Saldırılar birliktelik ve örgütlülükle püskürtülebilir

Zülal KOÇER
İstanbul

Demokrasi için emek buluşmaları devam ediyor... İstanbul’da ikinci kez emek ve demokrasi buluşması gerçekleştiren sağlıkçılar, demokrasi ve emeğe dönük saldırıların giderek arttığına dikkat çekerek, “Saldırılar karşısında güçlü bir örgütlülük ve birliktelik vazgeçilemez” dedi.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, çalışma koşullarının ağırlaştırılması, iş ve emeklilik güvencelerinin ortadan kaldırılması, sosyal güvenlik haklarının gasp edilmesi, sağlık bilimleri eğitimlerinin niteliksizleştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin kalitesizleştirilmesine karşı, İstanbul’da ‘demokrasi için emek buluşmaları’nın ikincisini düzenledi. İlki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastane bahçesinde gerçekleştirilen buluşmalardan ikincisi önceki akşam İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu’da bulunan şubesinde gerçekleştirildi. Forum şeklinde gerçekleştirilen buluşmada, DİSK Genel Sekreteri ve Dev-Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, SES Genel Başkanı Gönül Erden, İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Başak konuşmacı olarak yer alırken, İstanbul’un çeşitli hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri de foruma katıldı.

BİAT ETMEYEN TÜM KESİMLERE BASKI

SES Şişli Şube Başkanı Fadime Kavak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen forumda ilk sözü Gönül Erden aldı. Erden, emek ve demokrasi mücadelesinin sağlık emekçileri açısından asli bir iş olduğunu belirterek “Sağlık tanımlaması bedensel, ruhsal, sosyal iyilik hali ancak bizler bugün coğrafyamızda bunun mümkün olmadığını görüyoruz” dedi. 15 Temmuz sonrası yaşananlara değinen Erden şu şekilde konuştu: “Mevcut iktidarın darbeyi fırsata çevirdiğini ve bunun üzerinden bütün muhaliflere bütün ötekilere, emekçiler oku çevirdiğini, saldırının hedefinde bizler olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ve yaşıyoruz aslında. Darbe olsaydı da çok farklı şeyler yaşamayacaktık. Sendikalar kapanıyor, bir gecede çıkan kararnamelerle işçiler emekçiler işinden ihraç ediliyor, açığa alınıyor, her gün onlarcası gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, bugün iş güvencemiz tehdit altında, yani darbe olsaydı da bu saldırılar yaşanacaktı.”
Erden AKP Hükümetinin kendisi gibi düşünmeyen, kendisine biat etmeyen tüm kesimlere karşı saldırmasına karşılık emekten, demokrasiden yana olanların asgari müştereklerde buluşup bu saldırıları püskürtmesi gerektiğine vurgu yaptı.

YASALAR DARBE DİNLEMEDİ

Arzu Çerkezoğlu da darbe girişiminden birkaç gün sonra zorunlu bireysel emeklilik sigortasının Meclisten geçtiğini, özel istihdam bürolarıyla ilgili yasanın, Ahmet Davutoğlu’nun daha Başbakanlıktan istifa ettiği gün Meclisten geçtiğini hatırlattı. Çerkezoğlu, “Mesele sermaye lehine hareket etmek olduğunda hepsi aralarındaki didişmeyi bir kenara bırakıp emek alanına saldırıyorlar” dedi.
Ülkede yaşananların demokrasiyle ilgisi olmadığını söyleyen Çerkezoğlu, “Bunlar açıkça diktatörlük rejimlerinde yaşanabilecek şeylerdir. Böylesi bir süreçte yan yana geldik, bir aradayız ama bütün bu yaşananların bize demokrasi adı altında sunulmasına, böyle pazarlanmasına da karşı çıktık ve bu yüzden de bu buluşmalara demokrasi için emek buluşmaları dedik. Tüm Türkiye’de yürüteceğimiz bu çalışmanın sonucu ve bunun en geniş şekilde kamuoyuyla paylaşılması, kurucu bir iddianın ortaya konması açısından önemlidir” diye konuştu.
Çerkezoğlu “Saldırıları püskürtmek için birlikte mücadele etmek gerekiyor ve bu buluşmalar da burada önemli rol oynuyor” dedi. 
Muzaffer Başak da ağır baskı süreçlerinden geçildiğini ifade ederek dayanışmanın vazgeçilmez olduğunu ve İstanbul Tabip Odası olarak dayanışmayı daha fazla güçlendirmenin yolunu da aradıklarını belirtti.

YARATILAN KORKUYA KARŞI ÇARE ÖRGÜTLÜ OLMAK

Foruma katılan sağlık emekçileri de bulundukları hastanelerde karşı karşıya oldukları sorunları anlattı. Sağlık emekçileri, işyerlerinde güvencesiz, performansa dayalı çalışma koşullarından dolayı tüm çalışanların şikayetçi olduğunu ama yine 15 Temmuz’un ardından başta kamuda olmak üzere açığa almalar, tutuklamalar nedeniyle sağlık çalışanlarının korkmuş vaziyette olduğunu söyledi. Sağlıkçılar bu korkuyu aşmanın da, güvenceli, daha insani koşullarda çalışmanın da yolunun, örgütlü olmaktan geçtiğini söyledi.