11 Ocak 2017 18:20
/
Güncelleme: 19:17

Özellikle akıllı telefonların, tabletlerin ve ileri teknolojinin günlük rutinimizde edindiği yer büyüdükçe, internet ve sosyal medya araçlarının kullanımı her yaştan kitleler için erişilebilir hale geldi. Yapılan araştırmalar, sosyal medya kullanımının artışının, insanları sanal ortamlarda ilişki kurmaya ve gerçeklikten uzak, yapılandırılmış kimlikler oluşturmaya yönlendirdiğini ortaya koymaktadır. Psikolog Duygu Başak Gürtekin, sosyal medya bağımlılığının artık çocuklarda daha sık gözlendiğine dikkat çekerek, bu konuda ailelerin kurallar koymak yerine karşılıklı iletişimi güçlendirmek adına anlaşmaya dayalı sözleşmeler yapmaları gerektiğini söyledi. Gürtekin, sosyal medya bağımlılığı için alınması gerek önlemleri şöyle sıraladı:

İNKAR EDİYORSAN BAĞIMLISIN DEMEKTİR

“Sosyal medya kullanımının bağımlılık düzeyine geldiğini gösteren en önemli belirtilerden biri, kişinin sosyal medya araçlarını kullanırken harcadığı zamanı kontrol edememesidir.

Özellikle pek çok bağımlılıkta olduğu gibi “istediğim zaman bırakabilirim” inancı, sosyal medya bağımlılığında, var olan durumun inkar hali olarak ortaya çıkar. Bu nedenle kişide bağımlılığa dair inkar görülmesi mutlaka dikkate alınması gereken belirtiler arasındadır.

KURAL KOYMAYIN SÖZLEŞME YAPIN

Yapılan araştırmalarda, sosyal medya kullanım sıklığı nedeni ile sanal gerçeklik üzerinden dünyayı anlamlandırmaya çalışan çocukların, sosyal medya hesaplarını çok erken yaşta keşfedip, alternatif kimlikler ürettiği saptandı.

Bu durumun çocuklarda gerçeklikle bağlarının kopması, yüz yüze ilişki kurmada zorlanma, sosyalleşme problemleri ve bağlanma sorunlarına kadar uzanan önemli güçlüklere yol açtığı gözlemleniyor.

‘KORUYUCU BİR PELERİN GİYDİRİN’

Son zamanlarda uzmanların ve ailelerin işbirliği ile hazırlanan koruyucu müdahalelerden biri de karşılıklı anlaşmaya dayalı sözleşmeler yapmak.

İlk adımda, ebeveynler olarak çocuklarınıza, onların haklarını gözeten ve katılımlarının, fikirlerinin bu konuda ne kadar önemli olduğunu ifade eden bir konuşma yaparak başlayabilirsiniz. Ardından yandaki örnek maddelerden yararlanarak, sınır koymayı başarabilme, çocuğunuzun üzerine koruyucu bir pelerin giydirebilme, sosyal medya araçlarının kullanım yaşı konusunda çocuğunuzla söz birliği oluşturabilme, sosyal medya ya da internetin aşırı kullanımı gibi konularda temel aile kurallarınızı belirleyebilirsiniz.

Sonuç olarak, alınan bu koruyucu önlemlere ve yönlendirmelere rağmen “sosyal medya bağımlılığının” devam ettiği ya da belirtilerinin görülmeye değer düzeye geldiği durumlarda konu ile ilgili bir uzmandan bireysel danışmanlık ve ya psikoterapi hizmet almak oldukça önemlidir.”

ÇOCUKLAR İÇİN KORUYUCU SOSYAL MEDYA SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ

- Kişisel bilgilerimi internette kesinlikle paylaşmayacağım.

- Aileme kendim için uygun programlar konusunda danışarak, onaylamadıkları hiçbir programı indirmeyeceğim.

- Ailemin düzenli olarak sosyal medya faaliyetlerimi kontrol etmesine, internet bilgilerimi ve güvenlik ayarlarımı düzenlemesine izin vereceğim.

- Ailemden habersiz olarak şifremi değiştirmeyeceğim, şifremi arkadaşlarıma vermeyeceğim ve gizli hesaplar açmayacağım.

- Ailemin haberi olmayan hiçbir chat odasına girmeyeceğim ve kişisel olarak tanımadığım insanlarla sohbet etmeyeceğim.

- İnternet kullanımımı ödevlerim veya internette yapılması gereken projelerim olmadığı sürece günlük en fazla 2 saat ile sınırlayacağım. Akşam saat 9’dan sonra internet kullanmayacağım.

- Arkadaşlarımı ya da kendimin uygunsuz fotoğraflarını çekmeyeceğim ve sosyal medyada yayınlamayacağım. Paylaşacaklarımın herkes tarafından görülmesinde hiçbir sakınca olmamasına dikkat edeceğim.

- Sosyal medyada nerede olduğumu tam olarak gösterir bilgileri paylaşmayacağım.

- Herhangi bir kanaldan beni tehdit eden, korkutan bir mesaj aldığımda cezalandırma endişesine kapılmadan bunu ailemle paylaşacağım. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et