Enpay'ın direnişteki tek kadın işçisi: Biliyorum biz kazanacağız
Arzu ERKAN
Kocaeli
Şaşılası kadar incecik bir beden, zarif mi zarif eller. İlk gördüğüm andan beri bu enerjiyi, bu tez canlılığı nereden buluyor dediğim bir kadın Mehtap Altun. Her zaman ve her koşulda bakımlı olabilmeyi nasıl da başarıyor. Mehtap Altun bir metal işçisi. Metal işçiliği kimilerince kaba saba erkek işi diye bilinir ya bunun hiç de böyle olmadığının bir kanıtı o. Enpay’ın 13 yıllık işçisi Mehtap, direnişçi işçilerin de göz bebeği.
Hayatın tüm zorluklarına tek başına karşı koymaya alışmasından mıdır bilinmez, 40 kadar kadın işçinin çalıştığı fabrikada direnişe katılan tek kadın işçi. Ramazan ayının ilk günü sahurda yemek verilmemesi üzerine yapılan eylemden sonra ilk atılan 11 işçiden biri. Ondandır sebep adı her geçtiğinde “100 erkeğe bedeldir Mehtap Ablamız” diyor tüm erkek işçiler. 5 gündür bir an olsun direniş alanından ayrılmıyor Mehtap. Direnişi kırmak için işçilere bir tas çorbanın bile çok görüldüğü Enpay’da, kendi elleri ile hazırlıyor içerdeki işçilerin kumanyalarını. Yüzünden bir an olsun gülümsenin eksik olmadığı Mehtap “Biliyorum sonunda biz kazanacağız” diyor.
MAKİNE OPERATÖRÜ
Mehtap Altun 40 yaşında. 17 yaşında ikiz kızları olan Mehtap eşinden henüz kızları 4,5 aylıkken ayrılmış. İki çocukla hayatın tüm zorluklarına tek başına göğüs germeye çalışan Mehtap’ın biricik desteği ise annesi olmuş. Mehtap“Kızlar annemle kalabilecekleri yaşa gelene kadar işe giremedim. 5,5 yaşına geldiklerinde de Enpay’da işe başladım. Tam 13 yıl oldu. Eşimden ayrıldıktan sonra 11 yıl annemlerle birlikte yaşadım. Çocuklarımı annem ve babamın desteği ile büyüttüm. Onlar olmasa ne yapardım, nasıl üstesinden gelirdim bilmiyorum.”
Kızları sağlık meslek lisesi hemşirelik bölümünde okuyor. “Artık büyük oldukları ve tek başına kalabildikleri için içim rahat. Gece gündüz burada arkadaşlarım yanında olabiliyorum bu nedenle. Geçen gün eve duş almaya gittim baktım kızlar evi temizlemiş bana sürpriz yapmışlar” diyor Mehtap.
13 yıl boyunca makine operatörlüğü yapmış Mehtap. Yaptığı işi bedensel olarak erkek işçilerin bile yapamayacağı kadar ağır bir iş olarak tanımlıyor. Mehtap “3 yıl boyunca bobin sardım. Sonrasında kağıt izolasyon bölümüne geçtim. Hep ayakta çalıştım. Bazen çok ağır malzemeler geliyordu. Onları kaldırıp makineye yerleştirmek zorundaydım. O yüzden de eller, kollar, bel hepsinde sorun var. Montaj işi yaptığım günlerde eve kendimi zor atıyordum. Kolumu kaldıracak takatim kalmıyordu” diye konuştu.
MEHTAP’IN ÇAĞRISI
Anayasal haklarını kullanarak, sendikada söz hakkı sahibi olabilmek için Türk Metal’den istifa ederek, Birleşik Metal’e üye olduklarını kaydeden Mehtap “Biz işverenin üye olduğumuz sendikayı özgürce seçme hakkımıza saygı göstermesini istiyoruz. İş barışı ve huzuru bozan biz değiliz. Bizim isteklerimizi kabul etmeyen, sadece hakkımızı kullandığımız için 23 işçiyi işten çıkaran işveren. İsteklerimiz kabul edilsin, atılan işçiler tekrar iş başı yapsın işte o zaman huzur da olur, barış da. Biz kazanacağımızı biliyoruz. Sonuna kadar da buna inanıyoruz” diye konuştu.
Enpay’ın direnişteki tek kadın işçisi olan Mehtap’ın metal işçisi kadınlara, kadın örgütlerine de çağrısı var: “Gelsinler buraya beni burada yalnız bırakmasınlar. Enpay patronu da bugün baskılarla direnişe katılmayan diğer kadın işçiler de nasıl bir güç olduğumuzu görsünler. Bekliyorum ben hep fabrikamın önündeyim.”
SOYUNMA ODASINDA SÜT SAĞIYORLAR
Fabrikada kreş olmadığı için kendi gibi tüm kadın işçilerin de çocuk bakımında yakınlarından destek aldığını anlatıyor Mehtap. Kızlarının okul öncesi eğitim alabilmeleri için kreşe gitmelerini çok istediğini, fabrikada olmadığı için de özele göndermek zorunda olduğunu ama ekonomik koşullarının buna el vermediğini söylüyor Mehtap: “Elimden geldiğince kreş eğitimi vermeye çalıştım onlara. İşten dönünce boyamalar, çeşitli faaliyetler yapıyordum onlarla. Hatta yaptıkları resimlerden bir sergi bile yaptım. Odalarının duvarlarına yaptıkları resimleri astım. Balonlarla süsledim. Kızlarımın yaşadığı mutluluğu anlatamam. Çocuklarım hiçbir şeyden eksik kalmasın diye uğraştım.”
Fabrikada kadın işçilerin süt izni, doğum izni, hamilelik döneminde gündüz vardiyasında çalıştırılmaları gibi kimi haklarını kullanabildiklerini aktaran Mehtap, emzirme odası olmadığını, bebekli kadınların steril bir ortamda süt sağabilmeleri için gerekli koşulların yaratılmadığını anlattı. Mehtap şöyle devam etti: “Kadın işçiler yemek arasında soyunma odalarında sağıyorlar sütlerini. Emzirme odası yok. Soyunma odalarının bulunduğu alan steril bir ortam değil. En basit küçük bir buzdolabı bile yok. Kadınlar sütlerini soyunma dolaplarında saklamak zorunda kalıyor.”
ENPAY’IN KADIN İŞÇİLERİNİ KADIN MÜDÜR TEHDİT ETTİ
Türk Metal Sendikası’nın kadın işçileri sadece 8 Mart’tan 8 Mart’a hatırladığını söyleyen Mehtap, Türk Metal tarafından düzenlenen 8 Mart etkinliğine yalnızca bir kez katılmış. Günü birlik bir şekilde Ankara’ya gidip geldiklerini, o etkinlikte de kadın işçilerin değil sadece sendika yöneticilerinin konuştuğunu belirten Mehtap “Onların tek yaptığı 8 Mart’ta kadın işçilere bir karanfil vermek. Türk Metal’in kadın delegeleri varmış örneğin ben onları bu eylemler süresince öğrendim. Ne bir temsilci ne de bir delege gelip de bize bir sorununuz var mı diye sormadı” dedi.
Fabrikanın personel müdürünün de bir kadın olduğunu söyleyen Mehtap şöyle devam etti: “40 kadar kadın işçi var bu fabrikada. Ben 13 yıldır bu fabrikadayım personel müdürünün bir kadın olarak bizi hatırladığını hiç görmedim. Ne zaman hatırladı kadın işçileri Türk Metal’den istifa ederek Birleşik Metal-İş’e geçildiği zaman. Birleşik Metal-İş’e üye olan kadın işçileri tek tek yanına çağırarak, işten atma tehditleri ve baskılarla istifa ettirdi. Kadın işçiler üzerinde daha özel bir baskı var. İşten atılma korkusu ve akrabalarının baskısı ile direnişe katılamıyorlar.”