5 Eylül 2017 10:04

İzmir Barosundan tepki: Yargı mensupları baskı altında

İzmir'de 2017- 2018 yılı adli yıl açılışı, düzenlenen törenle yapıldı. Açılışta konuşan İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, "Darbe girişiminin ardından OHAL-KHK süreçlerinin giderek demokrasinin alternatifi olacak bir özel rejime dönüşmüş olması son derece kaygı ile değerlendirilen bir noktaya gelmiştir" dedi.

Adliye A- Protokol Kapısı girişinde yapılan açılış törenine İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ali Telli, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı İbrahim Korkmaz, hakim, savcı ve avukatlar katıldı.

Törende ilk konuşmayı İzmir Barosu Başkanı Özcan yaptı. Darbe girişiminin ardından yaşanan OHAL sürecine değinen Özcan, güvenden yoksun kılınan yargı mensuplarının baskı altında kararlar verdiğini söyledi.

15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe girişiminin büyük bedeller ödenerek bertaraf edildiğini söyleyen Özcan, darbe girişiminin ardından OHAL-KHK süreçlerinin giderek demokrasinin alternatifi olacak bir özel rejime dönüştüğünü, bunun son derece kaygı verici olduğunu dile getirdi.

YARGI MENSUPLARI BASKI ALTINDA

Yargı mensuplarının güvenden yoksun kılındığını belirten Özcan, baskılardan sonuç alınmasını sağlayan kararların verildiğine, bu durumun da halkın adalet arayışını ve kurumlara güvenini ciddi olarak etkilediğine dikkat çekti.

Baro Başkanı Aydın Özcan açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde fiilen yaşanan OHAL-KHK rejimi savunma mesleği olan avukatlığı ciddi biçimde yaralamaktadır. OHAL ilanından bu yana savunmaya getirilen kısıtlamalar her KHK ile savunma makamın da hakları daha da daralmıştır. Bugün cezaevi görüşmelerinden dosya incelemeye kadar uzanan bir dizi hukuksuzluk, kanun hükmünde olsa da hukuk hükmünde olmayan KHK'larla uygulanmaya taşınmaktadır.

KARARLAR VATANDAŞIN GÜVENİNİ SARSIYOR

Bilinmelidir ki toplumlarda en büyük güveni, her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı sağlar. Hukuk bir gün herkese lazım olur. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu tespit etmek ve suçlu görülenlere yasaların öngördüğü yaptırımları uygulamak yargıya ait bir görevdir. Herkesin, hukuk devleti olmanın doğal sonucu olan bu kurala saygılı olması gerekir. Dilerim ki, mümkün olan en kısa sürede, hukuki süreç içinde, yanlışlar doğrular birbirine karıştırılmadan, hukuk siyasallaştırılmadan, yargılama tamamlanarak, gerçek ve doğru bir çözüme ulaşılır, gerçek suçlular cezalandırılır.

Böylece hukuk devleti olmanın hukukun üstünlüğü ilkesinin anlamı bir kez daha ortaya konulmuş olur. Yürütmenin etkisi altında olan bir yargının, keyfi ve hukuka aykırı eylem ve işlemlere karşı gerçek bir denetim ifa etmesi beklenemez. Böyle bir sistemde hiç kimsenin hak ve özgürlüklerinin koruma altında olduğu da söylenemez. 2017- 2018 adli yılın demokratik hak ve özgürlüklerin toplumun tüm bireyleri için geçerli olduğu, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının hayata geçtiği, kadına, çocuğa, LGBT'li  bireylere, sığınmacılara, doğaya yönelik ayrımcılığın ve şiddetin sona erdiği barış içinde emekten ve adaletten yana bir çalışma dönemi olmasını dilerim." (DHA)

Evrensel'i Takip Et