Trump'ın Riyad ziyareti: Barış, aşk ve silah satışı

Marlene HALSER
Die TAZ

Yeni ABD Başkanının her ağzını açışta felakete yol açtığını bilen biri, Trump’ın herhangi bir konuşması göreli bazı iyi şeyler içerirse ne yapar? Örneğin şimdiye kadar Ortadoğu’ya ahlaki nedenlerle, oraya demokrasi götürmek için, ilgi duyduklarını iddia eden başkanlardan farklı olarak ekonomik çıkar ilişkisinden söz ederse? Bu, dünya polisi olarak demokrasi götürmekten, eski zamanlardaki gibi ekonomik ortaklığa geri dönüş değil midir?

Trump’ın Suudi Arabistan gezisi sırasında 50 İslam ülkesi temsilcisi önündeki konuşmasından bahsediyorum. Birdenbire sevgiden söz etmeye başladı. Daha doğrusu dostluk, umut ve aşktan...

Bilindiği gibi George W. Bush’tan beri ABD, ahlaki üstünlükle ve bölge halkına tepeden bakarak Ortadoğu’yu, demokrasi götüreceği ididasıyla kan gölüne çevirmişti. Demokrasi getirmek bir yana savaşın yıkıp yakmadığı bir yer kalmadı. O zaman da yapılan aslında ABD’nin ekonomik çıkarlarının ahlaki kılıfla sunulması değil miydi? 

ARABİSTAN’LA İLİŞKİLERİN EN BAŞINA DÖNDÜ

Trump, Suudi Arabistan’la ABD arasındaki ilişkilerin ta başlangıcına dönüyor. O nedenle konuşmasında 1945’te Suudi Kralı Abdulaziz bin Suud ile ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in bir Amerikan savaş gemisinde buluşmasından alıntı yaptı. O gemide iki devlet yöneticisi, İran Körfezi’nde bir Amerikan üssü açılması konusunda anlaşmışlardı.

Trump, uzun uzun Arap kültürünün kazanımlarını ve aslında barışçıl bir din olan İslam’ı övdü. Barışçıl İslam’ı araç edinen İslamcı teröristlerin kurbanlarının yüzde 90’ının Müslümanlar olduğu gerçeğini kabul etti. Ve İslam ülkelerine radikalleşmeye karşı mücadelede liderlik rolünü üstlenmeleri çağrısı yaptı. Kısacası, “Bu işi ABD’ye yaptıracağınıza bizi katmadan kendiniz halledin!” dedi. 

BU KADAR PARANIN KARŞISINDA AŞKTAN SÖZ ETMESİ NORMAL!

Bu makalenin yazarının Trump’ın hippie olmaya karar verip, ‘Savaş yapma aşk yap!’ dediğini sanacak kadar aptal olmadığını bilmenizi isterim. Tabii ki onu sarhoş eden şey para; Suudi Arabistan’la imzaladığı 100 milyar dolarlık silah satışı sözleşmesi; Suudi Arabistan’a gelecek 10 yıl içinde 312 milyar dolarlık askeri malzeme satılacak olması. Bu sayede Trump, ABD’yi tekrar ‘great-büyük’ yapma hedefine bir adım daha yaklaşacak. Bu kadar paranın karşılığında sevgiden, aşktan söz etmek yanlış birşey mi yani? 

İki ülke arasında sevgi hep vardı zaten. 1933’ten bu yana ABD firmaları Suudi Arabistan’daki petrol yataklarını kiraladılar, işlettiler, bu konuda teknik bilgi ve malzemeyi gönderdiler. Devletler arasında alanın da satanın da memnun olduğu bir ilişki vardı.

YARAMAZ ÇOCUKLARDAN İYİ MÜŞTERİLERE

Trump için Suudiler artık yaramaz çocuklar olmaktan çıkıp bir zamanki gibi  iyi müşteriler haline  geldiler. Ticari ilişkilerde olduğu gibi parayı veren düdüğü çalacak, iç ilişkilere de en azından şimdilik silahlarla müdahale edilmeyecek. 

ABD Başkanı müdahale edilmeyeceğini söylese de Suudilere silah satılınca bölgede savaşlar daha da artacak. Savaşlar için daha fazla silah satılacak. Bu nedenle silah satışı ahlaki değil. Ama Obama zamanında da bölgeye silah satılıyordu ama barış getirmek için yapıldığı iddia ediliyordu. Kısacası  ahlaki olmayan bir şey ahlaki bir kılıfla yapılmaktaydı. 

ABD’nin bölgedeki, dünyadaki durumu, gücü değişmeyecek ama Trump’a inanacak olursak artık dünya polisi olarak çıkmayacak da bölgedeki ‘adamlarını bölge polisi’ olarak çıkaracak. Ah, nasıl bir dünyada yaşıyoruz; ağzını açtığında felakete yol açan bir ABD başkanının sürdüreceği dünya politikasında ülkesinin sadece ekonomik çıkarlarını dikkate alacağını ummak bile bizi sevindirir oldu...
(Çeviren: Semra Çelik)