Sağlıkçılar: Koridor açılsın yaralılara müdahale edelim
Sağlık emekçileri, Cizre başta olmak üzere kuşatma altındaki kentlerdeki yaralılara sağlık hizmeti sunma taleplerini yineleyerek, birkaç saatliğine dahi olsa silahların susturularak sağlık koridorunun oluşturulması durumunda yaralılara müdahale edebileceklerini ifade etti.
Bölgede süren abluka ve saldırılar nedeniyle sağlık hizmeti veremeyen sağlık emekçileri Diyarbakır Sağlık Platformu öncülüğünde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 37 gündür nöbet eyleminde. Sağlık emekçileri, ölümleri azaltmak ve yaralılara sağlık hizmeti götürmek için "sağlık koridoru" açılmasını talep etti ve öncelikli olarak Cizre'de bir binanın bodrumunda bulunan yaralılara müdahale etmek için gönüllü olduklarını ifade etti. Sağlık emekçileri, kuşatma kentlerinde ambulansların başka hizmetlerde kullanılmasına da tepki gösterdi.
'SAVAŞ HUKUKUNDA BİLE YOK'
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ramazan Kaval, Cizre'de ambulanslarla askerlere mazot taşındığına dair ortaya çıkan görüntülerle ilgili olarak bunun kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Kalkan, Sağlık Bakanlığı tarafından İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderilen belgeden bahsederek, "Belgede 1 Nolu Aile Sağlık Merkezi'nin boşaltılması var. Ve bununla beraber kolluk kuvvetine devredilmesi ile terörle mücadele adı altında buranın karakol olarak kullanılması durumu var. Bu durum çok vahim bir tabloyu ortaya koyuyor" diye konuştu.
'SAĞLIKÇILARIN TARAFSIZ OLMASI GEREKİYOR'
Çatışmalı ortamın ilk günlerinden itibaren sağlık araçlarına ve kurumlarına yanlış yaklaşıldığını ifade eden Diyarbakır Tabip Odası üyesi Doktor Vahaç Alp ise başından beri bu duruma karşı çıktıklarını söyledi. Sağlık emekçilerinin hizmet vermelerinin engellendiğine işaret eden Alp, "Bu uluslararası savaş hukukunda belirlenmiş bir kural. Bu kuralın da bir gereği var. Sağlıkçıların tarafsız olması gerekiyor ki ihtiyacı olan herkese sağlık hizmeti sunabilsin" dedi.
'YARALILAR YERDE YATARKEN AMBULANSLARLA BAŞKA ŞEYLER TAŞINIYOR'
Sağlık kurum ve araçlarının yanlış kullanılmasına tepki gösteren Alp, "Sağlık kurumları karargah olarak kullanılıyor. Ambulanslarla yaralı yerine mazot taşınabiliyor veya askeri bazı araçlar taşınabiliniyor. Bunlar kabul edilebilir durumlar değil. Bu ambulansları direkt hedef haline getiren durumlar. Ve bir diğer tarafta yaralılar yerde yatarken ambulansı başka bir amaç için kullandığınızda ölümleri arttırmış oluyorsunuz. Bu yönüyle de kabul edilemez bir durum olarak görüyoruz" değerlendirmesi yaptı.
'CİZRE'DEKİ YARALILARA MÜDAHALE İÇİN SAĞLIK KORİDORU AÇILSIN'
Savaş alanlarına sağlık personelinin girmesi gerektiğini dile getiren Alp, "İnsan hakları çerçevesinde hem tıbbı etik çerçevesinde hem de uluslararası hukuk çerçevesinde bunun meşrutiyeti var. Oraya girdiğimizde ihtiyacı olan herkese taraf gözetmeksizin tedavide bulunacağız. Bunun için çabalıyoruz" dedi. Cizre'deki yaralılara sağlık hizmetinin ulaştırılmasının engellenmesine de dikkat çeken Alp, "Savaş alanında kaldığı için ambulansların gidemediği söyleniyor Sağlık Bakanlığı tarafından, ama dediğimiz gibi bizim bunu savaş sırasında yapmamız gerekiyor. Biz hiç kimseden güvenlik talep etmiyoruz bizim zaten dokunulmaz sembollerimiz var sağlıkçılar olarak. Dokunulmazlığa riayet edildiğinde biz gerekeni yapacağız. Bu nedenle Cizre için bir sağlık koridoru açılması gerektiğini söylüyoruz. Sağlık koridoru açılırsa biz nöbetteki sağlık çalışanları olarak gönüllüyüz. Koridordan geçip oradaki yaralılara sağlık hizmeti götürebiliriz hemen. Savaşı durduramayabiliriz ama en azından ölümleri azaltabiliriz. Bu toplumun bize yüklediği bir yükümlülük" ifadelerini kullandı.
'DEVLET, AMBULANS YOK GİBİ GEREKÇELER ORTAYA ATIYOR'
Diyarbakır Tabip Odası üyesi Doktor Yakup Altaş ise geçen hafta bölge Tabip Odaları toplandıklarını ve toplantıdan sağlık koridoru oluşturma ve çağrı yapma kararı aldıklarını anımsatarak, TTB Merkezi Konsey düzeyinde Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'yla görüşmelerinin olduğunu, ancak olumsuz yanıt aldıklarını ifade etti. Bakanlığın kendilerine "Ambulans yok" yanıtı verdiğini aktaran Altaş, "Bu tabi çok gülünç bir şey. Devletin ambulansı nasıl olmaz? Hatta ambulanslar farklı yerlerde kullanılıyor, mazot taşıdığına benzer tanımlar var. Böyle bir dram karşısında Sağlık Bakanlığı'nın seyirci kalması ürkütücü bir tablodur. Biz de bu bakanlığın mensubu olarak utanç duyuyoruz" diye belirtti.
'SAĞLIK BAKANLIĞI MÜDAHALE ETMEZSE BİZ GÖNÜLLÜYÜZ'
Altaş, Sağlık Bakanı'nın bir televizyon kanalına açıklamalarda bulunduğunu ve bu açıklamasında çatışmalardan dolayı ambulansların gitmediğini söylediğini hatırlatarak, "Bir ilçe içerisinde çatışmalar yaşanıyorsa, bakanlığın elemanları gitmiyorsa biz bu alanda gönüllüyüz. Biz buradan yaptığımız çağrıdan gönüllü hekimler olarak bize ambulans versinler biz gidip alalım dedik. Bunu çağrımızda da daha önce dile getirdik. Ama bize ambulans tanınmıyor. Böyle vahim bir tablo. Adeta gözler kör, kulaklar sağır" dedi.
'BİR HEKİM YARALIYA MÜDAHALE ETMİYORSA ULUSLARARASI SAĞLIK SUÇUDUR'
Uluslararası sözleşmeler gereği bir yerde bulunan yaralıya müdahale etmeyen hekim ve sağlıkçıların suç işlediğini dile getiren Altaş, bu anlamda sorumlu davranmaya çalıştıklarını ve hem vicdani hem de mesleki sorumluluklarının olduğunu söyledi. Sağlık koridoru açılmasını talep eden Altaş, birkaç saatliğine bile olsa silahların susturulduğu bir ortamda gidip yaralıları alabileceklerini ve müdahale edeceklerini ifade etti. (DİHA)