Kıyıma karşı direnen Mersinli cam işçileri dayanışma bekliyor
Halil POLAT
Ferhat UYAR
Mersin
Mersin’de Şişecam yönetiminin fırın kapanmasını bahane ederek aldığı 125 işçiyi işten atma kararına karşı Anadolu Cam Fabrikası işçilerinin işyerini terk etmeme eylemi sürüyor. Kristal-İş Sendikası üyesi işçiler, fırın kapatma kararının bahane olduğunu, firma yönetiminin ileride açacağı büyük kapasiteli fırında daha düşük ücretle işçi çalıştırmak istediğini söylüyor. Şişecam’ın daha az işçiye daha çok iş yaptırarak, yüksek ücretli işçi yerine düşük ücretli işçi çalıştırarak dünya üçüncüsü olduğunu söyleyen işçiler, diğer illerde Şişecam’a bağlı fabrikalarda çalışan işçilere seslendiler: “Biz aynı gemideyiz. Gemi Mersin’de delindi su alıyor. Bunun için tüm işçilerin desteğini bekliyoruz.” İşçiler halka ve esnafa da dayanışma çağrısında bulundu.
Kapanan Topkapı Şişecam fabrikasından gelen Hüseyin Baş, daha önceleri Şişecam’ın bir aile olarak lanse edildiğini, işçilerin çocuklarını, eşlerini fabrikaya getirebildiğini anlatarak “Sosyal etkinlikler olurdu fakat sonraları kapitalizme ayak uydurdular. Her şeyi para olarak görüyorlar. İşçilerin emeğinin üzerinden daha çok kâr elde etme derdindeler” dedi. Bu anlayışın işçilerin ekmeğinden olmasına neden olduğunu söyleyen Baş, “Eskiden üç fırında 600 işçi çalışırken şimdi iki fırında çalışan işçi sayısı 400. Şimdi 125 daha azaltarak 275 işçiyle çalıştırmak istiyorlar. Altı ay sonra fırını yeniden açmayı planlıyorlar ama işçi çıkarıyorlar” diye konuştu. Yaşananlar nedeniyle evde çocuklarının huzurunun bozulduğunu söyleyen Baş, şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz ders çalışamaz hale geldi. Psikolojik yönden çocuklarımız sarsıldılar. Yani sadece çalışan bizlerin değil bütün ailelerimizin psikolojisi Şişecam tarafından bozulmuş durumda.”
GEMİ MERSİN’DE DELİNDİ SU ALIYOR
İşten atılmak istenen işçilerden biri de 22 yıldır Anadolu Cam Sanayi’nde çalışan Abdurrahman Öziş. Şişecam’ın dünya üçüncülüğüne oynadığını dile getiren Öziş, “Sürekli büyüyor ama nasıl? Yüksek ücretli işçileri çıkartıp yerine düşük ücretle daha az masraflı işçiler almak istiyor” dedi. Diğer illerdeki Şişecam’a bağlı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlarına seslenen Öziş, “Biz aynı gemideyiz. Bu gemi Mersin’de delindi ve su alıyor. Batarsa diğer bölgelerdeki arkadaşlarımızda bizimle beraber batacaklar. Onun için diğer bölgedeki arkadaşlarımızın bize destek olmasını ve mücadeleyi büyütmesini bekliyoruz” dedi.
HÜKÜMETİN POLİTİKALARINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL
Anadolu Cam İşçisi Mehmet Ünal da “Eylemimize kararlılıkla devam ediyoruz. Mersin’deki diğer fabrikalarımız da destekliyor. İşveren yüksek ücretliyi çıkarıp düşük ücretle işçi almayı planlıyor. Bu da hükümetin işçiye yönelik politikalarından bağımsız değil” diye konuştu.
20 yıllık işçi olduğunu ve işten atılacaklar listesinde yer aldığını dile getiren Ahmet Akgül, şöyle devam etti: “Neden çıkarılıyorum bunu da bilmiyorum. Bize herhangi bir neden de söylenmedi. 36 saattir buradayım. Daha önce nasıl ekmeğim için geliyorsam bugün de ekmeğim için buradayım. Bu şirketi bu holdingi bizler dünya üçüncülüğüne çıkarttık. Kışa girerken bu yapılan nedir? Sermaye elini işçinin geleceğinden çeksin ve işçiyi rahat bıraksın.”
EŞ VE ÇOCUKLAR DA FABRİKAYA GİRMELİ
4 yıl önce Beykoz Paşabahçe fabrikasından gelen bir işçi, yaşananlardan bütün aile fertleri etkilendiği için, direnişin de ailece verilmesi gerektiğini söyledi. Fırının kapanması sonrası verilen işten atma kararına karşı Beykoz’da verdikleri mücadeleyi hatırlatan işçi, ailelerin fabrika dışında beklemesine tepki göstererek “Bu kışın önünde burası da böyle olursa ben Beykoz’a mı döneceğim? Eşler akrabalar gelecek burada yatıp kalkacaklar böyle kazanılacak. Biz Beykoz’da böyle kazanmıştık. Sabır gösterecek zaman değil. Ne demek aileler giremez. Biz buradan işçiler içeriden bastıracak ve bu kapılar açılacak. Açmıyorlarsa açtıracağız. Bu kapı olmuyorsa diğer kapı ya da nereden girilebiliyorsa oradan içeri gireceğiz ve hep beraber direneceğiz” diye konuştu. İşçilerin kazandığı paranın çoğunun esnafa gittiğini bu nedenle esnafın ve Mersinlilerin de kendilerini desteklemesi gerektiğini söyleyen işçi şöyle devam etti: “Biz Beykoz’da günlerce böyle direndik ve kapatıp atamadılar buraya geldik. Şimdi 4 yıl olmadan üç çocukla bizi dışarı atmak istiyorlar.”
İşverenin fabrika nizamiyesi önüne açılan demir kapıyı kapatması nedeniyle işçiler ve aileleri demir kapının parmaklıkları arasından birbiri ile görüşürken, eşi işten atılacaklar listesinde bulunan Dilek Şahin de bir yandan kucağında ağlayan çocuğunu susturmaya çalışıyordu. Diyecek bir şey bulamadığını söyleyen Şahin “22 yıllık emeğin karşılığı buymuş. İnsanlar aç kalacak, sokakta kalacaklar. Yazık değil mi, emekliliğine 12-13 yıl kalmış bu insanların. Şimdi bir günde işten atacaklar. Bu insanlar sadece bu fabrikaya emek verdiler, bunların hiç mi bir değeri kıymeti yok. Bu mudur adalet! Bunu hak etmiyoruz biz” diye konuştu.
Başka bir işçinin eşi ise sendika yöneticilerinin “Sabırla mücadele edeceğiz” sözlerine tepkili: “Kusura bakmayın sizdeki sabır bizde yok. Sadece etkilenen 125 işçi değil hepsini 4’le çarpın hepimiz etkileniyoruz. Kimse evinde yatarken sağlığını kaybetmedi. 20 yıl burada çalıştılar ve sağlıklarını kaybettiler. Rapor aldılar.”
Lise Öğrencisi Ahmet ise babasının onca yıldır burada çalıştığını belirterek, işten atma kararını kabul edemediğini belirtti. Ahmet “İnsanın emeğiyle, yemeğiyle, ekmek parasıyla oynuyorsun bu işler bu kadar kolay değil. Biz insanlığımızla burada duruyoruz. Biz insanız ki burada grev yapıyoruz” dedi.
EYLEM MİTİNGE DÖNÜŞÜYOR
İşyerini terk etmeme eylemi, gelen desteğin artmasıyla mitinge dönüştü. Anadolu Cam fabrikasında önceki gün 16 vardiyasına gelen işçiler toplu olarak işyerine girerken, fabrikanın içi de dışı da tamamen işçilerle, aileleri ve temsilcileriyle doldu. Kitlesellik nedeniyle yol trafiğe kapandı. Mersin’de bulunan Şişecam ve Trakya Cam’dan gelen işçilerin katılımıyla coşku doruğa ulaşırken “Biz bir aileyiz, bizi kimse bölemez”, “Zafer direnen emekçinin olacak” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinden KESK’e bağlı sendikalar, DİSK/Genel-İş, Petrol-İş, TÜMTİS gibi sendikaların yanı sıra Emek Partisi de işçilere desteğe geldi.
Kristal-İş Mersin Şube Başkanı Ahmet Ergev, cam işçisinin ömrünü, sağlığını cam fabrikalarında harcadığını belirterek direnişe destek veren işçi ailelerine teşekkür etti. Ergev “İşveren çeşitli bahanelerle işçi atmaya çalışıyor. Burada da bulduğu bahane ömrünü makinelerin başında harcayarak sağlığını kaybeden işçilere neden rapor aldın bahanesidir. Ağır iş koşulları nedeniyle hastalanan ve kronik rahatsızlıkları olan işçileri işten çıkartmak istiyor. Cam işvereni yüksek ücretli işçileri azaltarak yerlerine düşük ücretle işçi almanın yolu olarak bu bahanelere başvurmaktadır. Fakat cam işçisi bugüne kadar çok mücadeleler ve direnişler yaşadı. Bugün de bunu gösterir ve Kristal-İş üyelerinin direniş tarihine şanlı bir not düşerler” dedi. Konuşması sık sık “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz” sloganları ile kesilen Ergev, dayanışmayı daha da büyütme çağrısında bulundu.
BİRLEŞEREK BU SALDIRILARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ
Emek Demokrasi Platformu adına konuşan Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Mustafa Özbay , 100’ün üzerinde kurumla desteklenen platformun cam işçisin yanında olduğunu belirtti. Özbay, “Arkadaşlar kapitalizm karanlık yüzünü bir kez daha gösteriyor. Kışa girdiğimiz bu günlerde 200’e yakın emekçiyi aileleri ile birlikte cezalandırıyor. İşçiler bu fabrikaya zarar mı veriyor ya da fabrika zarar mı ediyor, hayır. Aldıkları üç kuruş parayla çocuklarına nafakasını götürüyorlar. Patronlar sefa içinde özel uçakta gezerlerken yine fatura işçiye, işsize, dar gelirliye kesilmek isteniyor. O nedenle bu haklı mücadelenizde sonuna kadar yanınızda olacağımızı bilmenizi istiyoruz” dedi.
DİSK/Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy ise işten atmaların aynı zamanda kendi sorunları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “İşten atmayı ne siz ne de biz ilk olarak yaşıyoruz. Ama birleşerek bu saldırıların üstesinden gelebiliriz. İşçilerin birliğinin olduğu her yerde sermaye güçleri dayanamamıştır. Bu birliği sağlamamız gerekiyor. Bunu yapamazsak bu ülkede çıkan yasalar sermayeden yana çıktığı için her zaman bizi kapı önüne koyacaklar.”