19 Mart 2007 01:00
Bütün renkleriyle Newroz - 1 -
GÜNÜN YAZILARI
İsmi ne olursa olsun, 21 Mart bütün halkların bayramıdır
SUNU
Kürtler açısından Demirci Kawanın zalim Dehaka karşı verdiği mücadeledir Newroz. 21 Marta denk gelen Newroz, aynı zamanda baharın da başlangıcı kabul edilir.
21 Mart, sadece Kürtler açısından değil bütün Ortadoğu ve Asya halkları için de özel bir gün... Kaynağını zalim Dehaq ile halkını özgürlüğe taşıyan Demirci Kawa arasındaki mücadeleyi anlatan Kürt efsanesinden alan Newrozu, bazı Türk toplulukları da kendi efsane ve inanışlarına dayandırırak kutluyor. Yalnız Kürtler ve Türkler değil dünyanın dört bir yanındaki halklar, bugünü dünyanın yaratıldığı gün; kimileri Nuh Peygamberin yere ilk ayak bastığı gün, kimileri ilk insanın yaratıldığı gün olarak kutlarken kimi topluluklar ise gece ile gündüzün eşit olduğu bu günü, baharın gelişinin müjdecisi sayıyor.
Kürtçede yeni gün anlamına gelen Newroz, dünyadaki çeşitli Türk topluluklarında Noruz, Navrız, Çağan, Mart Dokuzu, Sultan Nevruz, Mart Bozumu gibi adlarla anılıyor. Bugün Türkiye topraklarında Kürtlerin Newrozu, karşı bir politik hamle olarak gündeme getirilip ön plana çıkarılsa da Nevruz; Azerbaycan, İran, Kazakistan, Afganistan gibi ülkelerde resmi tatil ilan edilen bir ulusal bayram olarak kutlanıyor.
Halkların büyük coşku içinde kutladığı Newroz-Nevruzu bütün renkleriyle tartışmaya çalıştık. Yasaksız bayramlar dileğiyle...
Nevruz-Newroz karşılaştırması üzerine sözlü tarih ve alan araştırması çalışmaları yapan Yrd. Doç. Yücel Demirer, Newroz ve Nevruzun güncel politik ve toplumsal durumu yansıtan bir ayna niteliği taşıdığına dikkat çekti. Kocaeli Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi olan Demirer, 2007 Newroz ve Nevruz kutlamalarının nasıl geçeceği tercihi, binyıllardan süzülen tercihlerden çok siyasal dinamiklere fazlasıyla bağlı dedi.
İçinde yaşanılan ölçek ve ülke, kutlamaların biçimi ve verilen isim ne olursa olsun Nevruz-Newrozun bütün Ortadoğu ve Orta Asya halklarının bayramı olduğunu belirten Demirer, Bir kısım kalem erbabının iddialarının aksine bu gelenek, bölge halklarının ortak kültürünün bir parçasıdır. Nasıl adlandırılmalıdır? sorunuza yanıtım kısa olacak: Herkesin dilediği biçimde ve dilediği harfleri kullanması ile diye konuştu.
21 Mart günü insanlar için neden önemlidir?
21 Mart Nevruz, Newroz, Navrız, Noruz ve benzeri pek çok biçimde yazılıp okunan bir geleneksel bayram günü, baharın karşılanması şenliğidir. Bir doğa bayramı olup doğanın uyanışının bolluk ve bereket arzusuyla kutlandığı bir gündür. Kelime yeni gün anlamını taşır. İran mitolojisinde evrenin yaratıldığı gün olarak kutlanır. Kuzey yarımküreye gelen baharı muştulayan bu kutlamanın anlamı, genel özellikleri itibariyle benzerliklere sahip olsa da yaşanan coğrafyaya göre farklılıklar da içerir. Örneğin tarıma dayalı üretimin egemen olduğu ortamlarda bolluk, bereket dileği ve bunların erken bir kutlaması niteliği daha öndedir. İçinde yaşanılan ölçek ve ülke, kutlamaların biçimi ve verilen isim ne olursa olsun, bütün Ortadoğu ve Orta Asya halklarının bayramıdır.
Bu günün kültürel açıdan önemi nedir?
Kültür, doğadan ya da insan cinsinin doğa ile kesintisiz mücadelesinden soyut bir kavram değil. İnsan-doğa ilişkisinin dinamiklerinin insan-insan ilişkisine doğru taştığı özgül geleneklerden olan bu bayram, toplumsal yaşam içinde de bir yeniden doğuşu ve canlanmayı temsil etmiştir. Biçimleri ve öncelik sıraları farklı olsa da bu bayrama bitişik olan bir barış ve kardeşlik, mevsim temizliği, muhtaçlar ile dayanışma ve paylaşma eksenli yoğunluk, toplumsal barış ve dayanışma düzeyini yükseltme yönünde önemli işlevler üstlenmiştir. Kısaca doğada gözlenen yenilenme ve uyanışın toplumsal hayata aktarılması fikri, geleneğin kültürel boyutunun en çarpıcı özelliklerindendir.
Çeşitli toplumlarda Newroz, Nevruz, Noruz olarak adlandırılan bu bayramda ne gibi ritüeller uygulanır, neler yapılır?
Gelenekler toplumsal tarih içerisinde güncel dinamiklerce her an yeniden yoğrulurlar. İç içe geçmiş süreklilik ve kopuş izlekleri boyunca bunların bazı boyutları öne çıkarken bir diğer kısım, sonradan geri dönülmek üzere uykuya bırakılır. Kesin bir format içine konması mümkün olmayan toplumsal ve politik değişim süreci içinde bayramlar yeniden şekillenebilir. Müthiş çeşitlilik içeren bu kutlamanın ülkeden ülkeye değişen detayları ile ritüel örneklerini toparlamak, bir röportajdan çok bir kitaba yakışır zenginlikte. Ancak ziyaretlerinden yeme içme bolluğuna dek bizdeki Kurban ve Ramazan bayramlarını andıran güncel İran örneğinden Sovyet dönemi Orta Asya ülkelerindeki muhalefet günü olma niteliğine, Kürt Newrozundaki bir kimlik çerçevesi olma durumuna, Türk Nevruzundaki siyasal-kültürel geri talep etme durumuna dek bu bayramın kendisini pek çok özgül toplumsal gündeme ödünç verdiğine değinmeden geçmek istemem.
Bugün bu bayramın farklı isimlerle adlandırıldığını biliyoruz. Bunun sizce bir önemi var mıdır? Nasıl adlandırılmalıdır?
Hiç şüphesiz üzerinde konuştuğumuz geleneğin farklı isimlerle adlandırılması çok önemlidir. Bir kere bu durum bize bu geleneksel kutlamanın tüm Ortadoğu ve Orta Asya halklarınca kutlandığını anımsatması açısından önemlidir. Bir kısım kalem erbabının iddialarının aksine bu gelenek, bölge halklarının ortak kültürünün bir parçasıdır. Nasıl adlandırılmalıdır? sorunuza yanıtım kısa olacak: Herkesin dilediği biçimde ve dilediği harfleri kullanması ile.
Kürtlerin, bu bayramı Newroz adıyla yeniden dirilttiği aşikar. Böylece bir siyasallaşma da peşinden geldi. Bu siyasallaşma sürecini etkileriyle beraber anlatabilir misiniz?
Geleneğin tarihini Zerdüşti-İran mitolojisine dayandıranlar olduğu gibi daha Türk merkezli bir açıklama yapanlar ve salt Türkün bayramı olduğunu iddia edenler de mevcuttur. Bana göre kutlamanın coğrafyamızdaki yaygınlığını göz önünde tutarak bu geleneğin, Orta Asya ve Ortadoğuda bahar gelişinin kutlandığı ve bu kutlamaların özgül örneklerinin yerel mitolojik unsurlarla kaynaştırıldığı bir şenlik günü olduğunu söylemek mümkündür.
Bu bayram, sahipliği herhangi bir ulus ya da ülkeye daraltılması mümkün olmayan bir kutlamadır ve bugün vatan dediğimiz coğrafyada binlerce yıldır kutlanmaktadır. Bayramın Anadoluda canlanmasında ve kitlesel bir hal almasında; bir başka deyişle, Kürt Newrozunun kitlesel bir biçimde kutlanmaya başlanmasında, 1960ların sonu ve 1970lerden itibaren yükselen Kürt politik muhalefetinin önemli bir yeri var. Bu döneme kadar Türküyle Kürdüyle Anadolu halklarınca daha dar ölçekte ve daha içe kapalı bir biçimde kutlanan bayramın, bu dönemden itibaren Kürt politik muhalefetince bir kolektif Kürt kimliği oluşturma ve Türkiye Cumhuriyetinin Kürt politikasına karşı yükseltilen muhalefetin kültürel bağlamını inşa etme işleviyle istihdam edilmeye başladığını görüyoruz. Varlığı yok sayılan ve kimliği tanınmayan Kürtlerin siyasal organları, uykudaki bu geleneği uyandırarak politik gereksinimleri doğrultusunda seferber ediyorlar. Bahsettiğim organların gençlerden oluşması ayrı bir öneme sahip.
Türkiye Cumhuriyetinin bu konudaki ilk yanıtı, Newrozu görmezden gelmek ve doğrudan doğruya politik alanın araçlarıyla yanıtlamak oluyor. Newrozun kitleselleşmesi ve politik işlevinin artması, özellikle 1990lardan başlayarak Nevruzun sistemli bir uyandırma ve tutundurma faaliyetinin öznesi olma durumunu beraberinde getiriyor. Özellikle bu tarihlerden itibaren devletin kültür organlarınca organize edilen ve taşra teşkilatı aracılığıyla uygulanan çok boyutlu bir Nevruz yanıtı izlemeye başlıyoruz. Bugün bu yüzden aynı kentin sokaklarında; birbirine yakın sokaklarda, farklı kutlamaların yapıldığını gözlemek mümkün.
Sonuç olarak bu bayramın, bu günün günümüzde anlamı nedir? Sizce nasıl kutlanmalıdır?
Geleneğin günümüzdeki anlamı, ortaya çıktığı dönemden ve antik temasından çok farklı değil. Temsil ettikleri, gelen baharın ve doğanın uyanışının kutlanması ile toplumsal bir yeniden başlangıç imkanının altının çizilmesi. Nasıl kutlanacağı konusu kimilerinin sandığının aksine, bir tercih ürünü olmaktan çok nesnel durumun bir sonucu olarak şekillenmekte. Konu üzerinde yedi yıldan fazla bir süredir sürdürmekte olduğum araştırma sonuçları, gerek Newroz ve gerekse Nevruzun güncel, toplumsal ve politik durumu yansıtan bir ayna niteliğini taşıdığını söylüyor. Yani 2007 Newroz ve Nevruz kutlamalarının nasıl geçeceği tercihi, bin yıllardan süzülen tercihlerden çok siyasal dinamiklere fazlasıyla bağlı.
YARIN: Berken Bereh: Hayatın sönmeyen ateşi; Newroz
Hazırlayan: Müge Tuzcuoğlu
Evrensel'i Takip Et