Gazeteciler 10 Ocak’ı baskı, sansür, işsizlikle karşılıyor
Evrensel'e konuşan basın meslek örgütü temsilcileri ve gazeteciler, 10 Ocak’ın ancak gazetecilik özgürken kutlanabileceğini söyledi.
Meltem AKYOL
İstanbul
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Türkiye 10 Ocak’n yıldönümüne, basına yönelik ağır hak ihlalleriyle giriyor. Türkiye’de son bir yıl içinde 358 gazeteci gözaltına alındı, bunların 109’u gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklandı. Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’ün verilerine göre 30 Aralık’ta Gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanmasıyla cezaevinde bulunan gazeteci sayısı 145 oldu. Basına yönelik baskı OHAL döneminde daha da arttı. OHAL ilanından sonra çıkarılan KHK’lerle 177 basın kuruluşu kapatıldı. 2 bin 500’e yakın gazeteci ve medya çalışanı kurumları kapatıldığı için işsiz kaldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin açıkladığı son rakamlara göre, 780 gazetecinin basın kartı iptal edildi, 189 gazeteci sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası basına yönelik baskı ve hak ihlalleri ile karşıladığımız “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nde Çalışamayan Gazeteciler Günü” konulu bir basın açıklaması yapacak. Türkiye’de basına dönük baskılara ve hak ihlallerine ilişkin gazetemize konuşan basın meslek örgütü temsilcileri ve gazeteciler 10 Ocak’ı karşıladıkları koşullara dikkat çekti, gazetecilerin gerçekten özgür olduğu bir dönemde ancak bu günü kutlayabileceklerini söyledi.
ÇALIŞMAYAN GAZETECİLER GÜNÜ
10 Ocak’ın Türkiye tarihinde gazetecilerin en büyük mücadelelerinden birisinin sonucu olarak doğduğunu söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “56 yıl önce gazetecilerin büyük mücadelesi ile bayram ilan edilen 10 Ocak Türkiye’de uzun yıllardır bir bayram havasında kutlanamıyor. Basın özgürlüğünün yok edildiği, gazetecilerin tutuklandığı, işsiz bırakıldığı bir dönemde bayram kutlamak gazeteciler için zul haline geldi.
2017 Türkiye’sinde 140’ın üzerinde gazeteci cezaevlerindeyken, 10 bine yakın işsiz gazeteci varken TGS 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü “Çalışamayan” gazeteciler günü olarak tarif etmektedir” dedi.
BASIN ÖZGÜR OLDUĞUNDA KUTLAYACAĞIZ
Gazeteciler adliyelere haber yapmaktan çok, ifade vermek için gidiyorlar. Meslektaşlarımız haber yaptıkları için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Gazeteler kapatılıyor, radyolar, televizyonlar kapatılıyor, meslektaşlarımız işsiz” diyen Durmuş, “TGS 10 Ocak’ı bir bayram olarak ancak şu koşullarda kutlayacaktır; Cezaevlerindeki gazetecilerin serbest bırakıldığı, işsiz gazetecilerin iş bulduğu, adliye koridorlarında gazetecilerin yargılanmak için değil haber yapmak için bulunduğu, sansürün oto-sansürün olmadığı, basın özgürlüğünün tüm kurumlarda hayat bulduğu dönemde kutlayacaktır” ifadelerini kullandı.
KANALIMIZ KAPATILDI, BİZ ‘FİŞLENDİK’
Hayatın Sesi Televizyonunun KHK ile kapatılmasının ardından çalışanlar işsiz kaldı. Bu da yetmezmiş gibi kanal çalışanlarının işe giriş ve çıkış tarihleri SGK tarafından bilgisayar üzerinde değiştirildi ve çalışanların işsizlik ödeneği kesildi. Kanalın kapatılması ile işsiz kalan isimlerden biri Hayatın Sesi’nde kültür-sanat programı yapan Ayşen Güven. Kanalın kapatılmasının ardından “Nasıl yaşayacağım” sorusunu sormaya başladıklarını söyleyen Güven, “Kanalımızın KHK ile kapatılmasıyla bizleri de bir çeşit “fişlediler” ki gazetecilik yapmak kadar başka bir iş bulmanız da hiç kolay değil” ifadelerini kullandı.
‘GAZETECİLİK İLLA Kİ BİTMEYECEK’
“Bütün bunlardan daha vahim olanı bugüne kadar yaptığınız, sevdiğiniz, yıllarınızı verdiğiniz mesleğinizi artık yapamaz hale getirilmeniz” diyen Güven, “Gazetecilik illaki bitmeyecek, illa birileri gerçeği anlatmaya, göstermeye devam edecek. Ama bu dönem bir kaç kuşak gazeteci heba olup gidiyor. Ve özellikle kendi alanım olan kültür-sanat gazeteciliğinin baya baya dibi görünüyor” şeklinde konuştu. Parça başı, freelance işlerle yaşamaya çalıştıklarını söyleyen Güven “Kimse üretmekten mutluluk ve gurur duyduğu işini yapamaz hale gelmesin” temennisinde bulunuyor..
‘GAZETECİLİK SOKAKTADIR’
OHAL sonrası kapatılan JINHA’nın editörü Beritan Canözer, türkiye’de her dönem özellikle de 90’lardan sonra gazetecilere dönük ciddi baskıların yaşandığına dikkat çekti. Canözer, “Son dönemlerde her gün tutuklanan gazetecilerin haberlerini okuduk, katledilen gazeteciler oldu, kimisi yaralandı, kimisi kaybedilmek istendi. Son olarak da OHAL’in ilan edilmesi sonrası KHK’ler ile muhalif olan neredeyse bütün basın kurumları kapatıldı” dedi.
“Gazetecilik sokaktadır” diyen Canözer, “Kurumlarımız kapatıldı ve yüzlerce arkadaşımızla işsiz kaldık ama bu hiç bir gazetecinin haber yapmasına engel değildi. Engel olmadı. İşsiz kalan bütün gazeteciler yazmaya devam etti. Tüm baskılara, tutuklamalara, gözaltılara rağmen alanlarda olmaya devam ettik ve alanlardayız. İhtiyacımız olan tek şey toplumsal bir dayanışma ve duyarlılıktır” ifadelerini kullandı.
KAPATILAN KURUMLARDAN KİMSEYİ İŞE ALMIYORLAR
İMC TV’nin kapatılması ile işsiz kalan Utku Zırığ ise kırgın ve öfkeli olduğunu söyledi. Zırığ, “Kırgın ve öfkeliyim. Kırgınım çünkü; derdi gazetecilik olan pek çok insan işsiz kaldı İMC TV’nin kapatılmasıyla. Öfkeliyim çünkü; politik iklimin ve siyasi hırsların sonucunda alınan bu kararla çalışma arkadaşlarımla birlikte medeni ölümle sınanmaktayız. Medyada gazetecilik yapılacak kurum sayısı bir hadi bilemediniz iki elin parmakları kadar kalmışken KHK ile kapatılan kurumlardan kimseyi işe almamak için ana akım medyada gizli bir anlaşma yapıldığı görülüyor” ifadelerini kullandı.
Zırığ, “Kanal kapandığından bu yana pek çok insan kendi derdini unutup arkadaşlarına bir iş güç bulma arayışında. Bu insanların hiç biri bunları hak etmedi” şeklinde konuştu.
‘10 OCAK MÜCADELE GÜNÜNE EVRİLMELİ’
Gazetecilere yönelik saldırıların yıllardır devam ettiğinin altını çizen Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan, gazetecilerin ise bu saldırılara karşı bir arada durarak direndiklerini söyledi. Dihaber’e konuşan Boltan, “Ülkede olup bitenlerin bilinmesini istemiyorlar. Bu yüzden basını bitirmeye çalışıyorlar” dedi. Gerçeklikleri yazan gazetecilerin hedef alındığının altını çizen Boltan, gazetecilerin haklarının her geçen gün ellerinden alındığını aktardı. Boltan, “Hakları ellerinden alınmış gazetecilerin bir araya gelip mücadele etmesi çok önemlidir. Ve ancak bu şekilde sonuç alınacaktır. Gazetecilik mücadelesinin sonuca ulaşması elbette çok anlamlı olacaktır. Tam da bu anlamda 10 Ocak günü, bir mücadele gününe evrilmelidir” dedi.
56 YIL ÖNCEKİ HAK TALEBİ HALA GEÇERLİ
56 yıl önce gazete patronlarının, çıkarılan 212 sayılı Basın Yasası’nı protesto için üç gün gazete basmama kararı üzerine gazeteciler kendi gazetelerini bastı. 10 Ocak 1961’de haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak için yürüyüş düzenleyen gazeteciler üç gün boyunca BASIN gazetesini çıkardı.
10 Ocak, 12 Mart muhtırasına kadar “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı. Ancak muhtıranın ardından “bayram” olmaktan çıkarılan 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başladı.
Bugün binlerce gazeteci işsiz, hala pek çok gazeteci iş kendi iş kolunun yasası olan 212 sayılı yasaya tabii olmadan çalışıyor. İnternet gazetecileri ise hala bu yasa kapsamında değil.