25 Şubat 2017 01:35
/
Güncelleme: 15 Kasım 2018 14:02

Ülker işçisi: Borçta birleştik, 'Evet'-'Hayır'da bölündük

Ülker’in Ankara’daki fabrikasında çalışan işçiler, ücret artışının daha ellerine geçmeden zamlar, vergiler ve Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi kesintileriyle yok olduğunu belirtiyor. İşçiler, referanduma dair de “Evet-hayır başladı fabrika ikiye bölündü” değerlendirmesi yapıyor. 

Fabrikada hem kadrolu, hem de taşeron işçiler var. Taşeron olarak çalışan işçiler asgari ücret aldıklarını, geçinmek için ek iş yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Eşi ve çocuğuyla ancak babasının yanında yaşayarak geçinebildiğini anlatan bir işçi, “Aldığım ücret yetiyor diyen varsa yalan söylüyordur. Buradaki işçilerin çoğu ek iş yapıyor. Asgari ücretin üstüne bir de mesai yapmak zorunda kalıyoruz. Bir şeylerden kısmadıktan sonra olmuyor” diyor. Ana sınıfına başlayan çocuğunu devlet okuluna yazdırmak için bile kredi çekmek zorunda kaldığını belirten işçi, okula kayıt için 650 TL para verdiğini, okul kıyafeti ve diğer masraflarla cebinden 2 bin lira çıktığını söylüyor. 

‘VERDİKLERİNİ GERİ ALDILAR’

İşçiler, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sitemine de tepkili. Taşeron işçilerden biri, yaşadığı sıkıntıyı “Asgari ücreti artırdılar, bireysel emeklilik çıkardılar. Verdiklerini geri aldılar. Elektrik, su faturası zamlandı. Faturanın çoğu vergi. Ben kredi kartı borçlarımı ödüyorum. Evin geri kalan borcunu babam ödüyor. Sigara içiyordum, sigarayı bıraktım. Yetmiyor para” diye anlatıyor. Asgari ücretten alınan verginin kaldırılması gerektiğini belirten işçi, tepkisini şöyle sürdürüyor: “Benden zaten vergi alıyor, bir de alışverişimizden vergi alınıyor. Mesela beyaz eşyada vergiyi sıfırladılar. Ben beyaz eşya alamıyorum ki, sıfırlasan ne olur. Sıfırladın ne değişti? Bin liralık eşyadan 80 lira gitti. Ben zaten bin liralık eşyayı alamıyordum ki. Zenginin yatının vergisini kaldırmış. Hangi asgari ücretli yat alabiliyor? O sektör canlansa ne, canlanmasa ne!” 

‘YÜZDE 90’IMIZ BORÇLU’

Kadrolu çalışan işçiler de hem düşük ücretlerden, hem de yoğun çalışmaktan şikayetçi. Zar zor geçinebildiklerini anlatan işçiler, çocukları ufak bir şey istediğinde bile ücretleri yatana kadar alamadıklarını belirtiyorlar. Herkesin banka borcu olduğunu vurgulayan işçiler, ev, araba, ihtiyaç kredisi derken borç batağına battıklarını ifade ediyor. “Bu fabrikanın yüzde 90’ının borcu var” diyen kadrolu bir işçi, devam ediyor: “Zam aldık. 7 lira 63 kuruştan, 8 lira 34 kuruş oldu. Onun yarısı zaten vergiye gitti.” Zorunlu Bireysel Emeklilik Sisteminden çıkacağını belirten işçi, “25 sene 100 lira, 100 lira yatır; 65 yaşından sonra sana 100 lira para versin. Ben ne yapayım onu? Bir de zorunlu diyorlar. Niye zorunlu bu ya” diyor. Sosyal yaşamlarının olmadığını anlatan bir işçi, “Vardiyalı çalışıyorsun. İşe git-gel. Yaptığımız bu. En büyük sosyal etkinlik aileni ayda bir al, pide yemeye götür, o” diyor.   

‘EVET-HAYIR BAŞLADI, FABRİKA İKİYE BÖLÜNDÜ’ 

İşçilerin anlatımına göre anayasa referandumu fabrikayı ikiye bölmüş. Bir işçi referandum ve 15 Temmuz sonrası yaşananlar hakkında şunları aktarıyor: “Bir de şimdi evet-hayır başladı fabrika ikiye bölündü. Buranın yüzde 80’i cuma namazına gider. Buradan hayır çıkar mı? Bir de FETÖ’cü diye fabrikadan 25 kişiyi attılar. Zaman gazetesi alıyorlar diye atıldılar. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et