Bahçeli: AB’nin kınama mesajı bizim için yok hükmündedir
Devlet Bahçeli: AB'nin nazını, kaprisini, sinir bozucu kararlarını çekecek, buna katlanacak ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Varna'daki Türkiye AB zirvesiyle ilgili olarak, “Türkiye Avrupa Birliği'ne mecbur değildir, muhtaç değildir, mahkum değildir. Ya onurlu, eşit ve saygın bir üyeliğin yolu açılır ya da evli evine köylü köyüne gider. AB'nin nazını, kaprisini, sinir bozucu kararlarını çekecek, buna katlanacak ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır" dedi.
‘AB’NİN KINAMA MESAJI BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, AB Konseyi'nin Türkiye'nin Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki faaliyetlerini kınayan açıklamalarının skandal olarak niteledi. Bahçeli, şöyle konuştu: “Avrup Birliği Konseyi'nin, ülkemizin Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki faaliyetlerini kınayan açıklaması bir defa skandaldır, iflah olmaz bir Haçlı kafasıdır. Ege'yi Yunan gölü haline sokmak isteyen, Akdeniz'i de Rum, İsrail ve küresel enerji şirketlerine tescil etmek için kırk dereden su getiren çürük AB zihniyeti, Lozan'dan kaynaklanan haklarımızı gasp etmenin peşindedir. Ayrıca milli güvenliğimizin tehdit kuşağında tutulmasına ortam açmaktadır. Buna hiç kimsenin, hele hele AB'nin hiçbir hakkı yoktur. Doğu Akdeniz'de keşfedilen petrol ve doğalgaz rezervleri, bölgenin stratejik önemini daha da artırmıştır. Buna diyecek bir şey yoktur. Şu iddiaya bakar mısınız, Türkiye yasa dışı faaliyet içindeymiş. AB konseyi bunu güçlü bir şekilde kınıyor, Rum yönetimi ve Yunanistan'la dayanışma içinde olduğunu ifade ediyormuş. AB'nin kınama mesajı bizim için yok hükmündedir. Buradan diyorum ki, kınasanız ne yazar, kınamasanız ne çıkar? AB, hem Akdeniz'de hem de Ege'de kategorik tarafgirliğini, Yunan çıkarlarına hizmet ettiğini bütün açıklığıyla, bütün ahlaki eksikliğiyle göstermiştir. Fırsatçılık yapan Yunanistan Başbakanı Çipras kaleyi boş zannetmiş olacak ki, açmış ağzını yummuş gözünü, ‘ne alırsam kar’ mantığına düşe kalka gömülmüştür. Bu zat Brüksel'deki AB zirvesi sonrası, Türkiye'nin Ege'de sıcak temas yaratmak istediğini yüzü kızarmadan dile getirmiş, sabrımızı test etmeye kalkışmıştır. Üstelik böyle bir sıcak temas yaratacak olanın kendi ayağına kurşun sıkmış olacağını söyleyerek, Türkiye'ye aba altından sopa göstermeye cüret etmiştir. Biti kanlanan, gaza gelen Yunanistan'ın Ege'de saldırgan bir tutum içine girerek Kardak ihtilafını yeniden kaşımaya başlaması beyhude bir çırpınıştır. Herkes aklını başına almalıdır. Türkiye'nin sinir uçlarına dokunan, hassasiyetleriyle oynayan, kuşatmaya heves eden kim olursa olsun, sonuçlarına katlanmıştır, bundan sonra da katlanmaya mahkûmdur. Bu işin şakası yoktur. Türkiye, Akdeniz ve Ege'deki kanunsuz ve korsan faaliyetleri sineye çekecek, olağan kabul edecek yeni yetme bir devlet değildir."
‘BİTECEKSE BİTER, DÜNYANIN SONU DEĞİLDİR’
Bahçeli, “Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; Avrupa Birliği üyeliği Türkiye için bir kimlik sorunu, varoluş sorunu değildir. Türkiye, Avrupa Birliği'nin yörüngesinde kalacak, egemenliğini devredecek uydu ve uyduruk bir devlet değildir. Türkiye Avrupa Birliği'ne mecbur değildir, muhtaç değildir, mahkum değildir. Ya onurlu, eşit ve saygın bir üyeliğin yolu açılır ya da evli evine köylü köyüne gider, Ankara tam bağımsızlığın pusulasıyla geleceğini kurar ve kurgular. AB'nin nazını, kaprisini, sinir bozucu kararlarını çekecek, buna katlanacak ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır. Türkiye'ye hasta adam muamelesi yapanlar, rezilliklerinde boğulacaklardır. Bitecekse biter, bu da dünyanın sonu değildir, olmayacaktır.” (DHA)