'115 hamile çocuk' skandalında çocukların ifadesi alınıyor
Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ortaya çıkan '115 hamile çocuk' skandalında çocukların ifadesi alınmaya başladı.
İstanbul'un Küçükçekmece ilçesine bağlı Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki "115 hamile çocuk" skandalı sonrası 15 yaşın altındaki çocukların ifadesi alınmaya başladı. (24 Ocak)
İKİ SAVCI İFADE ALIYOR
2017 yılında 5 ayda yaşları 18'in altında 39'u Suriyeli 115 çocuğun cinsel istismar sonucu hamile olduğunun saklanmasına ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. 15 yaşın altındaki çocukların ifadeleri bugün alınmaya başlandı. Küçükçekmece Adalet Sarayı'ndaki ifade alma işlemlerini iki Cumhuriyet Savcısı yapıyor. Çocuklar psikolog, sosyal hizmet uzmanları eşliğinde ifade veriyor.
Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin haberiyle ortaya çıkan skandala ilişkin Sağlık Bakanlığı açıklamasında soruşturma talimatı verildiği ve müfettiş görevlendirildiği kaydedilmişti. İstanbul Valisi Vasip Şahin ise 115 hamile çocukla ilgili İstanbul Valiliğinin görevliler hakkında soruşturma izni vermemesini savunmuştu. (DHA)
SES: SAĞLIK EMEKÇİLERİ SUSTURULUYOR
İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 115 çocuğun cinsel istismara maruz bırakılması sonucunda hamile kalmasının üstünün örtülmeye çalışılması skandalındaki kadınların tepkisi dinmiyor. Yaşanan duruma tepki gösteren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Eşbaşkanı Özge Göncü, AKP Hükümeti tarafından çıkartılan yasalar ile kadının nasıl giyineceği ya da nasıl davranacağını içeren konuşmaların toplumda karşılığının kadına yönelik şiddet, taciz ve istismar gibi olaylar olarak ortaya çıktığını ifade etti.
Kadına dönük şiddet ya da istismar olaylarını önleyecek hiçbir mekanizmanın olmadığını söyleyen Göncü, devletin gerekli mevzuatları kurmak yerine yaşanan istismar gibi olayları açığa çıkaranları cezalandırma yöntemini kullandığını söyledi.
Hastanede çalışan sosyal hizmet uzmanlarının görevlerinin, bu tarz uygulamaları kayda almak, önlemek için destek mekanizmalarını kullanmak olduğunu belirten Göncü, “Psikolojik destek, hukuki destek ya da güvenlik desteği, almalarını sağlamak. Ancak son dönemlerde emekçiler üzerindeki baskılar ve ihraçlar ve kurumlardaki keyfi uygulamalar ile disiplin kurulu gibi mobingler ile insanlar üzerinde çok ciddi bir korku bulutu dolaşıyor. O korku bulutu da arkadaşlarımızın bu konularda tepki verme ihtimalini azaltıyor. Aman susayım dokunmayayım diyor” şeklinde ifade etti. (HABER MERKEZİ)