Haşim DEMİR
İstanbul
Metal sektörünün önemli fabrikalarından biri olan GAMAK Motor Fabrikasında 15 Ekim 2015 tarihinde başlayan grev devam ediyor. Ağır çalışma koşullarına ve ücret eşitsizliğine isyan eden Çelik-İş üyesi işçiler, uyanış içinde olduklarını ve talepleri kabul edilene kadar grevi sürdürmekte kararlı olduklarını söyledi. İşyeri komitesi kurmalarının ardından sendikalarının tavrının değiştiğini ve greve çıkabildiklerini anlatan işçiler, sendikacıların işçi iradesinin dışında hareket etmesi halinde sendika değiştirmek dahil her türlü mücadeleyi verecekleri uyarısında bulundu.
Bugüne kadar yapılan tüm toplusözleşme görüşmelerinde ücret eşitsizliğinin sona erdirilerek, her işçinin aynı oranda ücret almasını talep eden GAMAK işçilerinin bu haklı talebi sendika tarafında yeterince dikkate alınmadı. Tersine bu durum kabullenerek ücret artışlarında bordrolara yansıyan yüzdelik zamlarla övünüldü. Bugün 10 yıllık bir GAMAK işçisi 1100 lira ücret alıyor. 1800 lira hatta 2 bin liranın üstünde ücret alan işçiler de var. Bazı 16 ve 24 yıllık işçiler ise 1300-1500 lira arasında ücret alıyor. İşçiler bu durumun sorumlusu olarak sendikaları Çelik-İş’i gösteriyorlar.
Görüştüğümüz grev gözcüleri ve isimlerini yazmadığımız onlarca işçiyle bu durumu konuştuk. Hepsinin ortaklaştığı nokta şu: “Biz on yıllardır, yeni işe başlayan arkadaşlarımız dışında hep aynı ücretle çalıştık. 5-6 yıllık işçi arkadaşlarımız hâlâ asgari ücretle çalışıyor. Bunlar içinde 8-10 yıllık işçi arkadaşlarımız ancak 1100 lira alabiliyorlar. Aldığımız ücretler yapılan zamlar karşısında eriyor. Yeni şube başkanı Hasan Baş döneminde kısmen TİS taslağında haberimiz oldu, fikirlerimiz soruldu. Diğer TİS dönemlerinde baştemsilci ve temsilciler dışında düşüncelerimiz alınmadı. Yüzde 30 hatta yüzde 100 zam istiyoruz denildi. Ama gidip yüzde 12-13’lere imza atıldı. Bu yapılan ücret zamlarını iki ya da üç yıla yaydığımızda yapılan bu artışın yüzde 3-4 bilemedin yüzde 5’lere tekabül eder.”
METAL DİRENİŞİ DEĞİŞİM YARATTI
İşçiler bu durumun yaşanmasından sendikacılar kadar kendilerini de sorumlu görüyor. Sendikayı yeteri kadar zorlamadıklarını ve denetlemediklerini anlatan işçiler, “Hep kaybeden biz olduk. Şimdi bir uyanış ve silkiniş içerisindeyiz. Sendikamız ve şube başkanımız Çelik-İş’in değiştiğini iddia ediyor. Aslında bizde bu değişimi yaratan metal sektöründe yaşanan direniş ve toplu istifa dalgasıdır. Bunun için Renault işçilerine minnettarız. Yoksa şube başkanımızın ve Çelik-İş merkez yöneticilerinin iddia ettiği gibi sendikanın mücadele anlayışındaki değişiklikler değildir” diye konuştu. Sendikacıları eleştirdiklerinde kendilerine parmak sallandığını anlatan işçiler, 90 grevi sonrası bazı işçilerin işten atılmasının da bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyor. Bundan sonra böylesi işten atmalara izin vermeyeceklerini ifade eden işçiler, şunları dile getirdiler: “GAMAK işçileri olarak bir uyanış içinde olduğumuz doğrudur. Ama yeterli değil. Hâlâ önemli bir kısmımız itiraz etmeye bile korkuyoruz. Bu durumu yaratan patron sopası ve buna çanak tutan sendikamız. Biz zorlamasaydık 15 Ekim grevi ortada bırakılacaktı. 1 Kasım seçimleri ve savaş ortamı gerekçe gösterilerek grevin başka bir zamana ertelenmesi isteniyordu. Buna zamanında müdahale ettik. Doğruda yaptık.”
GREVİN DIŞARIYLA BAĞI KESİLİYOR
Yaşanan hak kayıplarına, düşük ücret uygulamalarına, adaletsiz ücret ayarlamalarına, sınıflandırmalara karşı başlayan GAMAK grevinde, grevin başladığı gün hariç grev gözcüleri dışındaki işçiler evlerine gönderildi. Yüzlerce işçinin çalıştığı fabrikada grevi sadece üç-beş grev gözcüsü temsil ediyor. Grev yerini ziyaret etmek isteyen işçileri, emekçileri, gençleri, değişik sendikaların yönetici, temsilci ve üyeleri bile karşılanmıyor. Her gün fabrika bahçesine ve önüne gelen Ümraniye Emniyet Müdürlüğüne bağlı terörle mücadele polis ekipleri grev gözcüleri ile birlikte ziyarete gelenleri taciz ederek grev yerinden uzaklaştırıyor. Grev gözcülerinin önemli bir çoğunluğu sendikadan aldıkları talimatla grevi ve greve giden süreci konuşmak istemiyor. Bu durumu çeşitli mahallelerde görüştüğümüz işçiler ve bazı grev gözcüleri söyle anlatıyor: “Bize göre tüm işçilerin evlerine gönderilmesi yanlıştır. Guruplar halinde, hatta 100 kişilik işçi gurupları ile grev yeri canlandırılmalıdır. Sendikal iç işleyiş, yasal mevzuat sadece grev gözcülerinden bahsedebilir. Sendika hangi gerekçe ile bizi eve gönderiyor. Nöbet çizelgesi uygulanabilir. Fakat işçiler grev yerinde olmaz, orada toplanmaya gerek yok demenin bir izahı da yok. Sendikamız bize talimat vererek, basınla, kimseyle konuşmamamızı istedi. Grev yerine gelen Emek Partili arkadaşları, UİD-DER’li arkadaşları, MİB’ten gelen arkadaşları ziyaretçileri grev yerine sokmayın diye talimat verirse bunu polisi devreye sokacak kadar bir tutumla ortaya koyarsa sendikamız çok büyük yanlış yapıyor demektir. Nitekim greve gittiğimiz gün fabrika bahçesinin kapılarının kapatılması, güvenlik elemanlarının kimseyi içeri almaması bunun açık göstergesidir. Biz tepki gösterdik. Bazı gazete muhabirleri içeri alınmadı. Emek Partisine ve Evrensel Gazetesine ambargo konuldu. Nedeni de Emek Partisi’nin 15 Ekim grevinin ertelenmemesi için dağıttığı bildiridir. Bu bildiri dağıtımını ve Emek Partisi’nin uyarısını çok yerinde gördük. Fakat sendikamız Emek Partisi düşmanlığı yaparak bizimle dayanışmayı büyütmek amaçlı yaptığı tüm ozalit afişler sendikamızın elemanları tarafından yırtıldı, söküldü. Bu utanç verici. Kimse eleştirmeyecek mi? Bu durumu doğru görmeyen bizler ve bazı öne çıkmış arkadaşlarımız bugün bile işten atılma korkusu yaşaması kabul edilemez bir durum. Çelik-İş ve bizim şubemiz böyle mi değişiyor. Buna bir anlam veremiyoruz.” Grev gözcülerini izole edilmesine tepki gösteren işçiler, sendikanın bu tutumdan vazgeçmesini, eleştirilere açık olmasını ve patronu değil işçileri düşünerek hareket etmesini istedi.
KOMİTE KURULDU İŞLER DEĞİŞTİ
RENAULT, TOFAŞ, Ford Otosan, Türk Traktör’le başlayan metaldeki direniş ve grevler zinciri GAMAK işçilerini olumlu yönde etkilemiş. Sendikal demokrasinin hatta sendikadan istifaların tartışıldığı GAMAK’ta grevin kararlılıkla hayata geçmesi de işçilerin azmiyle oldu. Grev sürecinde görüştüğümüz işçiler ve grev gözcüleri şunları dile getirdiler: “15 Ekim’de grev kararının uygulanmasını isteyen bizleriz. Temmuzda başladı TİS görüşmeleri aylarca bize doğru dürüst bilgi verilmedi. Baştemsilci ve temsilcilerin bilmesi bir şey ifade etmiyor. Ne zamanki biz torna bölümü hariç 15 kişilik bir komite oluşturduk ve irademizi yansıttık o zaman sendika bizim dediğimizi yapmaya başladı. Her bölümden 2-3 arkadaşımız bu komitede görevli. Bir baktık 15 Ekim yaklaşıyor bir ses yok. Bazı sendika yaveri işçiler aracılığı ile sendikamız el altında grevin ertelenmesini tartıştırıyor. Biz bu duruma müdahale ederek ya grev kararı hayata geçer, ya da biz topluca DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e geçeriz diye tavrımızı ortaya koyduk. İşçilerin kararlılığını gören sendikamız ister istemez grevi hayat geçirdi. Öyle ki şube başkanımız işçilerin gazını ve sinirini almak için ‘Grev kırıcılığını yapanları fabrikada barındırmayacağız’ diye konuşma yaptı. Bunun arkasındayız destekliyoruz şube başkanını. Yeter ki bu kararlılığı göstersinler. Biz artık eski GAMAK işçisi olmayacağız. Uyanış başladı. Bu devam edecek. Şartlar lehimize olmazsa sendikal demokrasinin gereği olan başka bir sendikada örgütleneceğiz.”
Evrensel'i Takip Et