24 Şubat 2017 02:21

Renault işçileri: Büyümeden payımıza işten atılmak düşmemeli

Metal direnişine öncülük etmiş olan Renault’da sözleşme dönemi yaklaştıkça işçilerin üzerindeki baskılar artıyor.

Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Metal direnişine öncülük etmiş olan Renault’da sözleşme dönemi yaklaştıkça baskılar da artıyor. Renault’nun her geçen gün büyüdüğünü ama işçilerin taleplerinin polis baskısı ve işten atmayla karşılandığını söyleyen işçiler, “Büyümeden payımıza düşen işten çıkarılmak olmamalı” diyor. Eski düzeni geri getirmek isteyen fabrika yönetiminin Birleşik Metal-İş’e üye olmalarının ardından yeniden Türk Metal’e geçmeleri için baskıyı artırdığını söyleyen işçiler, bu baskılara karşı mesaj atmanın dışında bir şey yapmadığını söyledikleri Birleşik Metal-İş yönetimini de eleştiriyor. 

Renault yönetiminin her yıl basına kâr oranlarının ne kadar çok arttığını anlattığını söyleyen bir işçi, yönetimin işçiyi ise görmediğini belirtti. İşçi “Şimdi de Samsung arabaları üretiyoruz. 2017 yılı için hedeflenen araç sayısı 370 bin adet. Sürekli üretim yapıyoruz ve şirketi büyütüyoruz ama hakkımızı istediğimizde karşılığı polis müdahalesi ve işten çıkarılmak oluyor. Sürekli söylüyoruz artık bu büyümeden biz de payımıza düşeni istiyoruz. İşten çıkarılmak olmamalı payımıza düşen” dedi.

BİRLEŞİK METAL BASKILARI, ATTIĞI MESAJLA ÇÖZEMEZ

Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın ilgi görmese de Renault’ya gelmesinin ardından baskıların daha da arttığını söyleyen bir başka işçi, bölüm değişiklikleriyle işçilerin yıldırılmak istendiğini dile getirdi. Fabrika yöneticilerinin işçileri tek tek odalara çekip “15, 20 yıllık emeğin var kendini düşünmüyorsan bunca yıl verdiğin emeğini düşün. Çıkarılırsan iş de bulamazsın kolay kolay” dediğini aktaran işçi, şöyle devam etti: “Bir adam bir adamdır mantığıyla baskı yapıyorlar ve süre geçtikçe baskıların daha da arttığını görüyoruz. Biz Birleşik Metal’e geçiriyoruz işçileri, onlar ayak oyunlarıyla tekrar istifa ettiriyorlar. Bu kadar baskılar artarken Birleşik Metal’in de bir şey yapmaması can sıkıcı. Mesaj atarak bu süreci götüremezler. Baksana karşı taraf patron, Türk Metal nasıl baskı yapıyor. Sadece işçinin çabasıyla olmaz bu işler. Biz içeride işleri organize ediyoruz ama patron da elebaşı kim onu arıyor. Baskılar daha da artacak bu belli. Birleşik Metal de buna karşı bir an önce bir şeyler yapmalı.”

DİKTATÖR OLARAK GÖRÜYORUM AMA BAŞKA GÜÇLÜ ADAY OLMAYINCA...

Fabrikada bir yandan da referandum süreci tartışılıyor. Evet diyen de, hayır diyen de,  kararsız duran da var. Biz de referandumda evet diyecek işçilerle görüştük. 

İlk görüştüğümüz işçi “AKP’li değilim ama ben evet diyeceğim” diye başlıyor söze. “Kimin adayı güçlüyse...”, “Koalisyondan çok çektik...” sözleri dökülüyor ağzından. Anayasa maddelerine ilişkin bilgiyi A Haber ve Ülke TV gibi iktidara yakın kaynaklardan öğrenmiş. Buna rağmen “Cumhurbaşkanının Meclisi feshetme olayına karşıyım” diyor. Çay molalarında yaşanan referandum tartışmalarında sürtüşmelerin olduğunu söyleyen işçi; şöyle devam etti: “Aynı sendikada olduğum arkadaşlarla bu konuda aynı düşünmüyorum. Benim için sendika çıkarımı koruyorsa orada yer alırım, siyasette ise vatanımı düşünürüm. Tayip Erdoğan güçlü bir lider ama diktatör de benim için. 2023 hedefi var ve bana kalırsa bu gemiyi götürecek. Kurbanlık koyun alırsın eve sürükleyerek götürürsün ya Tayyip de böyle bir diktatör ama gene de evet diyeceğim.”

Hak almak için yaptıkları eylemlerde kendilerine müdahale de Cumhurbaşkanının emri olduğunu da söylen bir başka işçi, Erdoğan’ın Türk Metal’in kurultayında konuşmasını ise “Kabul edilecek şeyler değil” diye nitelendirdi. Öbür yandan “Ülkenin gidişatı belli adamı eleştirsek de bu gidişatı anca Tayyip Erdoğan durduracak” iddiasında bulunan işçi, konu Varlık Fonu’na gelince yine hükümeti eleştirdi: “Kendilerini kurtarmak için Varlık Fonu’nu devreye soktular. Ülkede para yok, çok vahim bir durumdayız. Her yere bağırıp çağırmakla olmuyor her şey dışa bağlı bizde, bağırmanın faturasını ödetiyorlar bize şimdi. Tayyip Erdoğan’ın bu kadar destek almasının sebebi vururum kırarım diyerek güven kazandı. İnsanlar da, toplum da seviyor. Böyle söylemler üzerine dini söylemlerde eklenince sevilen lider oluyor. Bu noktalarını eleştiriyorum, ben diktatör olarak de görüyorum ama başka güçlü aday olmayınca evet demekten başka seçenek kalmıyor.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İş arkadaşlarımın ölmemesi için ‘Hayır’

SONRAKİ HABER

Demokrasi olmayınca iş cinayetleri artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa