Arhavi’nin atmacaları yaşamlarını savunuyor
Tolga Alp TURGUT
Artvin
Artvin’in Arhavi ilçesinde “Çılgın HES” olarak bilinen mahallenin ortasında yapımına devam eden Kavak HES’ine karşı mücadele içinde olan Arhavili kadınlardan Nuran Pişmişoğlu, “2 buçuk yıllık direniş üniversitesi bitirdim. Mimarlar kadar doğa, avukatlar kadar hukuk bilgim var artık. Arhavi’de biz kadınlar artık çok güçlüyüz. Kendimize Arhavi’nin atmacaları diyoruz” diyor.
Artvin’in Arhavi ilçesinde yapımı planlanan toplam 14 HES projesi bulunuyor. Bu projelerden, MNG Holdinge ait Kavak HES’ine karşı 2012 yılından beri mücadele sürüyor. Rize İdare Mahkemesi, proje hakkında pek çok iptal kararı verdi. Ancak ne şirket projeden vazgeçti, ne de Arhavililer mücadele etmekten. Mücadelenin en ön saflarında ise, yörenin kadınları yer alıyor. Direnişteki kadınlar kendilerine “atmaca” diyor, çünkü bu yırtıcı kuş türünün yörede yetiştiriciliği yapılıyor.
‘BİZ YAŞAM HAKKIMIZI SAVUNUYORUZ’
Arhavi’de doğup büyüyen Leyla Öncel’in HES karşıtı mücadelesi Kamilet Vadisi’yle başlıyor. Kamilet Vadisi’nde dört gün üç gece suyun içinde yürüyerek Salikvan Yayla Festivali’ne yolculuk etmiş ve doğaya aşık olmuş. 2008 yılında Kamilet Vadisi’nde HES yapılacağını öğrendiği zaman Arhavi Doğa Koruma Platformu’nun kuruluşunda rol oynamış. Öncel, Taşlıkaya HES Projesi ile mücadele etmiş ve bu projenin durdurulmasından sonra Arhavili MNG firmasının üstlendiği Kavak HES Projesine karşı mücadele vermeye başlamış. Arhavi Milli Eğitim Müdürlüğü’nden emekli olduktan sonra toprakla uğraşan Öncel, “Fasulye, biber, lahana, maydanoz, mısır ekiyorum. İki tane de tavuğum var. Biz yaşam hakkımızı savunuyoruz. Arhavi’de yapılmak istenen HES projelerine, taş ocaklarına, kömür ocaklarına ve Arhavi’nin doğal yaşam alanlarına zarar veren tüm projelere karşı mücadele ediyoruz. ‘Enerjiye ihtiyacımız var’ diyenler büyükşehirlerde yüksek enerji tüketen AVM’ler yapıyor. Sözde elektrik ihtiyacı için HES projeleri yapılıyor ama burada yaşayan insanların yaşam hakkı düşünülmüyor. Su kaynaklarımıza el koyuyorlar. Karşılığında da bize çarşının ortasında küçücük fıskiyeli bir havuz yapıyorlar. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil” diyor.
DİRENİŞ ÜNİVERSİTESİ
Zonguldak’ta maden işçisi olan eşi emekli olduktan sonra Arhavi’ye gelerek ailece balıkçılık yaptıklarını anlatan Nuran Pişmişoğlu’nun mücadeleye katılmadan önce ev dışında bir hayatı olmamış. Çocuklarını büyüttükten sonra torunlarına da bakıcılık yapan Pişmişoğlu’nun HES’in ne olduğuna dair bir fikri yokmuş. HES yüzünden derenin renginin maviden çamura dönmesi dikkatini çektiği için sosyal medyadan konuyu araştıran Pişmişoğlu, “Derede çalışan iş makinalarını izleyerek ağlayan 4 kadını gördüm. Bundan çok etkilendim. Ben deremi, köyümü, çocuğum gibi torunum gibi gördüm ve HES’lere karşı mücadele etmeye karar verdim. İki yılda iki buçuk yıllık direniş üniversitesi bitirdim.Mimarlar kadar doğa bilgim, avukatlar kadar hukuk bilgim var artık. Arhavi’de biz kadınlar artık çok güçlüyüz. Kendimize Arhavi’nin atmacaları diyoruz” şeklinde konuştu.
Mahkemenin yaz dönemi içerisinde ÇED iptal davası ve projeyle alakalı olarak yürüyen pek çok dava için karar vermesi bekleniyor.
Evrensel'i Takip Et