Tecavüz yaşanan her 5 evden birinde kadınlar suskun: Ne yanlışsınız ne de yalnız!
Mor Çatı, Türkiye’de her 5 evden birinde tecavüz yaşandığını, ancak kadınların toplumsal baskılar, yargının aklama kararları ve yaşadıkları travmanın etkisiyle anlatamadığını belirtiyor. Esenyurt’ta eşinin yeğeni tarafından tecavüze uğrayan 27 yaşındaki genç kadın da o beş evden birinde yaşıyor. Yaşadıklarını ne ailesine ne polise ne de yargıya aksettirmek istemiyor. 'Tecavüzcüler kollanırken, bana ‘Suçluymuşum’ gibi davranılır. Onun değil, benim hayatım kararır' diye düşünüyor.
Eylem NAZLIER
İstanbul
Şimdi okuyacaklarınız kadınların yaşadıkları şiddeti neden “anlatamadıklarının”, anlattıklarında da ne kadar çok şeyi göze almak zorunda bırakıldıklarının adeta bir göstergesi.
İstanbul Esenyurt’ta eşinin yeğeni tarafından tecavüze uğrayan 27 yaşındaki genç kadın ne ailesine ne polise ne de yargıya olayı aksettirmek istemiyor. Çünkü, “Türkiye’de tecavüzcüler kollanırken, bana ‘Suçluymuşum’ gibi davranılır. Böyle bir olay duyulduğunda suç işleyen değil, ben rezil olurum. Onun hayatı değil, benim hayatım kararır. Ama eğer susarsam da bu suçu işleyen daha da cesaretlenecek” diye düşünüyor. Bu ikilem, kadına yönelik cinsel şiddetin hem bu kadar yaygın, hem de bu kadar tabu olmasının bir sonucu olarak şiddete uğrayan her kadının yaşadığı bir durum.
Epilepsi hastası olan kadın, kendisine tecavüz eden 18 yaşındaki kişinin “Yeğeni olarak gördüğü” kişi olmasının da ağırlığını taşıyor. Zaten kadına yönelik şiddet verilerine göre şiddetin failleri sanıldığının aksine “tanınmayan, yabancı kişiler” değil çok büyük oranda kadınların en yakınındaki kişiler. Bu da, kadınların hem yaşadıklarını anlatmasının hem de hukuki süreç başlatmasının önündeki engellerden biri.
Kadının anlatımına göre ev taşıma işleri sırasında eşinin “yardımcı olur” diye gönderdiği yeğeni, kadının hastalığından da faydalanarak, onu korkutup tecavüz etti. Kadın, eşi ya da çocukları yaşananları anlamasın diye tecavüz delili olabilecek her şeyi ortadan kaldırdı. Polise ya da ailesine neden bilgi vermediğini ise “Suçluluk duyuyordum suçlu ben olmadığım halde, o nedenle hiçbir şey olmamış gibi görünsün diye hem kendime hem de eve çekidüzen verip olayı kapatmaya çalıştım” diye anlatıyor. Kendisine tecavüz eden adamın hâlâ tacizlerine ve tehditlerine devam ettiğini söyleyen kadın tedirgin, kız çocuklarının da başına bir şey gelmesinden korkuyor. Kocasına ise öfkeli: “Başıma geleni anlattığımda bana sahip çıkmak yerine yeğenini kollayacağından emin değilim.” Yine kadına yönelik şiddet araştırmaları kadınların yaşadıkları şiddeti anlatmamasının nedenleri arasında “Kendisine inanılmayacağı kaygısı ve hayati tehdit yaşıyor olmaları” olduğunu ortaya koyuyor.
Mor Çatı’nın rakamlarına göre Türkiye’de her 5 evden birinde tecavüz vuku buluyor. Ancak kadınlar toplumsal baskılar, yargının verdiği aklama kararlarının etkisi ve yaşadıkları travma nedeniyle yaşadıkları şiddeti anlatmakta ve adalet sistemine başvurmakta çekince gösterebiliyor. Oysa kadınlar ne yanlış ne de yalnızlar. Çare, dayanışmada.
CİNSEL ŞİDDETE UĞRANDIĞINDA NE YAPILABİLİR?
Peki bu genç kadın ve benzer çekincelere sahip yüzlerce kadın ne yapabilir? Cevabı Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfından alıyoruz. Mor Çatı’nın yayımladığı broşüre göre tecavüzden toparlanmak inişli çıkışlı bir süreçtir. Aylar, hatta yıllar sürebilir. Özellikle ilk birkaç haftadan sonra bu dalgalanmalar daha belirginleşir. Gün içinde duygu ve düşünceler sıklıkla değişir. Üzüntü, suçluluk, öfke, utanç en yaygın duygulardır. Bazı anlar sakin, bazı anlar yoğun yaşanır. Duygu ve düşünceler, özellikle olayı hatırlatan tetikleyiciler karşısında aniden ve yoğun şekilde değişebilir. Tam her şey yoluna giriyor derken, ufacık bir tetiklenme sizi ilk güne geri götürebilir. Bir süre sonra “Hayatım hiçbir zaman normale dönemeyecek” duygusu yaşanabilir. Bu süreçler travmaların doğal seyridir ve endişelenecek bir durum yoktur. Zaman içinde, hayatınızın kontrolünü yeniden ele alabileceğiniz günler gelecektir. Bu süre içinde, güvenebileceğiniz ve sizi yargılamayacak kişi ve kurumlardan destek alabilmek çok önemlidir. Yalnız olmadığınızı ve “delirmediğinizi” hissetmenizi sağlayacaktır. İmkanınız olduğu takdirde cinsel şiddet konusunda uzman bir psikolog ve psikiyatrdan destek almak bu süreci hızlandırabilir.
KADINLAR NERELERDEN DESTEK ALABİLİR?
Acil durumlarda ve günün her saatinde Alo 183, 155 Polis İmdat, 156 Alo Jandarma, ŞÖNİM’leri ve Hürriyet Alo Şiddet Hattı’nı (0212 656 96 96) arayabilir. Ayrıca İstanbul’da hukuki destek alabilmek için günün her saatinde Alo Baro’yu (444 26 18) arayabilir. Bunun yanı sıra, yaşadığı yerde kadına yönelik şiddet alanında faaliyet gösteren, dayanışma gösterecek kadın örgütlerine ve belediyelerin danışma merkezlerine de başvurabilir.
ŞİDDET KARŞISINDA YASAL SÜREÇ NASIL İŞLER?
Görüştüğümüz kadına yaşadığı cinsel şiddeti anlatmak ve istiyorsa hukuki süreci başlatmak için nerelere başvurabileceğini bilip bilmediğini soruyoruz. Bilmiyor. “Polise ya da psikoloğa gidersem herkes duyar” cümlesi, kadınların “gizli” ve kadını tehlikeye düşürmeyecek biçimde yürütülmesi gereken iyileştirme ve soruşturma süreçlerine güven duymadıklarını ortaya koyuyor. Peki ne yapılabilir?
Tecavüze uğrayan bir kadının, yasal süreçlerin başlayabilmesi için hemen olayın meydana geldiği yerdeki polis karakoluna ya da mesai saatleri içindeyse bir dilekçeyle Cumhuriyet Savcılığına başvurması gerekir. Burada adli tıbba ya da devlet hastanesine sevkini, böylece zaman geçirmeden fiziki ve psikolojik muayenenin yapılmasını talep etmeli. Bir başka seçenek de en yakın yerdeki hastaneye başvurmak, doğrudan muayene yapılmasını talep etmek, aynı zamanda hastane polisine durumu anlatmaktır. Kadın, yasal yollara başvurmak konusunda henüz kesin karar vermemiş bile olsa, bir sağlık kurumuna başvurarak muayenesinin yapılmasını ve olguların kayıt altına alınmasını sağlayabilir. Kadının, yasal yollara başvurmak konusunda henüz karar verilmediği doktorla paylaşılmalı. Muayenesi yapılmadan önce banyo yapılmamalı. Eğer oral yoldan bir zorlama olduysa dişler fırçalanmamalı. Çamaşırlar yıkamamalı. Muayene sırasında, olay esnasında kadının üzerinde olan kıyafetler paketlenerek kayıt altına alınması, kıl, kan ve sperm örneklerinin dikkatlice alınması, tırnak içlerindeki bulgulardan örneklerin alınması, vücudun ilgili bölgelerinin fotoğrafının çekilmesi ve duruma göre başka işlemlerin dikkatlice yapılması gerekmektedir. Tecavüz suçu genellikle dört duvar arasında ve tanıkların bulunmayacağı ortamlarda işlendiğinden delillerin dikkatlice araştırılarak muhafaza edilmesi çok önemlidir. Tecavüz söz konusu olduğunda orantısız güç kullanımı ve sindirmeye yönelik tehdit nedeniyle faille fiziksel bir mücadeleye girişilmemiş olabilir. Bu da vücutta herhangi bir darp-cebir izi olmasının önüne geçer. Bu durumda failin zorla birlikte olduğunu adli makamlar önünde ispatlamak güç olacağı için ilgili sağlık kurumunda mutlaka psikolojik muayenenin yapılması talep edilmeli. Çünkü tecavüz sonrasında yaşanan “travma sonrası stres bozukluğu” uzman hekim tarafından kolaylıkla saptanarak kayıt altına alınabilir.