14 Aralık 2016 13:54

Zülfü Livaneli: Umutsuz olmaya hakkımız yok

Sarıyer Belediyesi, sanatçı Zülfü Livaneli'nin 50. sanat yılına özel bir sempozyum düzenledi.

Paylaş

Vedat AYDEMİR

İstanbul

Sarıyer Belediyesi, sanatçı Zülfü Livaneli'nin 50. sanat yılına özel bir sempozyum düzenledi. 'Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam' adıyla gerçekleşen sempozyuma katılan sanatçı dostları, Livaneli'nin kültür, sanat ve politika yaşamındaki çalışmalarını, 50 yıllık birikimini anlattılar.

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'in ev sahipliğinde Tarabya Oteli'de düzenlenen 'Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam' adlı sempozyuma Alman Piyanist Henning Schmiedt, müzik yazarı Murat Meriç, yönetmen ve yapımcı Nebil Özgentürk, yazar ve oyuncu Sunay Akın,  Selahattin Duman, Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Köse, Feridun Andaç, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral ve Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban’ın konuşmacı olarak yer Sempozyumun özel konukları ise Vietnam Savaşı sırasında atılan Napalm bombaları arasında yaçekildiği bir fotoğrafla savaşın sembolü olan UNESCO iyi niyet elçisi Kim Phuc ile Alman piyanist Henning Schmiedt oldu.

BARIŞ İNSANIN ZİHNİNDE BAŞLAMALI

Son dönemde Türkiye'de kötü zamanlar yaşadıklarını dile getiren Livaneli, Ülkemiz ve insanımız çok güzeldir. Biz bu ülkeyi çok seviyoruz. Hayatımızın en büyük amacıdır, bu ülkede mutluluğu görmek. Bugünlerde Namık Kemal'in bir şiirinde yazdığı gibi, 'vatan mahzun ben mahzun' diyoruz" diye konuştu.

Bir kardeş kavgasının içindeyiz diyen Livaneli şunları söyledi; Kardeş kavgası Kabil ve Habil'den bu yana kavgaların en korkuncudur. Bizim söylemimiz şudur; bunlar olmasın. Madem ki bütün savaşlar insanın zihninde başlar, o zaman barış insanın zihninde başlamalı ve biz de barış kültürü eğitimi yapmalıyız. Bunun için de dostum Kim ile birlikte barış kültürünü dünyada yayabilmek için Unesco'da çok çalıştık. Umutsuz olmaya hakkımız yok. Bu kardeş kavgasını, insan hakları ihlallerini bu zulümleri, katliamları ülkemiz aşacaktır. Laik demokratik yolda hiç sarsılmadan ve sapmadan devam edecektir.

KİM PHUC: ALAN BEBEĞİ GÖRDÜĞÜMDE KALBİM KIRILDI

 Zülfü Livaneli adına düzenlenen sempozyum için Türkiye’ye gelen simler arasında Vietnam Savaşı sırasında Napalm bombası atıldığı sırada çekilen fotoğrafta küçük bir kız olarak yer alan ve savaşın sembolü haline gelen Kim Phuc da yer aldı. Programın sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kim, "Kalbim çok kırık. Bugün hala aynı durumda olan çocukları gördüğüm zaman yine çok kırılıyor. Bundan sonra umarım benim durumumla aynı durumu yaşayan çocukları görmem. Daha fazla savaş olmamasını, daha yüksek sesle söylememiz gerekiyor" şeklinde konuştu. Son yıllarda savaşlardan etkilenen çocukların içinde bulunduğu drama ilişkin yöneltilen bir soruya ise, “Herkesin affetmeyi, umut beslemeyi, sevmeyi öğrenmesi gerekiyor. Savaştan gelen biriyim, bundan çok muzdarip oldum. Ben bunun iyi bir örneğiyim. Bundan sonra savaşların olmaması için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Çocukları bugünlerden eğitmemiz gerekiyor. Sevgiyi, umudu öğretmemiz, affetmeyi öğretmemiz gerekiyor ki bugünün çocukları yarının yetişkinleri oldukları zaman bu savaşları durdurabilsinler. Savaşların olmaması için bu durumu çok ciddiye almamız gerekiyor” cevabını verdi. Dünya kamuoyunda yankı bulan Suriyeli Ümran ve Aylan bebek ile ilgili soruya verdiği cevapta, bu fotoğrafları gördükten sonra bütün dünyanın büyük reaksiyon göstermesi gerektiğini anlatan Kim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fotoğrafları gördüğüm zaman kalbim kırılıyor gerçekten. Dünyanın etrafındaki insanların ayağa kalkması ve uyanması için bu savaşlara dur demeleri içinde aynı zamanda itici güce sahip bu fotoğraflar. Bunları böyle değerlendirmek gerekiyor. Çocukların mutlu ortamlarda barış içinde büyüyebilmeleri için bu fotoğrafları gördükten sonra büyün dünyanın büyük reaksiyon göstermesi gerekiyor.”

Yaşadığı olay sonrası birçok operasyon geçiren ve yaşaması mucize olarak görülen Phuc, Zülfü Livaneli gibi UNESCO iyi niyet elçisi olup bir dönem birlikte görev yapmıştı. Bugün 53 yaşında olan Kim Phuc Kanada’da yaşıyor. “Kim Vakfı” ile çocuk savaş kurbanlarını iyileştirmek için çaba sarf ediyor.

MURAT MERİÇ: LİVANELİ’NİN MÜZİĞİ BİZİ ANLATIYOR

Müzik yazarı ve tarihçisi Murat Meriç, Zülfü Livaneli müziği ile lise yıllarında tanıştığını aktardı. Müzisyenleri, devrimcileri ve insanları, Livaneli’nin müziklerinden öğrendiğini belirten Meriç, “bize anlatırken, bizi anlatıyor” dedi. “100 şarkıda memleket tarihi” isimli bir kitap hazırladığını ifade eden Meriç, bu kitabın büyük çoğunluğunda Livaneli’nin yer aldığını çünkü Livaneli’nin memleketi çok iyi aktardığını belirtti. Kızıldere olayını, Deniz Gezmiş’i, madımak katliamını ve daha birçok tarihi olayı şarkılardan öğrendiği aktaran Meriç, “Yaşar Kemal’i, Livaneli ile derinlemesine öğrendimve şarkıları tarihe not düştü” dedi.

Alman Piyanist Henning Schmiedt, Zülfü Livaneli ile hem dost hem de çalışmaktan büyük keyif aldığını aktararak Livaneli’nin bazı eserlerden notaları Livaneli’yi anlattı.

 Yazar ve tiyatrocu Sunay Akın, yazar, oyuncu ve sinema eleştirmeni Selahattin Duman ve yönetmen Nebil Özgentürk, Zülfü Livaneli ile yaşadıkları anıları aktardı.

EDEBİYATÇI DOSTLARI LİVANELİ’Nİ ANLATTI

 

Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban edebiyat başlıklı sempozyumun açılış konuşmasında, Zülfü Livaneli’yi “büyük ustaların geçtiği kapıdan geçen insan olarak” sözleriyle tanımladı. Büyük sanatçıların her zaman halk kaynaklı hareket ettiğini belirten Baban, “halk büyük ustalara kaynaklık etmiştir Zülfü’de onlardan birisi. Kendine özgü bir sanat yaratıyor” dedi. Anadolu toprakların bir kültür mozaiği olduğunu “nereye elini atsan bir altın çıkarıyorsun. Yeter ki bunun bilincinde olalım” cümlesiyle ifade eden Baban, “Zülfü Livaneli bütün dünyayı özümsemiş bir yazardır” ifadesini kullandı.


Prof. Dr. Onur Bilge Kula, Livaneli’nin üç kitabı ve bir denemesi üzerinde çalışma yaptığını, son romanı olan “Konstantiniyye Oteli” üzerine yoğunlaştığını söyledi. Kitaplar üzerine yazdığı araştırmalardan bölümler okuyan Kula, Livaneli’nin değerli bir yazar olduğunu söyledi.

 
Yazar Zafer Köse ise Livaneli’ni yazdığı kısa bir öyküyle anlattı. Dünya mücadelesine katılan çok boyutlu bir sanatçı, büyük sanat ve kitlesellik, özgünlük, çok boyutlu insan ve devrimci insan başlıklarıyla Livaneli’ni tanımlayan Köse, Zülfü Livaneli’nin ortaya çıktığı dönemi betimleyerek sanatıyla ortaya çıkış sürecini aktardı. Klasik bir saz sanatçı olmadığını, halk müziğine yorumlar getirdiğini ifade eden Köse, “bu özellikler devrimci kişiliğinden geliyor. Livaneli’nin emek ve kültüre verdiği destek nedeniyle baskılar yaşadı. Mücadele etti, gurbeti tattı” dedi. Zülfü Livaneli’nin popüler kültür tarafından kabul edildiği fakat “popüler kültür” sözünün kötü anlamda olmadığını aktaran Köse, “zor ve uzun bir yolun sonucudur bu durum” dedi.
Yazar Feridun Andaç, roman yazarı olarak tanınmak için değil, müziğin yeterli kalmadığı yerlerde Livaneli’nin roman yazdığını aktararak, “yazıya, müziğe ve insanda dokunan bir insandır Livaneli. İnsanların roman okuma alışkanlığı kazandırdı” dedi.
 

ÖNCEKİ HABER

Yolda mahsur kalan 7 kişi jandarma tarafından kurtarıldı

SONRAKİ HABER

Öğrencilerin eline idam ipi veren öğretmen Meclis gündeminde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa