Evrensel için yeni bir dönem
15 Aralık 2015 01:41

Metehan UD
İzmir

İnsanlar rahatça gülebilsin ve yemek yiyebilsin diye emek harcayan diş protezi teknisyenleri çalışma koşullarının düzeltebilmek için DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikasında örgütleniyor. Bir süredir toplantılar yaparak çalışma yürüten diş teknisyenleri Evrensel'e konuşarak çalışma koşullarının zorluklarını anlattı.
Uzun saatler çalıştıklarını, emeklerinin karşılıklarını alamadıklarını ve meslek hastalıklarına yakalanma risklerinin yüksek olduğunu dile getiren diş teknisyenleri 7 saatlik iş günü, erken emeklilik ve işyerlerindeki işçi sağlığı önlemlerinin artmasını ve yerinde denetimlerin yapılmasını istiyor. İşyerlerinde kalitesiz malzeme kullanılmasına karşı da çalışma yürüttüklerini ifade eden teknisyenler, örgütlenmenin insanların sağlığı açısından da önemli olduğunu kaydetti.
Gürkan Salar “Biz işe giriyoruz, ertesi gün işten çıkıyoruz. Çocuğumuzu görmüyoruz. Kazancımız düşük, asgari ücretten gösterip emekliliğimizden çalıyorlar. İhale sisteminin kalkmasını istiyoruz. Maliyeti düşürmek için en adi malzemeler kullanılıyor. Bunların kullanılması insan sağlığına çok zararlı” dedi.

‘60 YAŞIMI GÖREMEM’
Yakalandıkları meslek hastalıklarına da değinen Salar şöyle devam etti: “Bizde kumlama diye bir olay var. Kot işçilerinden sonra en çok biz silikozis hastalığına yakalanıyoruz. Kumlamadan gelen porselen tozları hasta ediyor bizi. 30 yaşında, 25 yaşında arkadaşlarımızı kaybettik. Artık bunların bitmesini istiyoruz. Erken emeklilik istiyoruz. Bu işi en fazla 25 sene yapabiliriz. Ben 23 yıldır yapıyorum, 36 yaşındayım. Kaç yaşına kadar yapabilirim? Kaç sene yaşayacağım ben. 60 yaşını görme ihtimalim, Allah’tan bir mucize olmazsa, yok.”
1983’den beri bu işi yaptığını dile getiren Hasan Türk ise, İzmir’de diş teknisyenlerinin çalışma kurallarının olmadığını vurgulayarak “Sabah giriş sekiz, akşam çıkış saati yok. Ben altı ay boyunca kızımın yüzünü göremedim. Ben gittiğimde uyuyordu, sabah da erken çıktığım için göremiyordum. 3 çocuğumun ikisi de benim yaptığım mesleği yapıyor. Kendi şartlarımı düzeltemedim ama hep kendi çocuklarım hem de diğer genç teknisyenlerin daha iyi şartlarda çalışması için örgütlenmeye başladık. Sabah dokuzda işe başlamak, akşam en geç altıda evime gidip en azından eşimle, çocuğumla oturup zaman geçirmek istiyorum. Doktora gitmekten korkuyorum hasta olabilirim diye. Ne çıkar bilmiyorum mutlaka bende de vardır” dedi.

AVRUPA’DA 40, TÜRKİYE’DE 250 İŞ YAPILIYOR
20 yıldır mesleğin içinde olduğunu belirten Yunus Kocaselvi de, ihale sistemi nedeniyle iş yüklerinin arttığını ifade ederek şunları söyledi: “Yapabileceğimizin çok çok üstünde iş veriliyor. Avrupa şartlarında 30-40 tane iş yapılırken bu Türkiye’de 200’e 250’eye çıkıyor. Sigortamızdan tutun aile geçim indirimine, yıllık izne, kadar hiçbir hakkımız yok. Devletin bize verdiği hakları biz alamıyoruz. İşverenlerimiz birleştiler. 9 işveren tek bir laboratuvar altında ihaleye girip yüksek ihaleden iş alıyorlar, maliyeti de düşürdüler. Bunu da öğrendikten sonra biz de örgütlenmeye girdik. Kendi hakkımızı almak için mücadeleye ediyoruz.”

‘BİR AY İÇİNDE 2 ARKADAŞIMIZ ÖLDÜ’
Cihan Köseoğlu: Laboratuvar sahiplerinin daha düşük fiyat verip ihaleyi alması tamamıyla teknisyenlere yansıyor. Yasalarda olan 7 saatlik çalışma saatleri uygulanmıyor. Artı meslek hastalıkları sık oluyor. Silikozisten ölen arkadaşlarımız var. Son zamanlarda bir ay içerisinde 2 arkadaşımız öldü. Örgütlenmeyi başlattık, toplantılar yaptık.
Vicdan Çıtak: Özel sektörün ne kadar güç olduğunu, örgütsüz bir halde olduklarını, yalnızca patronun istekleri doğrultusunda belirlenen çalışma şartlarını gördük ve örgütlenme yoluna gittik. Birleşmenin her şeyi başarabileceğini inanıyoruz. Uzun çalışma saatleri karşılığında hiçbir şey alamıyoruz.  Ek ücret maaş takviyesi olmuyor. Kullanılan malzemeler çok kalitesiz. Sağlık bakanlığının denetimleri çok yetersiz.

Evrensel'i Takip Et