17 Temmuz 2016 05:04

Pokemon çılgınlığı: Konumumuzun sanal dünya ile birleşmesi

Alper GÖKALP

Genellikle metro ve otobüs gibi toplu taşıma araçlarında önüne eğilmiş, telefon ekranı üzerinde parmaklarıyla ani hareketler yapması ya da telefon ekranını sağa sola çevirmesi ile kendini ele veren cep telefonu oyuncularına geçtiğimiz hafta yepyeni bir grup katıldı. Diğerlerinin aksine açık havada, bir turist edasıyla telefon ekranındaki haritaya bakarak gezen bu oyuncu profiliyle tanışmamızın vesilesi ise yeni bir oyun: Pokémon GO
Yayına girdiği hafta günlük aktif kullanıcı sayısı popüler akıllı telefon uygulamaları Tinder ve Twitter’i geride bırakacak kadar büyük bir popülarite kazanan oyunun en ilginç tarafı, harita üzerindeki gerçek konumunuzu sanal dünya ile birleştirmesi. Köşe başındaki telefon kulübesine ya da mahallenizdeki bir çocuk parkına gidip topladığınız sanal araçlarla harita üzerinde rastgele beliren küçük sevimli canavarları koleksiyonunuza ekleyip Gym adı verilen lokasyonlara giderek ele geçirebiliyor ve diğer oyuncularla Pokémon karşılaşmaları yapabiliyorsunuz.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK

Uzun yıllardır yapılan, fiziksel dünyada farklı lokasyonlardaki ipuçlarını takip ederek hedefe ilk ulaşan ekibin ödüllendirildiği hazine avı etkinlinlerinin dijital bir uyarlaması olarak tanımlayabileceğimiz Pokémon GO, bu oyun türünün ilk örneği değil. Bu türün ilk örneği olarak Pokemon GO’nun da yaratıcısı olan Niantic Inc. isimli yapım şirketinin 2012 yılında Android işletim sistemli telefonlar için geliştirdiği Ingress ile neredeyse aynı fonksiyonalite ve oyun mekaniklerine sahip olan Pokémon GO’nun en büyük farkı, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile birçoğumuzun çocukluk döneminden aşina olduğumuz Pokémon’ları uzanabileceğimiz mesafeye taşımış olması. Gösterilen ilginin boyutu yapımcı şirket için bile büyük sürpriz oldu. Oyunun Avusturalya ile Yeni Zelanda’dan sonra Amerika ve dünyanın geri kalanında yayınlanması planlanırken, Amerika’da yayına girdiğinde sunucuların talebi karşılamakta zorlanması üzerine diğer bölgelerde yayına girişi ertelendi.

GASP VE KAZA OLAYLARI

Sanal bir oyunun gerçek dünyaya taşınması, oyuncular arasındaki sanal ilişkinin de fiziksel dünyaya taşınması anlamına geliyor ki, özellikle Türkiye’de bu durumun pek iyi sonuçlar doğurmadığını biliyoruz. Metin 2 isimli oyunun içinde başlayan bir tartışmanın büyümesi sebebiyle 2009 yılında Erzurum’da bir çocuğun öldürülmesi medyada geniş yankı bulmuş, dikkatleri oyun sektörüne ve internet kafelere çekerek söz konusu oyunun yasaklanmasına ve internet kafelere giriş için yaş sınırı getirilmesine varan yaptırımlara yol açmıştı. Oyuncuların fiziksel dünyada belli alanlar üzerinde hakimiyet kurarak periyodik kazanım sağlamasına izin veren bir oyunda bu alanların hakimi olmak isteyen oyuncular arasında yaşanabilecek çekişmelerin de fiziksel boyuta taşınma ihtimali endişe verici. Yazının başında da bahsettiğim Ingress oyununun hırslı oyuncularından bazılarının kontrol ettikleri lokasyonları kaybetmemek için bu lokasyonlara erişimi çitler ve dikenli teller ile fiziksel olarak engelledikleri, hatta bazılarının bubi tuzakları kuracak kadar ileri gittikleri bir dünyada, çok daha fazla kişiye ulaşmış olan Pokémon GO üzerindeki rekabetin insanlara zarar verecek noktaya gelmesi olası. Şimdiden Pokémon vaadiyle ıssız noktalara giderek burada gaspa uğrayan, yol ya da uçurum kenarındaki bir Pokémon’u koleksiyonuna eklemek uğruna ya da farkında olmadan yasak bölgelere girerek kendini tehlikeye sokan oyuncular hakkında birçok haber okuduk. Oyunun yayılımının halen arttığını düşününce bu tip gasp ve kaza olaylarının artması ve daha feci olayların yaşanması da muhtemel gözüküyor.

KİŞİSEL VERİ GÜVENLİĞİ

Oyunla ilgili yaygın endişelerden biri de kişisel veri güvenliği konusunda. Oyunun açık olduğu her an, gerçek zamanlı olarak harita üzerindeki konumunuzu paylaşıyorsunuz. Oyunun talep ettiği izinler arasında konumunuz ile kamera ve mikrofon erişimi de bulunması yalnızca komplo teorisyenlerinin değil, kişisel verilerinin paylaşımı konusunda az da olsa hassas olan birçok kişinin oyunu telefonuna yüklemek konusunda çekince göstermesine sebep oldu. Yapımcı Niantic Inc.’in kurucusunun şirketlerinden biri olan Keyhole Inc.’in tohum yatırımının Amerikan istihbarat ajansı CIA’e ait olan menkul değerler şirketi In-Q-Tel’den gelmiş olması ve gizlilik sözleşmesi içinde “Siz ve izin vermiş olduğunuz çocuğunuzun verileri devlet, güvenlik birimleri ve üçüncü şahıslarla paylaşılabilir” gibi bir cümle bulunuyor olması da bu endişeyi körükler nitelikte.
Konu oyun gibi bir eğlence mecrası iken ortaya biraz karamsar bir içerik çıktı ancak pozitif bir noktadan bahsederek bitireceğim: Milyonlarca oyuncunun ellerinde telefonlarıyla konum ve seyahat bilgilerini paylaşarak dolaşıyor olmasının bir de faydası var. Bu en çok Google’ın işine yarıyor olsa da Google Haritalar kullanıcılarını da olumlu etkileyen bir konu. Oyuncuların uğraması gereken durakların birçoğu için taşıt erişimi olmayan yerler seçilmiş. Böylelikle, bu duraklara uğrayan oyuncuların konum verileri işlenerek patika ve geçit gibi yürüyüş yolları tespit edilerek haritaya ekleniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et