Bülent FALAKAOĞLU
İstanbul
İki genel seçimin yaşandığı 2015 yılında Türkiye ekonomisi iyi bir yıl geçirmedi. Ekonominin yapısal sorunlarına seçim gerilimleri eklenince, 2015 yılı vatandaş için zor bir yıl oldu.
Bazı başlıklarını hatırlayalım. 2015’e yüksek bir işsizlik oranıyla girildi. Türkiye İstatistik Kurumu, ocak döneminde işsizlik oranın yüzde 11.3 seviyesinde gerçekleştiğini duyurdu.
Devamında bir ara tek hanelere düşüp ‘azalıyor galiba’ umudu yaratsa da temmuz 2015 dönemindeki işsiz sayısı 2009 krizindeki temmuz döneminden sonra en yüksek işsizliğin olduğu temmuz dönemi oldu. Resmi rakamla işsiz sayısı 3 milyonu aştı. Ağustos ayında yüzde 10.1 tekrar çift haneyi gördü. Eylül ayına gelindiğinde yüzde 10.3’e yükselen oran ile işsizlik son 6 ayın zirvesine yükseldi.
Suriyelilerin de etkisiyle artık işsizlik oranının uzun süre çift hane olması bekleniyor. Öte yandan gerçek işsizlik zaten oldukça yüksek. Şöyle ki, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da (umutsuzlar ve diğer) dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 16.6 çıkıyor. İşsiz sayısı da 5 milyon 389 bin kişiye ulaşıyor.
‘BABACAN İSTİFA ETTİ’ İDDİASI
Ekonomi dünyasının yakından ilgilendiği gelişmelerden biri de şubat ayı sonlarına doğru yaşandı. 26 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankasını eleştirmesinden bir saat sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sürpriz bir şekilde Başbakanlık konutunda bir araya gelmesi heyecan yarattı.
Görüşme uzayınca ‘Babacan istifa etti’ iddiası Ankara kulislerinde yayıldı. Babacan yaklaşık 2.5 saat içeride kalınca kulislerdeki Babacan’ın istifası söylentisine, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın istifa ettiği söylentileri eklendi.
Ancak hem Başbakanlık hem de Babacan’a yakın kaynaklar bu iddiaları yalanladı.
DOLAR REKORLAR KIRDI
Döviz kuru 2015 yılını rekor üstüne rekor kırarak geçirdi. Eylül ayında dolar 3.0689 seviyesine çıkarak tarihi zirvesini gördü.
Fed’in faiz artıracağının sinyalini vermesiyle döviz gelişmekte olan ülke piyasalarını terk etti. Doların terk ettiği ülkelerin paraları değer kaybetti. Türkiye bu süreçten etkilenen ve parası en çok değer kaybeden ülkelerin başında geldi. Söz konusu etkilenme Türkiye ekonomisinin dövize bağımlı kılınmasının sonucu olarak gerçekleşirken, süreç gelirini erittiği vatandaşı biraz daha yoksullaştırdı.
KAYNAĞI BELİRSİZ PARA YAĞDI
Türkiye’ye yönelik “kaynağı belirsiz” döviz girişleri, yılın ilk dokuz aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 52 artışla 13 milyar doları da aştı.
ENFLASYON BEL BÜKTÜ
Bu yıl sonu için yüzde 6.3 olarak beklenen tüketici enflasyonu (TÜFE) tahmini yüzde 7.6’ya revize edildi.
Bu yükseltilmiş hedef de yeterli olmadı. Enflasyonun yılı yüzde 8’in üzerinde tamamlaması bekleniyor.
Tüm dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de temel gıda enflasyonu yüzde 20’yi aştı. 2015 yılında mutfak adeta yandı!
Genel gıda enflasyonu, yılın 12 aylık dönemi sonunda yüzde 12.41 oranında oldu. Böylece enflasyonun kontrol altına alınması ve düşürülmesi bakımından 2015 yılı, 2014’de olduğu gibi, kayıp yıl oldu. Çalışanların satın alma gücünün geriletilmesi temelinde uygulanan iktisat politikaları bu alanda başarılı oldu ve fakat enflasyon alanında beklenen sonuca ulaşamadı.
BÜYÜME HEDEFİ DÜŞTÜ
Artan nüfus ve iş gücü dikkate alındığında, işsizliğin azalması için Türkiye ekonomisinin yüzde 5’in de üzerinde büyümesi gerekiyor. Fakat 2015 yılı büyüme performansı böyle bir büyüme hızının gerisinde kaldı.
Orta Vadeli Program’da (OVP), bu yıl için öngörülen yüzde 4’lük büyüme rakamı, ekim ayında hazırlanan yeni programda yüzde 3’e çekildi.
DÜNYA EKONOMİSİNİN ÇARKLARI YAVAŞLADI
Dünya ekonomisine küresel ekonomik büyümeye yönelik tedirginlikler, dolardaki güçlenme, düşük emtia fiyatları ve ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımı 2015 yılı ekonomisine damga vurdu.
Yurt içi ve yurt dışında siyasi gündemin yoğun ve belirsizliklerle dolu olduğu 2015 yılında, yükselen döviz kurları ve faizlerin, yıl boyunca sert dalgalanmaların yaşandığı pay piyasalarını baskıladığı görüldü.
Avrupa tarafında, Yunanistan seçimleri Avro Bölgesi ülkelerinde tedirginliklere yol açtı. Yunanistan’da iktidardaki Syriza’nın, avro para biriminden çıkabileceğine ilişkin Almanya merkezli görüşler Avrupa’da yankı buldu.
BÜYÜME BEKLENTİNİN ALTINDA
Uluslararası finans kurumları 2015 yılı için küresel büyüme tahminini yüzde 3.3’ler düzeyinde beklerken, büyüme oranı beklentinin altında kaldı.
Avro Bölgesi için büyüme oranı yüzde 1.5 olurken Çin’de ise son yılların en düşük büyümesi gerçekleşti.
Gelişmiş ülkeler yüzde 2 civarında büyürken sermayenin merkeze kaçmasından etkilenen son yılların gözdesi gelişmekte olan ülkelerin ekonomisi yavaşladı. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu söz konusu ülkelerde büyüme üst üste 5 yıldır düşüyor.
TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞTI
Ekonomiler yavaşlamaya başlayıp ekmek aslanın midesine inince birçok ülke ticarette avantaj sağlamak için ticaret savaşı başlattı.
AB’den Çin’e yapılan ihracatta aslan payını Almanya’nın almasına karşı İngiltere atak yapıp Çin’le ilişkileri güçlendirdi. İngiltere, Çin’in kurmuş olduğu Asya Altyapı ve Yatırım Bankasına (AIIB) Batı’dan ilk katılan ülke oldu.
ABD, Çin’in yakın komşularından oluşan 11 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalayarak Çin’i kuşatma hamlesi geliştirdi. Öte yandan ABD ve AB’nin, dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesini (TPA) kurma hazırlığı gündeme geldi. Ayrıca 2015, Ortadoğu, Orta Asya gibi pazarlarda büyük oyuncuların hegemonya ve enerji savaşlarında öne geçme hamlelerini artırdığı bir yıl oldu.
YUNANİSTAN GERİLİMİ
Mayıs ayında Avro Bölgesi maliye bakanları reformlar konusundaki hazırlıklarını yetersiz buldukları Yunanistan’a kalan kredi dilimini serbest bırakmazken, Yunanistan da Uluslararası Para Fonuna (IMF) olan borcunun haziran taksitini ödemeyeceğini açıkladı.
Bu durum, Yunanistan’ın olası iflasının, istenilen ekonomik toparlanmaya bir türlü ulaşamayan Avro Bölgesi’ne etkilerine ilişkin tedirginlikleri artırırken, Avrupa piyasaları bu dönemde satış baskısı altında kaldı.
Haziranda Avro Bölgesi maliye bakanları da Yunanistan’ın kurtarma programını uzatmayı reddetti ve ülke IMF’ye borçlarını ödeyemeyerek 7. kez temerrüde düştü.
Referandumda, halkın yüzde 61.3’ünün hayır oyu vermesi üzerine Avro Grubu Yunanistan’dan yeni teklif sunmasını isterken, 13 Temmuz’da ağır şartlar karşılığında Atina’yla üçüncü kurtarma paketi konusunda anlaşma sağlandı.
SIFIR FAİZ DÖNEMİNE SON
Küresel piyasalarda nefeslerin tutulmasına neden olan Fed’in aralık toplantısı öncesinde piyasaların ateşi yükselirken, başta emtia olmak üzere tüm piyasalarda volatilite sürdü.
Söz konusu Fed toplantısından, gösterge faiz oranının 0.25 puan artırılarak yüzde 0.25-0.50 aralığına yükseltilmesi kararı çıktı. Böylece 2006 yılından bu yana ilk kez faiz artıran Fed, yeni bir dönemin de kapısını aralamış oldu.
Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen’ın bu kararla başlayan normalleşme sürecinde kademeli bir yol izleneceğini açıklaması piyasalarına pozitif yansıdı. Kararın ardından aralık ayı içinde dolar gelişen ülke para birimlerine karşısında değer kaybederken, gelişmiş ülke para birimleri karşısında yükseliş kaydetti.
DÜŞÜK PETROL FİYATLARI ÜLKELERİ VURDU!
Petrol fiyatları 2015’te yüzde 35’e yakın düştü. Petroldeki düşüş Türkiye gibi petrol ithalatçısı ülkelere yararken, ihracatçı ülkeleri zor durumda bıraktı.
Rusya: Toplam ihracat gelirinin yaklaşık yüzde 58’i petrol ve gaz olan Rusya’da fiyatlardaki düşüş ekonomik sıkıntı yarattı. Rusya’nın bütçesi oldukça daralırken, enflasyon çok yüksek ve Rus rublesinin değeri önemli derecede düştü.
Brezilya: Brezilya da düşen petrol fiyatı nedeniyle enflasyon ve işsizlikle mücadele ediyor. Her geçen ay tablonun daha da karardığı ülkede, bu yılın sonunda ekonomik daralmanın yüzde 3’ü bulması bekleniyor.
Azerbaycan: Azerbaycan ise düşen petrolün faturasını sert bir devalüasyonla ödedi. Aralık ayında serbest kur rejimine geçen ülkenin yerel para birimi manat, dolara karşı yüzde 47 değer kaybetti.
Suudi Arabistan: Petrol gelirlerinin düşmesi Körfez ülkelerini de kötü etkilemiş durumda. Uluslararası Para Fonu (IMF) bu konuda en çok zarara uğrayan ülkelerin başında Suudi Arabistan’ın geldiğini açıkladı. IMF’ye göre, ülke bu yıl yaklaşık 73 milyar dolar kayba uğradı. IMF, petrolde düşüşün bu hızla devam etmesi halinde Suudi Arabistan’ın 5 yıl içerisinde iflas edebileceğini duyurdu.
Evrensel'i Takip Et