Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
15 Haziran 2016 11:58
/
Güncelleme: 11:03

Bakanlık ölenleri hukuka aykırı hareket etmekle suçladı

10 Ekim Ankara Katliamı için 'Asılsız katliam' diyen İçişleri Bakanlığı bu kez de katliamda ölenleri “Hukuka aykırı hareket etmek”le suçladı.

Bakanlık ölenleri hukuka aykırı hareket etmekle suçladı

Tamer Arda ERŞİN
Ankara

10 Ekim Katliamı’nda hayatını kaybeden ailelerin İçişleri Bakanlığı hakkında açtığı tazminat davalarına, İçişleri Bakanlığı’ndan  skandal yanıtlar gelmeye devam ediyor. Bakanlık mahkemeye sunduğu savunmada, Ankara Tren Garı önünde ölen 101 kişi ve yaralanan yüzlerce kişiyi “hukuka aykırı hareket etmek”le suçladı. Bakanlığın bir yaralının tazminat talebine “Bizi zan altında bırakma çabası” yanıtı vermesi dikkat çekti. 

Mitingin tertip komitesinde yer alan TMMOB Genel Sekreteri Desim Gül ise “Bakanlığın cevabı vatandaşlar arasında nasıl bir ayrımcılık yapıldığını gösteriyor, bu bir utançtır” dedi. Bakanlık, katliamda yaşamını yitiren Gökmen Dalmaç’ın kardeşinin tazminat talebine de “asılsız katliam iddasıyla açılan haksız dava” diyerek itiraz etmiş, tazminatın “haksız zenginleşmeye yol açacağını” savunmuştu. 

İŞTE BAKANLIĞIN SKANDAL SAVUNMASI

10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği miting için Ankara Tren Garı önünde toplananlara yönelik canlı bomba saldırısında yaralanan Nuray Korkmaz, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde İçişleri Bakanlığı hakkında maddi ve manevi tazminat davası açtı. Açılan davayla ilgili mahkemeye 1 Haziran 2016 tarihinde savunma yollayan Bakanlık,  tren garında önünde toplananları "hukuka aykırı hareket etmek" ile suçladı. 

Bakanlık, emniyet ve valiliğin toplantı saatlerini tek taraflı olarak 12.00-16.00 şeklinde değiştirmesini gerekçe göstererek, Gar önündeki toplanmayı “2911 Sayılı Kanunu’na aykırı hareket” olarak değerlendirdi. 

Bakanlık savunmasında şu ifadeleri kullandı : "İl Emniyet Müdürlüğünden alınan 29.09.2015 tarihli ve 15491-2015 sayılı yazıda, daha önce 08.00-16.00 saatleri arasında gerçekleştirileceği bildirilen açık hava toplantısının saatlerinin 12.00-16.00 saatleri arasında düzenlenmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Düzenleme Kurulu üyesi Dersim Gül’e imza karşılığı tebliğ edilmiştir.  Yürüyüş ile ilgili belirtilen saatler yazıda açıkça belli olmasına rağmen, saat 09.10’dan itibaren Ankara Garı önünde yaklaşık 8.000 kişilik grup toplanmıştır. 2911 sayılı Kanunu’nun hükümleri uyarınca  belirtilen saatten önce toplanılmaya başlanması kanuna aykırı hareket edildiğini göstermektedir."

KAYGILARIMIZI İLETMİŞTİK, 'ONLAR TRAFİK' DEDİLER

Emniyetle yapılan toplantılara katılan TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül toplanma yeri ve saatiyle ilgili detayları gazetemize anlattı. Ankara Valiliği'ne başvurularında toplanma saatinin 08:30 Ankara Tren Garı önü olarak ilettiklerini belirten Gül, “Ankara Valiliği'nin eline 22 Eylül 2015'te ulaştı. Bize Valilikten dönüş yapıldı ve cevap yazısında miting saati 12:00 - 16:00  arası geçiyordu. Bunun üzerine valilik ve emniyetle görüştük. Sabah toplandığımızda polisin bize müdahale edip, mitingimizi gerçekleştirmek istemediğini düşündük ve valiliğe bu kaygılarımızı aktardık. Ancak valilik böyle bir niyetleri olmadığını, saatlerin sadece trafiğin ayarlanmasıyla ilgili olduğunu belirtti. Emniyet yetkilileriyle de kaygılarımız hakkında görüştük. Onlar da saat 12.00'nin trafiğin düzenlenmesiyle alakalı olduğunu, ancak yine de 12.00’den önce trafiği kesmeye başlayacaklarını söylediler" diye konuştu.

EMNİYET 'TOPLANABİLİRSİNİZ' DEDİ

Gül, emniyetin haberi olmasaydı tren garı önünde toplanmalarına izin vermeyeceğine ilişkin geçmiş deneyimleri hatırlatarak, “Bildiğiniz gibi emniyet daha önceki bir çok eyleme ‘izin yok’ gerekçesiyle saldırıyordu, eylemi gerçekleştirmiyordu. Eğer izin ve haberleri olmasaydı tren garı önünde de aynısını yapar ve bize saldırırlardı. Zaten biz de bize saldırıp mitingin gerçekleşmesini engellerler kaygısıyla saat üzerine gittik. Bize trafikle alakalı bir durum olduğunu, şehir dışından gelenlerin tren garı önünde toplanabileceğini belirttiler" dedi. 

'SORUMLULUKTAN KURTULMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Gül, “Daha önceki mitinglerde sorun olmadan  sabah saatlerini kabul ediyorlardı. Demek ki patlamanın  istihbaratı vardı da, bu yüzden saat 12.00 deyip, sorumluluktan kurtulmaya çalışmışlar. İstihbaratların olduğu basına da yansıdı" diyerek emniyet görevlileri hakkındaki kuşkularını aktardı. İçişleri Bakanlığı’nın ailelerin tazminat talebine verdiği yanıtı da değerlendiren Gül, "O katliamda ölenler bu ülkenin vatandaşıdır. Bırakın tazminat talebini, böyle bir başvuruya gerek kalmadan devlet bu insanlara sahip çıkmalıydı. Bakanlığın bu cevabı vatandaşlar arasında nasıl bir ayrımcılık yapıldığını gösteriyor, bu bir utançtır" diye ekledi. 

EMNİYET: ‘BİZİ ZAN ALTINDA BIRAKMAK İSTİYORLAR’

Katliamda yaralanan Nuray Korkmaz'ın İçişleri Bakanlığı’na açtığı tazminat davasında bombalı eylemin bilinmesine rağmen önlemlerin alınmadığı suçlamasına ise Bakanlık, “Belirtilen saatten önce toplanarak kanuna aykırı hareket ettiler” iddiasıyla çelişir şekilde “Tüm miting öncesi ve sonrasına ait güvenlik önlemleri sabah saat 08.00’den itibaren alınmıştır” yanıtı verdi. Korkmaz’ın dava dilekçesinde, patlama sonrasında emniyet görevlilerinin gaz kullanması nedeniyle katliamda ölenlere ve yaralananlara müdahale edilemediği ve  katliamın sonuçlarının ağırlaştığı iddiasına ise bakanlık şu savunmayı yaptı: "İddiaların soyut olduğu, bunu  ispat eden gerçek delillerin bulunmadığı, aksine emniyet mensuplarına ve kamu araçlarına saldırmak suretiyle görev yapmalarının engellendiği anlaşılmıştır. İddialar yersiz ve idareyi zan altında bırakmak arzusundan ibarettir. Devlet yani idare, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını koruma altına almakla mükelleftir ve söz konusu terör saldırısıyla alakalı olarak kasıt ya da ihmal suretiyle idarenin bir hizmet kusuru bulunmamaktadır. Valiliğimiz miting günü ve öncesinde alman önlemlerle üzerine düşen görevleri eksiksiz olarak zamanında yerine getirmiştir."

KOPYALA -YAPIŞTIR  SAVUNMA

Gökmen Dalmaç'ın kardeşi Gökçen Kara’nın, İçişleri Bakanlığı hakkında Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde açtığı davaya da bakanlıktan benzer savunma gelmişti. Bakanlık mahkemeye yolladığı yazıda “Belirtmek gerekir ki, olay bir terör saldırısıdır ve patlama ise miting alanı dışında, kararlaştırılmış miting saatinden önce gerçekleşmiştir. Zarara neden olan patlama idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğunu doğuracak bir olay olmayıp, terör eylemidir" demişti. Bakanlık, 10 Ekim'de yaralanan Nuray Korkmaz, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde açtığı tazminat davasında da aynı  ifadelere yer verdi.


 

Evrensel'i Takip Et