Akan kan, patlayan bombalar, vızır vızır mermiler
'Düşünmek güzel ve faydalı bir eylemdir ama insan, hiç düşünmemesi gereken öyle bir şey düşündü ki olmaz olsun öyle insan: savaş.'
Özgür DEVRAN
İnsan düşünebilen bir canlıdır. Adım atmadan önce düşünür, su içmeden önce, yemek yemeden önce... Düşünmek de kendi başına bir eylemdir aslında. Güzel ve faydalı bir eylem. Hayatımı güzelleştiren her şey için, bu her şeyi düşünen insana hayranlık duymak istedim ama insan, hiç düşünmemesi gereken öyle bir şey düşündü ki olmaz olsun öyle insan. Düşünmemesi gereken öyle bir şey düşündü ki yaptığı tüm iyilikleri sildi attı. Düşündüğü şey; akan kandı, patlayan bombalardı, vızır vızır mermiler, göz yaşı, zorbalık ve yıkılan evlerdi. Ve insan bu saydığım vahşete “savaş” adını verdi.
OLUK OLUK PETROL AKSIN DİYE OLUK OLUK KAN AKITANLAR
Bu illet en amansız hastalıktan bile daha beter. İnsan nesli yine insana karşı öyle bir hastalık üretti ki canlar aldı hepimizden. Bir de sıkılmadan şarkılar söylendi, süslendi püslendi. Adeta bir festivaldi sanki. Bu öyle bir festivaldi ki 1.Dünya Savaşı’nda yaklaşık 13 ile 15 milyon, 2. Dünya Savaşı’nda yaklaşık 65-75 milyon, 1945’den 2000 yılına kadar olan çatışma ve savaşlarda 41 milyon kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Tahmin edilen şey ne yazık ki ölen insan sayısı, yaklaşık değer biçilen şey ölen bir çocuk belki de.
Bu saydıklarım uzak değil yakın geçmişteki kanlı bilançolar, sadece 20.yüzyılda 148 milyon insan. Ne uğruna? Toprak uğruna, altın uğruna, şan şöhret uğruna, şanı şöhreti batsın! Oluk oluk petrol aksın diye oluk oluk kan akıtanlar kıyıya vuran küçük bir bedene nasıl hesap verecek?
Koltuklarında rahat rahat oturanların iki dudağının arasından çıkanlar için evlerini bırakan insanlar var. Çok kolay ve basit gözüküyor değil mi? Bir çocuk çok sevdiği oyuncağından ayrılıyor. Savaş sadece topla tüfekle öldürmüyor, kimi doğup büyüdüğü köyünü bırakıp gidiyor. O nefes alıyor diye yaşıyor mu sanıyorsunuz? Savaşlar da bir gün bitiyor elbet. Savaş bitiyor ama göç etmiş milyonlarca insanın savaşı bitmiyor. Derme çatma kayıklarla, belki şanslılarsa bir botla, mavide umut arayan binlerce insan denizin diplerinde sonsuzluğa kulaç attılar. Ciğerlerinde kalan son oksijen ile... Halkları birbirine düşüren ortalığı kana bulayan savaş başlamadan önce; barış olsun diye değil, savaşa dur demek için sesimizi çıkarmalıyız belki de.
GÜZELLİĞİN ARKASINDAKİ KAN
ABD 2. Dünya Savaşı’nın son günlerinde 6 Ağustos 1945’in sabahında attığı, adını “Little Boy” koyduğu atom bombası ile Hiroşima’yı ve 3 gün sonra “Fat Man” adını verdiği atom bombası ile Nagazaki’yi vurdu. Bu saldırılar sonrasında 132.000 insan hayatını kaybetti. Ancak ABD bununla da kalmadı. Japonya’da peşi sıra atom bombası patlatırken, Las Vegas’ta Atom Bombası Güzellik Yarışması tertipledi. Bu güzellik yarışmalarını Amerika’nın, atom bombası saldırısını meşrulaştırmak ve halk gözünde bu saldırıları “barışçıl” göstermek için yaptığını söyleyebiliriz. Gördüğünüz fotoğraf ise bu güzellik yarışmasını kazanan kadının posteri. Bu “güzellik” arkasında yüz binlerce insanın ölümünü milyonlarca canlının yok oluşunu bıraktı.
Evrensel'i Takip Et