekonomik destek almamış.
Filmde erkeklere karşı bir kızgınlık taşımasına karşın erkeklerin suçlu olduğunu düşünmediğini dile getiren Arslan, “erkekler varola gelen bir sistemin içinde bu haklarını biraz arsızca ve pişkince kullanıyorlar sadece. Kumalığın kötü bir şey olduğunun da farkındalar, ancak kadının buna itiraz etme cüreti yok onlara göre; bu belgeseli çekebildiysek, belki de vardır” diye konuşuyor.
KUMALIK HÂLÂ VAR
Arslan, kendisinin de halası ve nenesi gibi kuma olabileceğini de belirterek, kız çocukların ender okuduğu bir yerde üniversiteye gittiğini ve aynı şartların oradaki tüm kadınlar için süregeldiğini söylüyor. Arslan, tek başına da olmasına karşın kadınları yürüdüğü yolda kadınların kadınları anlamak istediğini belirtiyor. Kumalığın büyük bir tehdit olduğuna dikkat çeken Arslan, “Kim bir gün hastalanır, her yıl bir çocuk yapmazsa, erkek çocuk doğurmazsa, ‘evinin kadını’ olmazsa, sesi çok çıkarsa, boyun eğmezse, o kumayı hak etmiştir ‘kimilerine’ göre! Bu düşünce tüm kadınların korkularını, endişelerini oluşturuyor. Kuma gelmemesi için de erkeklerine daha çok itaat ediyorlar”.
Kumalığın kadınlar üzerinde ruhsal ve fiziksel şiddete maruz kalmalarını belgesele taşımaya çalıştıklarını söyleyen Arslan, gerçekliğin sorgulanması istediklerini belirtiyor. Arslan, belgeselin, “Seyirciyi rahatsız etmesini, harekete geçirmesini istiyoruz” diyor.
Daha önce de üç film çeken Arslan, 2006 yılında senaryo ve yönetmenliği yaptığı “Son Oyun” adlı Kurmaca kısa film hem yurt içi hem de yurt dışında katıldığı yarışmalarda ödül almıştı. 2007 yılında “İkinci Adres” filminin yönetmenliği yaptı. TV belgeseli olan film Londra’da yaşayan Türkiyeli yaşlıların yaşamlarını konu ediyor. Aynı yıl yine “Nora” adlı kurmaca kısa filmin senaryo ve yönetmenliğini yapmıştı. (İSTANBUL)
Şerif Karataş

Evrensel'i Takip Et