02 Haziran 2018 10:43

Cumartesi Anneleri 688. kez bir araya geldi

Cumartesi Anneleri kaybedilen yakınlarının akıbetinin sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle 688. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cumartesi Anneleri 688. hafta oturmasında da, kayıplarının fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı’ndaydı. Eylemde ilk olarak Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak söz aldı. Umaz’ın evine korucu ve asker iş birliğiyle baskın yapıldığını hatırlatan Ocak, “Koruculuk sistemi lağvedilmeli ve suç işleyen korucular cezalandırılmalıdır. Koruculuk paramiliter bir oluşumdur” dedi. Bu haftanın basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Fatoş Erdoğan okudu. Devletlerin eylem ve işlemlerinden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, ortaya çıkan hak ihlallerini gidermekle yükümlü olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açığa çıkarılması, adil bir yargı sürecinin işletilerek kaybetme suçunun cezalandırılması; devletin bu yükümlülüğü esas alarak politikalar geliştirmesi ile mümkündür. Oysa Türkiye'de iktidara gelen tüm hükümetler, devletin bu temel sorumluluğunu yerine getirmesi için siyasi bir irade göstermedi. Aksine yaşanan ağır insan hakları ihlallerindeki devletin sorumluluğunu inkâr ederek, ihlallerin devamcısı oldu. Bu durum gözaltında kaybetmeler dahil insanlığa karşı işlenmiş suçlarda adaletin sağlanması çabalarının etkisiz kalmasına yol açtı.” dedi.

ADİL YARGI SÜRECİ İŞLETİLMEDİ

Erdoğan, 24 yıldır inkar edilerek ve adil bir yargı süreci işletilmeyerek, karanlıkta bırakılan Naif Umaz için, “Hakikati açıklayın! Adaleti Sağlayın!” talebini yineledi. Erdoğan, 7 Haziran 1994’te 54 yaşındaki Naif Umaz’ın Urfa Viranşehir Trojik köyündeki evine asker ve Bucak Aşireti’ne bağlı korucular tarafından baskın yapılmasından sonraki süreci anlattı: “Köy muhtarı olan Naif Umaz, elleri ve gözleri bağlanarak pijamasıyla Beyaz Toros’a bindirilip götürüldü. Naif Umaz’ı sormak için eşi ve oğlu karakola gitti. Karakoldakiler ‘Burada yok, Bucaklar almış olabilir’ dedi. Bunun üzerine Sedat Bucak’ın evine gittiler. Emine Umaz burada ev baskınına katılan koruculardan birini gördü ve ona ‘Eşimi nereye götürdünüz?​’ diye sordu. Korucu ‘Eşini JİTEM götürdü, benimle ilgili değil’ dedi.

Gözaltına alındığı inkar edilen Naif Umaz’ı her yerde arayan ailesi 3 ay sonra onun cansız bedenine “kimliği meçhul kişi” olarak gömüldüğü kimsesizler mezarlığında ulaştı. Mezar açılınca Umaz’ın elleri, ayakları ve gözleri bağlı şekilde gömüldüğü anlaşıldı. Gözaltına alındıktan sonra öldürülen Naif Umaz’ın cansız bedeninin bir çuvala konularak Fırat Nehri’ne atıldığı, bir süre sonra kıyıya vuran çuvalı bulan çobanların Jandarmaya haber verdikleri ve resmi işlemler yapıldıktan sonra defin işleminin gerçekleştiği açığa çıktı.”

‘ADALET İSTİYORUZ’

Bugüne kadar Naif Umaz dosyasında işlenen suçun açığa çıkarılması, faillerin cezalandırılması ve Umaz Ailesi’nin adalete erişimini sağlayacak bir yargı süreci işletilmediğini belirten Erdoğan, “688. haftamızda bu topraklarda yaşayan herkese sesleniyoruz; unutmayın; Galatasaray’a gelmeyen adalet, Türkiye’ye de gelmeyecek! Türkiye’nin demokratikleşmesi, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için adaleti tesis edecek planlı Devlet politikalarına ihtiyaç var. Bütün siyasilerin karşısına ‘Adalet İstiyoruz!’ talebiyle çıkın. Umaz dosyasının yeniden açılarak adil, etkin ve bağımsız bir soruşturma ve kovuşturma yapılması çağrısında bulunuyoruz. Adalet istiyoruz! Demokratik siyaset istiyoruz! Demokratik bir hukuk devleti istiyoruz!” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ethem Sarısülük ve Mehmet Ayvalıtaş ölümlerinin 5. yılında anıldılar

SONRAKİ HABER

68'liler: Adayımız Selahattin Demirtaş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa