Fransa favori, İngiltere sürpriz
EURO 2016’nın başlamasına günler kaldı ve takımlar, turnuvaya hazır. Fransa formda orta saha ve hücum hattıyla favori görüntüsünü koruyor.
Mithat Fabian SÖZMEN
Futbola verilen kısa aranın sonuna gelindi. Fransa’nın ev sahipliğindeki 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası cuma akşamı başlıyor. 15. kez düzenlenen ve ilk kez 24 takımın katıldığı Euro 2016, Fransa ile Romanya arasındaki müsabakayla Saint-Denis’teki Stade de France’ta başlayacak. Şampiyonanın finali de yine, Fransa’nın 1998 Dünya Kupasını kazandığı bu statta yapılacak. 1960’ta Avrupa Uluslar Kupası adıyla düzenlenen ilk şampiyonanın gerçekleştiği Fransa, 1984’teki ev sahipliğinde ise kupayı kazanmıştı.
Futbol tarihinin en büyük sürprizinin (Leicester) ardından gerçekleşecek olan turnuva, elbette bu başarıdan izler taşıyacak. Leicester City’yi büyük bir heyecanla takip etsek de bunun futbolseverler için olumlu sonuçlar doğuracağından şüpheliyim. Leicester, topa hakim olmayı önemsemeyen, defansif bir 4-4-2 ile tarih yazdı. 24 takımlı turnuvanın pek çok sakini haklı olarak “Biz neden Leicester’ı, -hatta Atletico Madrid’i- tekrar etmeyelim” diyor. Leicester ve Atletico, kesinlikle sıkıcı takımlar değiller. Onları heyecanla izliyoruz. Ancak onları taklit edecek ulusal takımların, onların organizasyon becerisini bu kadar kısa sürede kazanması mümkün değil. Dolayısıyla onlar değil ama takipçileri ortaya sıkıcı görüntülerin çıkmasına neden olabilir. Futbol Yazarı Michael Cox’un vurguladığı gibi özellikle grup maçları “Çanakkale geçilmez”lerle dolu olmaya aday.
24 takımlı, 6 gruplu turnuvada, grubu ilk 2 sırada tamamlayan takımlar ve en iyi dört 3. bir üst tura yükselecek. Takımların neredeyse galibiyete bile ihtiyaç duymadan gruptan çıkabilecek olması, averaj üstünlüğü (favorilere karşı 1-0’lık mağlubiyet hiç de kötü bir sonuç olarak algılanmayacaktır) kaygısı gibi faktörler, sıkı savunmaların inatçılığını yalnızca artıracak unsurlar.
3 gün boyunca bu sayfada grupları değerlendireceğiz ve tarihin en kalabalık Avrupa Futbol Şampiyonası’nın katılımcılarını tanıtacağız.
İKİ HÜCUM, İKİ SAVUNMA TAKIMI
ARNAVUTLUK
Tarihinde ilk kez büyük bir turnuvaya katılma başarısı gösteren Gianni De Biasi’nin öğrencileri, Leicester’ın şampiyonluğu sonrası avuçlarını kaşıyanlardan. Maç içerisinde hızlıca 4-5-1’e dönebilen 4-3-3 taktiğiyle Arnavutluk’un başarısı güçlü bir savunmaya ve 2., 3. bölgelerde amansız prese (hücumda bunu Başakşehirli Sokol Çikalleşi sağlıyor) dayanıyor. Grup maçları boyunca sadece 5 gol yediler ve gollerden 3’ü 90. dakikadan sonra geldi. İç sahada sadece Ermenistan’ı mağlup edebilen takım, deplasmanda ise Portekiz ve Sırbistan’ı yenip, Danimarka ile golsüz berabere kalmayı başardı.
Lazio’nun Kalecisi Etrit Berisha, Napolili Sağ Bek Elseid Hysaj, Sol Bek Ansi Agolli, Galatasaray’dan hatırlayacağımız Kaptan Lorik Cana (Nantes) ve Köln’den Mergim Mavraj gol atması son derece zor olan bu takımın omurgasını oluşturuyor.
Orta sahada Taulent Xhaka (Basel), Amir Abrashi (Freiburg), Burim Kukeli (Zurich) De Biasi’nin çok güvendiği savunma hattını -Santrfor Çikalleşi ile birlikte- destekliyor.
Arnavutluk, 24 takımlı sistem sayesinde hiç gol atamazsa da, gruptan çıkarsa da kimsenin şaşırmayacağı bir takım olacak.
ROMANYA
Turnuvanın güçlü savunma takımlarından olan Romanya, eleme maçlarında çıktığı 10 karşılaşmada sadece 2 gol yedi. Seribaşı Yunanistan’ın sonuncu olduğu, Kuzey İrlanda’nın lider çıktığı bu enteresan grupta Romanya’nın savunma hattını zorlayacak pek fazla takım olmadığını da hatırlatmak gerek. 5 galibiyet 5 beraberlikle Fransa biletini alan Anghel Iordanescu’nun öğrencileri geçmişteki Romanya takımlarının aksine hücumda heyecan vadetmiyor.
Fiorentina’nın Kalecisi Ciprian Tataruşanu, Napoli’nin Stoperi Vlad Chiricheş ve tandemdeki partneri Dragoş Grigore’nin öncülüğündeki “golyemez” unvanlı takımın ilk önemli testini turnuvanın açılış maçında Fransa’ya karşı izleyeceğiz.
Hücum hattındaki Osmanlıspor’dan Gabriel Torje, Gençlerbirliği’den Bogdan Stancu, 36 yaşına gelen Lucian Sanmartean ve varisi Nicolae Stanciu ve Florin Andone gibi isimler yaratıcılıkta zorlanan Romanya’nın güvendiği isimler olacak.
İSVİÇRE
Nihayet bir hücum takımı! Turnuvanın etkili orta saha oyuncularıyla dikkat çeken takımı İsviçre’nin derdi ise savunması. Stephan Lichtsteiner ve Ricardo Rodriguez gibi hücumcu bekler heyecan verse de Johan Djorou-Fabian Schar tandemi yavaşlıklarıyla düşündürüyor.
Granit Xhaka ve yanındaki tecrübeli isimlerden (Valon Behrami, Blerim Dzemaili) oluşan orta saha hattının Fabian Frei, Gelson Fernandes, Denis Zakaria gibi sağlam alternatifleri var.
Vladimir Petkovic’in santrforda Haris Seferovic’le oynaması bekleniyor. Ona Xherdan Shakiri ve Admir Mehmedi destek verecek. Genç yetenek Breel Embolo’ya da dikkat. Embolo 9 numara olarak da hücuma kanatlardan destek vererek de iş yapabilir.
FRANSA
1984 ve 2000’de kupayı müzesine götüren Fransa, uzun süredir bekleneni veremese de bu kez yakaladığı jenerasyona ve ev sahibi avantajına güveniyor.
Özellikle orta saha ve hücum hattında Avrupa’nın en formda oyuncularına sahipler. Paul Pogba, N’Golo Kante, Dimitri Payet, Antoine Griezmann, Anthony Martial, Kingsley Coman gibi oyuncular Didier Deschamps’ı şampiyonluk yolunda heyecanlandırıyor. Problem ise savunma hattında. Raphael Varane, Kurt Zouma, Mamadou Sakho gibi isimlerin yokluğunda tandemi Laurent Koscielny ile Eliaquim Mangala tamamlayacak. Patrice Evra ve Bacary Sagna’dan oluşan beklerin yaş ortalaması da 34!
B GRUBU - İNGİLTERE’NİN İLK TESTİ
İNGİLTERE
İngiltere için 1966 Dünya Kupası’ndan bu yana her turnuva “Bu kez olacak mı” sorusuyla başlıyor. Leicester City ile Tottenham Hotspur’un kadroya yaptığı katkılar (Harry Kane, Jamie Vardy, Dele Alli, Eric Dier, Kyle Walker, Danny Rose…) ve eleme maçlarındaki 10’da 10’luk performans İngiltere’yi umutlandırıyor. Ama Ada’da elde edilenlerin, kıtanın üst seviye arenasında başarıyı garanti altına almadığını bize İngiltere futbol tarihi söylüyor.
Yine de Roy Hodgson’ın genç ve dinamik takımının son dönemin en heyecan verici İngiltere takımı olduğu kesin.
GALLER
Ian Rush’ın Ryan Giggs ve nesildaşlarının (Garry Speed, Craig Bellamy) yapamadığını Gareth Bale yaptı ve Galler tarihinde ilk kez büyük bir turnuvada sahne alıyor. Elbette Bale yalnız değildi. Chris Coleman, Bale ile birlikte en çok hücumu yönlendiren orta alan üçlüsü Aaron Ramsey, Joe Allen ve Joe Ledley’e güveniyor. Takımın her bölgesinde Premier Lig tecrübeli kaliteli isimlere rastlamak mümkün. Tek sıkıntı santrfor hattında. Hal Robson-Kanu’nun Bale’ı nasıl rahatlatacağı merak konusu.
RUSYA
Fabio Capello sonrası CSKA Moskova’nın hocası Leonid Slutsky ile toparlanma sürecine giren Rusya, grubu İsveç’in önünde, Avusturya’nın arkasında 2. tamamladı. 4-2-3-1 düzeniyle sahaya yayılan, Rusya’da Alan Dzagoev sonrası Igor Denisov’un da sakatlanması, Slutsky’nin 2’li defansif orta saha hattını zora sokuyor. Rusya’nın, tecrübeli savunması ve kontratak oyunuyla geçmişteki hücumcu denemelerinden farklı bir anlayışı sahaya yansıtması bekleniyor.
SLOVAKYA
Etkileyici bir eleme dönemini geride bırakan Slovakya, Skrtel, Durica, Pekarik gibi tecrübeli isimlere dayanan savunmasına ve hücumun her şeyi Napolili Marek Hamsik’e bel bağlıyor. Jan Kozak’ın öğrencileri sürprizi kovalayacak.
YARIN: GRUP C VE D.
Evrensel'i Takip Et