Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması için çağrı
Asrın Hukuk Bürosu, HDP , ÖHD ve TUAD Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrite ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Asrın Hukuk Bürosu, HDP İstanbul İl Örgütü, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUAD) 27 Temmuz 2011'den beri avukatlarıyla görüştürülmeyen Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrite ilişkin basın açıklaması düzenledi. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nde yapılan basın açıklamasında avukatlar Öcalan'ın durumundan endişeli olduklarını belirterek sağlıklı bir bilgi alıncaya dek ulusal ve uluslararası hukuk çevreleri başta olmak üzere çözümden yana olan her birey ve kurumu harekete geçmeye çağırdı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 17 yıldır ağırlaştırılmış tecrit koşullarında İmralı'da tutulan Öcalan'ın durumundan endişelenen avukatlarının yapmış olduğu görüş başvurusu Bursa 1. İnfaz Hakimligi kararı ile OHAL süreci boyunca yasaklanmıştı. Öcalan'ın avukatlarından Cengiz Çiçek, Öcalan ile her türlü iletişim hakkını yasaklayan mahkeme kararını eleştirerek, mahkeme kararında avukat görüşünü engelleyecek bir karar olmadığını kaydetti. Çiçek, "Kanunen tutuklular için alınan karar hükümlüler için alınamaz. Yine kanunda avukat görüşünü kısıtlayan bir madde de yok. Bu şunu gösteriyor mahkeme kararının kendisi bile hukuk dışıdır. Sayın Öcalan söz konusuyken hukuk rafa kaldırılıyor" dedi.
'İMRALI'DA HUKUK ASKIDADIR'
Asrın Hukuk Bürosu adına basın açıklamasını okuyan avukat Cengiz Çiçek, Öcalan'ın avukatları ile görüşüne getirilen yasağın 5'inci yılına girdiğini hatırlatarak, "5 yıllık bu hukuksuz ve fiili yasak hali, tecrit içinde tehdit diyebileceğimiz bir yaklaşımdır. Tek kişi üzerine kurgulanmış bir ada hapishanesi dizaynı, kendi başına katlanılması zor bir tecrit haliyken; üstüne avukat, aile, ziyaretçi ve iletişim haklarından mahrum bırakılmak tek kelimeyle işkencedir" dedi. 2011'den beri uygulanan tecridi 'rehine politikası' olarak değerlendiren Çiçek, "Şurası açıktır 17 yıllık imralı tecrit uygulamalarıyla görüldü ki, müvekkilimiz devletin elinde yasalar bağlamında bir mahpus değil; her anı intikam almaya, yakınları ve sevdiklerine eza çektirmeye dayalı ve politik tercihlere göre kendisine davranılan bir rehindir. İmrali'da hukuk askıdadır; insan hakları, insanlık onuru askıdadır" diye konuştu. Çiçek açıklamaya şöyle devam etti, "Defaatle belirttiğimiz gibi müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ve diğer müvekkillerimizin can güvenliğinden emin olabilmemiz için biz avukatlarının, aile üyelerinin ya da bağımsız bir heyetin ivedilikle İmralı adasını ziyaretine izin verilmelidir.
Bugün İmrali'ya dair kaygılarımızı kulak tıkayanlar unutmamalıdır ki, tam da Imrali'da vücut bulan bu ve benzeri antidemokratik tutum ve uygulamalar kurumsallaştıkça, ülkede en istikrarlı yürüyen iş, darbeciler ve darbe mekaniği olacaktır. Korsanlığın adı hukuk, kuralsızlığın adı kural oldukça, demokrasiyi değil, ancak günü kurtarabilirsiniz. Sonuç itibariyle içinden geçtiğimiz kaotik süreç, bizlere tekrardan şunu göstermiştir: Sayın Öcalan'ın da belirttiği gibi Turkiye'nin önünde iki seçenek vardır, Ya çözüm ya darbe!"
AVUKATLAR ÖCALAN'IN DURUMUNDAN KAYGILI
Yapılan ortak basın açıklamasının ardından söz alan HDP İl Eş Başkanı Doğan Erbaş, Öcalan'a uygulanan tecritin parti olarak gündemlerinde olduğunu söyledi. Erbaş, Öcalan'a uygulanan tecriti 'darbe içinde darbe' olarak nitelendirdi. Öcalan'ın durumuyla ilgili kaygıları olduğunu vurgulayan Erbaş, tecritin bir an evvel kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
TUAD adına konuşan avukat Şule Recepoğlu da tecridin kaldırılması ve müzakere sürecinin başlaması talebinde bulundu. Tecridin gerekçesi olan OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin öncesinde de Öcalan'a tecrit uygulandığını kaydeden Recepoğlu, "Tecrit uygulamaları OHAL ve Kanun Üstünde Kararnameler ile yasal bir zemine oturtuldu. Önce Sayın Öcalan'a sonrasında tüm siyasi tutsaklara uygulanan tecrit kaygı verici" dedi.
ÖHD adına konuşan avukat Veysi Eski ise "Devlet İmralı'da OHAL uyguladığını 17 Temmuz Kanun Hükmünde Karatnamesi ile kabul etti. Sayın Öcalan ile tüm iletişimin kesilmesi insanlık onuruna aykırıdır. Yayılan bilinçli haberlerle Öcalan'a fiziksel yönelim gerçekleştirilmesinden kaygı duyuyoruz" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et