'Halk otobüsü kazaları dalgınlık ve eğitimsizlikten'
İleri sürüş teknikleri uzmanları: Halk otobüslerinin karıştığı vakalar çoğunlukla şoförlerin eğitimsizliği ve dalgınlığı sebebi ile gerçekleşiyor.
İLGİLİ HABERLER
Üsküdar’da halk otobüsü durağa girdi: 3 ölü 5 yaralı
Kadıköy'de 'direksiyonu kilitlenen' halk otobüsü kaza yaptı
İstanbul'da özel halk otobüslerinin karıştığı yaralama ya da ölümle sonuçlanan pek çok kaza sonrasında, şoförler "direksiyon kilitlendi", "araç aniden hızlandı", "fren patladı", "gaz pedalı takıldı" gibi açıklamalarda bulundular. İleri sürüş teknikleri uzmanları, yaşanan kazaların çoğunda sürücü hatası olduğunu, sürücülere verilen eğitimlerin yetersiz kaldığını ve bu konuda etkin bir çalışma yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Doğan Haber Ajansından Özgür Deniz Kaya ve Yasin Dalkılıç, ileri sürüş teknikleri uzmanları Ethem Genim ve Çetin Büyükçınar ile konuştu ve son dönemde sıkça yaşanan kazalarla ilgili yapılan teknik açıklamalara dair görüş aldı.
ÜSKÜDAR'DA YAŞANAN OLAYDA 3 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Üsküdar'da 1 Şubat'ta bir özel halk otobüsünün durağa girmesi sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 5 kişi yaralandı. Olayın ardından otobüs şoförü "Araç aniden hızlanmaya başladı, kontrolümden çıktı" ifadelerini kullanmıştı. 2 Şubat'ta ise Kadıköy'de yine bir özel halk otobüsü, tramvay yolu ile araç yolunu ayıran kaldırıma çarparak durabildi. Olay sonrası sürücü, direksiyonun kilitlendiğini ileri sürmüştü.
'SÜRÜCÜNÜN DALGINLIK ANINA DENK GELMİŞ'
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Ethem Genim, "1 Şubat'taki kazada, sürücünün bir dalgınlık anına denk geldiğini görüyorum. Çünkü önündeki araç durunca şoförün direksiyonu çevirme açısına baktığımızda, kontrollü bir şekilde direksiyonu çevirdiğini görüyoruz. Sürücü kaçarken aynı zamanda frene basmış olsaydı aracı düz konuma getirecekti, aynı zamanda da maksimum bir yavaşlama sağlayacaktı. Burada gördüğümüz şey, sürücünün frene basmadan engelden kontrollü bir şekilde direkt kaçma çabası. Tek eksik ise frene basmaması. Çünkü frene basmış olsaydı GPS'ten görürdük" diye konuştu.
'AYNI ARAÇLAR YURT DIŞINA SATILIYOR'
Genim, "Bu olaya kaza demek çok mümkün değil. Zaten bizim kaza diye adlandırdığımız pek çok olayın hiçbiri kaza değil. Her türlü önlem alındıktan sonra elde olmayan nedenlerden vuku bulan trafik olaylarına kaza diyoruz. Bunlar çok nadir de olsa aracın teknik sorunundan olabilir. Bu araç trafiğe yeni çıkmış. Trafiğe çıkmadan onlarca testten geçiyor. Türkiye bu araçları yurt dışına da satıyor. Yurt dışından bir şikayet geldiğini ben henüz duymadım" dedi.
'GAZ PEDALININ TAKILDIĞI İDDİASI DOĞRU DEĞİL'
Genim, gaz pedalının takıldığı iddialarına dair ise "Bu araçlarda potansiyometre vardır. Şayet siz ayağınızı kaldırıp frene bastığınızda, aracınız hangi hızda takılırsa takılsın araç yavaşlar. Hatta bunu deneyebilirsiniz. Bir ayağınızla frene bir ayağınızla gaza basın, araç yavaşlar" dedi.
Araçlarda bulunan fren sistemleri hakkında bilgi veren Genim, "Bu araçlarda saatte 30 kilometre hızda dahi frene basınç uyguladığınızda, araç 5 metrede durabilir. Çünkü bu araçlarda çok ciddi fren sistemleri var. Motor freni, şaft freni, egzoz freni var. Özellikle rampa aşağı inerken sürücünün kontrolünde rötarder dediğimiz kademeli bir düğme var ama ne yazık ki sürücüler bazen bunu kullanmıyor. Ana pedal ısınıyor ve frenin tutma oranı azalıyor. Yani 'fren patladı' diye bir şey yok. Diğer sistemlerden bağımsız olarak çalışan 'acil fren' dediğimiz park freni vardır. Arka tekerlekleri kilitler. Direksiyonunuz düzse, bu fren kolunu 50-60 kilometre hızda bile çekebilirsiniz. Arka tekerlekler kilitlenir, araç kayarak yavaşlar ve durur" dedi.
'İYİ BİR SÜRÜCÜ MOTORUNDAKİ ARIZAYI ANLAR'
Araçlarda bulunan ve 'elektronik beyin' denilen sistemlere de değinen Genim, "Beyin sistemi, herhangi bir lambanın yanmamasını veya başka bir sorunu sürücüye uyarı ekranında gösterir. Motorun verimli çalışması için arızalarını da kontrol eder. İyi bir sürücü, motorunda bir arıza varsa bunu anlar" dedi.
İstanbul'da büyük bir şoför açığı olduğunu belirten Genim, "Kentsel dönüşüm gibi projelerle Türkiye'de bir sürücü açığı oluştu. E sınıfı ehliyeti olan bir kişiye 30-40 tonluk bir kamyonu ya da içinde 100 kişi olan bir toplu taşıma aracını teslim ediyoruz. Ondan sonra sürücüyü suçluyoruz. Sürücülerin en büyük problemleri fazla mesai saatleri, düşük ücretler ve diğer sürücülerin yarattığı tehlikeler" diye konuştu.
'SÜRÜCÜ NE YAPACAĞINA 1 SANİYE İÇİNDE KARAR VERİYOR'
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Çetin Büyükçınar ise "Son yaşanan kazada aracın elektronik beyninin bozulmasıyla ilgili bir öngörüş var. 35 kilometre hızla giden bir araç sürücüsü, yapacağı eylem için 1 saniye civarında bir süre geçirir. Yani 9 metre sonra frene basılır, imdat freni çekilir veya direksiyon hamlesi yapılır. O esnada sürücünün verdiği kararda, maddi hasarla can kaybı yan yana konulduğu zaman, maddi hasarı göze alıp, bu sürüşü tamamlaması gerekmektedir." dedi.
Büyükçınar, "Oturuş pozisyonundan direksiyon tutuş pozisyonuna kadar kazaların önüne geçebilecek püf noktalar var. Toplu taşıma araçları sürücülerinin, kullandıkları araçların limitlerini trafiğe kapalı bir sahada test etmeleri çok önemli" diye konuştu.
HALK OTOBÜSÜ ŞOFÖRÜ: ARACIN ÖZELLİKLERİ HAKKINDA EĞİTİM VERİLMİYOR
İstanbul'da 15 yıldır özel halk otobüsü şoförlüğü yapan Haydar Engin ise "İETT'de ve Otobüs A.Ş'de yeni bir araç trafiğe sürüleceği zaman şoföre aracın özellikleri hakkında eğitim veriliyor. Ancak özel halk otobüslerinde bu eğitimler alınmıyor. Örneğin manuel vites bir araç kullanıyorsunuz ve otomatik vitese geçmeniz isteniyor. Bunun nasıl çalıştığı, mekanik bilgisi hiçbir şekilde şoföre verilmiyor" dedi.
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI: OTOBÜSLER YOLCU KAPMA YARIŞINA GİRİYOR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Cafer Yıldız da "Biz kazaların genellikle insan kusurundan kaynaklandığını ve bir sistem sorunu olduğunu düşünüyoruz. Halk otobüslerinin şoförleri, otobüs sahibine yüksek kazanç sağlamak için çok kontrolsüz şekilde araç kullanıyor, yolcu kapma yarışına giriyorlar. Yolcuların durak güvenliği de çok zayıf. Motorlu araçlar komisyonumuz diğer kuruluşlarla istişare içerisinde bir çalışma başlattı. Filo mühendisliği diye bir kavramımız var. Eğitim süreçlerinin çok iyi bir şekilde işletilmesi gerekmektedir" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et