14 Kasım 2015 13:25

Deniz UZTOPAL
Paris

Fransa tarihinin en kanlı terör saldırısı cuma akşam yaşandı. Reuters, AFP ve Guardian saldırılarda en az 120 kişinin, BBC 128 kişinin öldüğünü aktardı. Fransa polisi ise en az 127 kişinin hayatını kaybettiğini ve 80’i ağır olmak üzere 200 kişinin yaralandığını söyledi.  Ocak ayında yaşanan Charlie Hepdo saldırısının ardından ülke yeniden ikinci kez savaş alanına dönüştü. Fransa’da haziran ayında yürürlüğe giren ve hatta cumhuriyet muhafızlarına ‘vurma’ yetkisinin verilmesinin tartışıldığı terör yasası da Paris’te yaşanan katliamı önleyemedi. Bir diğer dikkat çeken nokta ise Fransa’nın 27 Eylül’den bu yana Suriye’ye hava saldırıları düzenlemesi oldu. 

IŞİD TEHDİT EDİYORDU

Bu yazının yazıldığı saatlerde Hollande IŞİD’in saldırıyı üstlendiğini açıkladı. Zira bu terör örgütü aylardır Fransa’yı tehdit ediyor ve değişik terör eylemleri gerçekleştirme teşebbüslerinde bulunuyordu. Ocak 2015’de Charlie Hepdo saldırısından bu yana Fransa topraklarında en azından 7 terör eyleminin planlandığı belirtiliyor. Fransa istihbarat servisleri en azından 1550 Fransız ya da Fransa’da yaşayan kişinin Suriye’de IŞİD saflarına katıldığını ilan etmişti. Bunların kimler olduğu biliniyor ve bugüne kadar Suriye topraklarında 7 ile 10 arasında canlı bomba eylemini Fransız uyruklu kişilerin yaptığı ifade ediliyordu. Emperyalist bir ülke olarak Suriye ve Irak’ta savaşın taraftarı olan Fransa saldırılar yapıyor ve kısa bir süre önce Başbakan Manuel Valls’ın yanlışlıkla kullandığı bir cümle bu bombalamalarda başka şeylerin yanı sıra esas olarak Fransız kökenlileri öldürmeye yönelik olduğu ifade edilmişti. Hükümet bunların askeri eğitim aldıktan sonra tekrar ülkeye gelmelerini engellemek istiyor, ama zaten ülkede yüzlerce gencin bunlara yüzünü döndüğü biliyordu. Resmi bir veri olmamakla birlikte istihbarat servislerinin yüzlerce kişiyi 24 saat takip ettiği biliniyor. Peki bu katliam nasıl gerçekleşti, neden engellenemedi, bunlar izlenilen kişiler arasında mı vs… gibi soruların cevapları önümüzdeki günlerde netleşecektir.

8 FARKLI NOKTADA SALDIRI

Paris savcısı 8 farklı noktada saldırı gerçekleştiğini açıkladı. Savcının inceleme sonuçlarına göre Paris’in 10. ve 11. bölgelerinde bulunan birçok kafeterya tesadüf olarak hedef alınmış. Kafeteryalara düzenlenen saldırılarda, Charonne sokağında 18, Fontaine au Roi sokağında 5, Bichat sokağında en azından 12 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. 

Yine savcıya göre, Fransa-Almanya dostluk maçının hemen yanında gerçekleşen saldırıda 4 kişinin hayatını kaybettiği ve bunların “3’ünün canlı bomba olma ihtimalinin yüksek” olduğu açıklandı. 

EN ÇOK ÖLÜM BATACLAN’DA YAŞANDI 

En büyük katliam ise Bataclan Konser Salonu’nda yaşandı. 1500 kişinin bulunduğu salona giren 4 saldırgan orada bulunanların üstüne ateş açtı. Salondan kaçabilenler saldırganların ağır savaş silahlarıyla ateş ettiğini bildirdiler. Operasyon sonrası yapılan ancak resmi olmayan açıklamaya göre konser salonunda en az 80 kişinin hayatını kaybetti. Ancak, pek çok kişi halen hastanelerde yaşam mücadelesi verdiği için ölümlerin artmasından korkuluyor. Saldırılar sonrasında toplam olarak 8 saldırgan öldürülürken, saldırganların 7’sinin ise kendilerini patlattıkları belirtildi. Bugüne kadar değişik terör saldırılarına maruz kalan Fransa’da ilk defa canlı bomba saldırına maruz kaldı. 

Saldırıların gerçekleştiği yerlerde öne çıkan nokta ise, kalabalık olmaları. Saldırıların gerçekleştiği 10. ve 11. bölgeleri cuma akşamları kalabalık olan, çoğu orta sınıfın alt tabakalarından olan insanların oturduğu mahalleler. Saldırganlar burada kalabalık olan kafeteryalara Kalaşnikoflarla saldırdılar. Keza saldırının gerçekleştiği bir diğer nokta Stade de France’da 78 bin kişi milli takımın maçını izliyordu ve seyirciler arasında Cumhurbaşkanı François Hollande ve birçok bakan yer alıyordu. Burasının da tesadüfen seçilmediği açık. 

Çünkü Fransa’nın milli maçı sürerken, Cumhurbaşkanı ve hükümet temsilcileri stadyumda bulunuyor.

BİLYELİ BOMBALAR

Sans eseri 3 saldırgan içeriye girememiş ve dışarıda kendilerini patlatmaya karar vermişler. Anlaşılıyor ki başta yapılan plana uygun olarak belirlenen saatte kendilerini patlatmışlar. Bunların stada girebildikleri ortamda ölü sayısı yüzlerle sayılırdı. Neden giremediklerine dair bilgiler önümüzdeki günlerde netleşecektir ama kesin olan bir şey varsa o da bunların en fazla insanı öldürmeye yönelik bir eylem planladıkları kesin. Belirlenen başka bir olgu ise bu canlı bombalar, Ankara Katliamı’nda olduğu gibi patlama esnasında en fazla insanı katletmek için, bilye ve çivi kullanmışlar. 

Saldırıların ardından kısa bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Fransa’da olağanüstü hal ilan etti. 1955 yılında yürürlüğü giren OHAL bugüne kadar tüm ulusal çapta hiçbir zaman ilan edilmemişti. Mayıs 1958, 1961 ve en son ise Kasım 2005’de ilan edilen OHAL kısmi olarak ülkenin farklı bölgelerinde yürürlüğe girmişti. İlk defa ulusal çapta yürürlüğe giren OHAL’e göre güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkacak. Bunun ilk adımı olarak başkente 1500 asker daha takviye edildi. Anlaşılan önümüzdeki haftalarda güvenlik önlemleri doruğa çıkacak. 

ANTİTERÖR YASASI ÇIKMIŞTI

Sarkozy yıllarında artarda gelen antiterör yasaları her seferinde daha da setleşerek, en son haziran ayında onaylanan bir antiterör yasası ise istihbarat servislerinin olanaklarını arttırmıştı. 1 Temmuz’da Express dergisine konuşan İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve IŞİD’in ülke topraklarında etkilediği insanların bir kısmının ciddi psikolojik sorunları olduğunu, ve ne zaman ve nasıl bir eyleme geçebileceklerini önceden tespit etmenin zor olduğunu ifade etmişti. Sağ partiler şimdiden cihatçı örgütlerle bir şekilde irtibatı olan, onlardan etkilenenlerin tümünün tutuklanması gerektiği yönlü çağrılar yapmaya başladı bile. 

Evrensel'i Takip Et