9 Şubat 2016 10:16
/
Güncelleme: 17:39

Demirtaş: Şırnak Valisi, 'Kurunun yanında yaş da yanar' dedi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Parlamentonun Türkiye'nin asıl gündeminden uzak olduğunu dile getiren Demirtaş, AKP'nin de arzu ettiği gündemleri Meclis'in gündemine getirdiğine işaret etti. Demirtaş, Meclis'te toplumun can alıcı sorunları konuşulmasa da HDP olarak kendilerinin bu sorunları konuşacağını ifade ederek, "Gerçek gündemi ıskalamadan ısrarla demokratik parlamenter sistemin çalışması için çaba sarf edeceğiz" dedi.

'ÖLÜMÜ GÖSTERİP, BAŞKANLIĞA RAZI ETMEK İSTİYORLAR'

Demirtaş, bu mevcut haliyle bile parlamenter sistemin çalıştırılmamasının özel bir nedeni olduğunu da söyledi. Sağlıkta dönüşüm tartışmaları yaşandığı dönemde, hastaların 'bir an önce özel sağlık hizmetlerine geçilsin' diye dua edecek hale getirilmesini hatırlatan Demirtaş, "Ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek istiyorlar. Şimdi Başkanlık sistemi için aynısını yapıyorlar" diye konuştu.

ŞIRNAK VALİSİ: KURUNUN YANINDA YAŞTA YANAR

Cizre'de yaşanan ölümlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, şunları söyledi:
"20 gündür Cizre'deki bir vahşetten söz ediyoruz. Bu vahşet ortamı aradan 20 gün geçmesine rağmen sadece HDP hedef gösterilerek hükümet tarafından geçiştirilmeye çalışıldı. Bütün bilgi kirlilikleri bir yana durum şudur; o sokakta, bildiğimiz kadarıyla uzun bir sokak da değil, bu sokakta bir kaç binada toplam sayıları 70-90 arası olan insan var. Bunların büyük bir kısmı sivil, bir kısmı da henüz 'sokağa çıkma yasağı' ilan edilmeden oraya dayanışmak amacıyla giden üniversite öğrencisi. Bu sokak 20 günden bu yana tank ve toplarla abluka yaratmış durumda. Sürekli buraya top atışı yapıyorlar. Tek taraflı bir çatışma olmadan o binalara atış yapılıyor. Oradan bize ulaşan bilgiler var. O binadan bizi arayıp 'patlamadan dolayı yaralılar var, buradan çıkmak istiyoruz. Fakat biz kafamızı çıkardığımız esnada ateş ediyorlar' diyorlar. Ama bunlar yalan dolanla çarpıtmalarla, 'ambulans gönderdik yaralılar gelmediler, ateş açıldı' şeklinde senaryolarla gerçeğin üstünü örtüyor.
Bu senaryoların bir amacı var. Hükümet orada 70-90 kişi arasında PKK'lilerin olabileceğini düşünüyor. Sayılarını kendileri de bilmiyorlar ama çok sayıda sivil orada olduğunu biliyor. Şırnak Valisi de bunu biliyor. 'Ne yapalım kurunun yanında yaşta yanacak. Bana Ankara'dan verilen talimat Cizre'yi temizle' bunu kendisi söylüyor. Kendisi çıkar bunu açıklar mı bilemem."

'YERELDEKİ OPERASYON GÜÇLERİ TAM YETKİYLE GÖREVLENDİRİLMİŞ'

Demirtaş, konuşmasında daha önce de dile getirdiği 'Bölgedeki operasyon güçleri tam yetkili' açıklamasına bir kez daha vurgu yaptı. Demirtaş, "Yereldeki operasyon güçleri tam yetkilidir. Onlara sivil halkmış binamı ev mi işyerimi bakmayacaksınız deniliyor. 'Devletin kudreti'ni göstereceğiz' diyorlar 'Siz rahat olun ortaya çıkacak katliam ve suçları biz hükümet olarak bunları örteceğiz' demişler. 'Hele bir savcı soruşturma açmayı aklından geçiremez' demişler. Cizre'deki durum budur" dedi.

'CİZRE'DE CENAZELER MAHALLELERE DAĞITILIYOR'

'Güvenlik riski' varsa dahi kendilerinin gidip yaralıları almak için defalarca girişimlerde bulunduklarını hatırlatan Demirtaş, "Yaralılar biz gidersek 'çıkarız' diyorlar. Ancak bu ahlaksızlar, 'HDP'liler gidip üst düzey PKK'lileri kaçıracak' diyorlar" dedi.
Demirtaş, hükümetin 20 gündür bir ilçede herkesin gözünün içine baka baka katliam işlediğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Bu insanların hepsi öldürüldü. Bunu açıklamıyorlar. Çünkü onların hepsinin yaşadığını kanıtlamıştık. Telefon kayıtları var isim listelerini hükümete verdik. Şimdi toplu bir katliam yaptılar açıklamıyorlar, bu sivil katliamı örtmek için gün gün açıklıyorlar. Cizre'de operasyon bitmiş ama cenazelere mahallelere dağıtıyorlar. Şimdi bunun hazırlığı yapılıyor. Dün cenazeleri almaya giden belediye yetkilerine 'Cenazeler hazır değil, gidin' demişler. Dünden beri cenazeleri de alamıyoruz."

'HÜKÜMET, KOLTUĞU KAYBETME KORKUSUYLA PARANOYAK OLMUŞ'

"Karşımızda bütün bunlardan anlayacak ahlaklı bir hükümet yok" diyen Demirtaş, katliam emrini verenlerin de bunlar olduğunu ifade etti. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim çağrımız halkımızadır. Dünya tarihi çok büyük katliamlar gördü. Çok daha büyük felaketler yaşandı. Halepçe'de, Dersim'de, Zilan'da, Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta bunların hepsini gördük. Diyarbakır'da Suruç'ta Ankara'da gördük. Cizre bir aleni katliam olarak tarihe geçiyor. İnsanlık tarihi bir yandan katliam tarihidir bir yandan da onurlu direniş tarihidir. İnsanlığı ayaklar altına alan bu ırkçı katliamcı zihniyet oldu. İnsanlık bunlara karşı çıkanlar sayesinde bu günlere geldi. Dünyanın bütün ülkelerinde insani değerlere bağlı bireyler olduğu için. Biz çağrımızı bu değerlere bağlı halklara yapıyoruz.

'AKP İÇİN, SARAY'A BİAT ETMEYENLER DÜŞMAN'

Hükümet koltuğu kaybetme ve bununla hesaba çekilme korkusu bunları paranoyak hale getirmiş... Ankara bütün Türkiye'yi düşmandan ibaret görüyor. Bu anlayış kendini çekiç karşısındaki herkesi de dövülmesi gereken çivi olarak görüyor. Cizre'de yaşanan vahşet zannediyor musunuz ki İzmirli kardeşlerimiz için bir tehdit değil. Zannediyor musunuz ki Adana'da yaşayan kardeşlerimize bir tehdit olsun diye Sur'dakiler yapılmıyor. İtiraz ederseniz başınıza bu gelir. AKP'li olmakta yetmiyor artık bizzat saraya biat ettiğiniz açıklayacaksınız. Ben oraya tabiyim diyeceksiniz. AKP için oraya biat etmeyenler de düşman artık. Türkiye'nin yüzde 80'i düşman geri kalanı biz Türkiye'yi kurtaracağız diye her yeri bombalıyorlar. Türk halkının bunu iyi anlaması lazım. Ortadoğu bu kadar cehennem yerine dönmüşse Kürt halkı en büyük ittifak gücüdür. Kürt halkının Türk halkına düşmanlığı ya da hain planları yoktur. Net olarak ifade ediyorum; böyleymiş gibi davranan bir hükümet var."

Demirtaş, Cizre ve Sur'da yaşanan vahşete sessiz kalmanın AKP'nin iç savaşı tetikleyen politikalarına teslim olmak anlamına geleceğini de vurguladı.

"Biz bunlara itiraz ettiğimiz için yollardayız, açlık grevindeyiz. Kadınlar bunlara itiraz ettiği için yollardalar. Gençler bu kirli politikaları durdurmak için direnişteler. Bu konuyu hendek mevzusu olarak görenler ise mevzuyu hiç anlamamış. Hendeği bahane ederek yaratılan iç savaş artık en zor çözülen mevzudur" diyen Demirtaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt sorununu barış içinden çözmek yerine savaşla büyütmeyi resmi bir politika olarak kabul ettiğini ifade etti.

Demirtaş, bu duruma rağmen bugün yeni bir müzakere sürecinin başlaması için uğraşan kesimin ise kendileri olduğunun altını çizdi. Demirtaş, "Asla konuşma olmaz diyenler de bunlardır. 'Konuşma yok, söz bitti' demek 'savaş daha da büyüyecek' demektir. Bizler AKP'nin Türkiye'yi büyük bir felakete sürüklediğini gören herkes buna dur demeliyiz. Karşımızda bir savaş cephesi faşizan bir blok var. Ergenekoncular hepsi sahada ittifak yaptılar. Öyle karakol polisi falan değil. Bütün bu vahşeti yapanlar doğrudan saraya bağlılar. Cesareti de oradan alıyorlar. Buna karşı bir barış ve demokrasi bloğu kurmalıyız" ifadelerini kullandı.

Saray, Ergenekon, İşçi Partisi ve eski Büyük Birlik Partililerin yeni bir blok oluşturduğunu söyleyen Demirtaş, bu bloğun hükümeti de by-pas eden bir anlayışla devleti ele geçirdiğini kaydetti.

Demirtaş, "İnsanlar ittifak yapamaz mı yapabilir, fakat daha yakın bir zamanda bu tür ittifakları yere vururken bugün aynı ittifakı yapmak iki yüzlülüktür" dedi.

Demirtaş, bu sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmiş dönemde Ergenekoncuları hedef alan bir açıklamasına ait video kaydını da izletti. İzlettiği kaydın ardından ise şunları söyledi: "Şimdi bunları çözüm süreci devam ederken söylüyor. Devletin kirli odaklarının barışı nasıl engellendiğini meydan meydan dolaşıp anlatıyor. Bu zat bugün bütün öldürülenler neden öldürülüyor bilmiyor mu? Hafıza kaybı yaşamamışsa geçen yıla kadar biliyordu. Demem o ki devran döndü, şimdi ittifak ve güçler ve dengeler değişti. Şimdi Ergenekon'la ittifak yapıp iktidardan düşmemek adına gücünün bir kısmını bunlara verdi. Genelkurmay ile anlaşma yapıldı, yeniden ordunun vesayetine geçildi ve sivil irade bir kez daha derin devlete teslim olundu. 'Demokratikleşiyoruz' adı altında eski Türkiye'nin daha da eski bir modeline dönüş yapıldı."

'PAKET, SAHTECİLİĞİ DAYATMA PAKETİDİR'

Demirtaş, "Master Eylem Planı" tartışmalarına da değindiği konuşmasında, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı bu planın, 1930'larla örtüştüğünü ve aynı ifadelerin Şark Islahat Planı'nda da yer aldığını kaydetti. Demirtaş o dönem çıkan kimi gazete manşetlerini de kürsüden göstererek, aynı plan ve paketlerin yıllardır açıklandığını, "Şimdi başbakan üstünde durmaya gerek duymadığımız bir belge açıkladı. Akşama doğru da bu belgenin etkisi uçup gitti. Uyduruk olduğunu biz de daha çok kendileri de biliyor. İçinde barış yok. Silahlar nasıl susacak tek bir cümle yok. Açıkladıkları paket, sahteciliği dayatma paketidir" sözleriyle dile getirdi.

'BAŞBAKANLAR ÖCALAN KADAR SAMİMİ OLSAYDI BİN DEFA ÇÖZÜM GELMİŞTİ'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 1993'ten bu yana Kürt sorununun çözümü için çabalarda bulunduğunu söyleyen Demirtaş, "Hiçbirinden asla kötülük görmediniz. Kendisi hep çözümde çaba sarf etti. Ülkenin başbakanları Sayın Abdullah Öcalan kadar samimi olsaydı bin kere bu sorunu çözmüş ve ülkeye barış gelmiş olurdu. Çünkü kendisinin oy kaygısı, koltuk kaygısı yok. 'Ben hayattayken barışı getirmek istiyorum' diyor. Bunu diyen bir liderle neden görüşmeyip Arap şeyhleri görüşüp, ittifak kuruyorlar. Bize de bunu Suriye'de çözüm ittifakı diye sunuyor. Sen çözümü Katar'ın kirli paralarında arayacağına binlerce yıllık kardeş dediğin Kürtlerde neden aramıyorsun?" diye sordu.

Demirtaş, bu sözlerinin ardından "Suudi ve Katar'la yaptıkları ittifak Selefilik üzerinden bir din anlayışıdır. Yani DAİŞ'i El-Kaide'yi besleyen din anlayışını Suriye'de iktidara getirmek, Türkiye'de hayata geçirmek istiyorlar" dedi.

'MÜLTECİLERİN HAKKI BİR PAZARLIK KONUSU DEĞİLDİR'

Mülteci krizine de değinen Demirtaş, "Suriye'den buraya gelenlerin hepsi Türkiye'nin asli yurttaşları gibi muamele görmelidir. Katliama sürülecek halleri yok. Diyorlar ya 10 milyon dolar harcadık yalan 1 milyon dahi harcamadılar. Nereye harcadınız. Bütçede var mı yok? Şimdi bunun Avrupa ile kirli pazarlığını yapıyorlar. İnsan hakları bir pazarlık konusu değildir" diye konuştu.

Demirtaş, yeni Anayasa tartışmalarına dair ise "Tam vahşet bir ortamda yeni anayasayı tartışmanın imkanı bile yok" dedi. (ANKARA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et