Sulama kanallarında yüzen çocuklar: Ücretsiz havuz olsa niye gelelim
Adana'da Devlet Su İşlerine (DSİ) ait sulama kanallarında yüzen çocuklar, ücretsiz yüzülecek havuzların eksikliğinden şikayet ediyor.
Fotoğraf: Evrensel
Volkan PEKAL
Adana
Hüseyin Bülgen, Muharrem Saraç ve Suriye uyruklu İbrahim Rimi, Adana’da son bir ayda, serinlemek için girdikleri Devlet Su İşlerine (DSİ) ait sulama kanallarında hayatlarını kaybeden üç isim. Adana’nın özellikle yoksul mahallelerinde DSİ sulama kanallarında serinlemek bir ‘kültür’ haline gelmiş. Havaların çok sıcak olması, çocuklar ve gençler için kültürel sosyal etkinlikler gerçekleştirecekleri alanların yetersiz olması ve sulama kanallarının girip çıkmaya fiziki olarak çok müsait olması önde gelen faktörlerden. “Sulama kanallarına helikopterli operasyon” diye duyurulan polisiye önlemler de yeterli olmuyor.
‘TABELA KOYMAK YETMİYOR’
Adana’nın Yüreğir ilçesi, Ege Bagatur Bulvarı üzerindeki kanalda birkaç gün önce 15 yaşındaki Muharrem Saraç’ın boğularak hayatını kaybetmiş olmasına rağmen gençler ve küçük yaştaki çocuklar yüzmeye devam ediyor. Kanal kenarlarında bel hizasındaki korkuluklarda yazan “Suya girmek tehlikelidir” yazısına rağmen. Korkup korkmadıklarını sorduğumuzda bazıları korkmadıklarını söylüyor. Havuza neden gitmediklerini sorduğumuz çocuklardan “3 yaşındaki İbrahim’in anlattıkları gitmemelerinin temel nedenini ortaya koyuyor; “Bir kere arkadaşlarla gittik 50 kuruş eksik diye havuzun sahibiyle kavga ettik, bir daha da gitmedik” diyor. Kanala gitme sıklığını “Yedi yirmi dört kanaldayız” diye açıklayan İbrahim, “Ama ücretsiz olsa havuza gideriz” diyor.
‘HAVUZ ÇOK PARA’
15 Yaşındaki Hüseyin Suriyeli mülteci bir çocuk. Bir matbaada çalışıyor. İş çıkışlarında arkadaşıyla birlikte kanala geldiğini anlatan Hüseyin de “Havuza gidiyoruz çok para. Haftada 200 lira alıyorum. 4 lira istiyorlar. Her gün gidemiyoruz. Ücretsiz havuz olsa burada yüzmem. Bu su pis, havuzun suyu beyaz. Ücretsiz olsa niye buraya geleyim” diyor. Yüzmeyi havuzda öğrendiğini anlatan Hüseyin, “İlk önce atladım hemen çıktım. Gire çıka alıştım” diyor. Hüseyin’in arkadaşı 17 yaşındaki iş arkadaşı Besil de havuzu tercih ettiğini ama paralarının yetmediğini belirterek “Burada korkuyoruz ama hava sıcak” diyor.
‘ÇİTLER MERKEZİ YERLERDE’
Adana’da 1950’lere kadar sadece Seyhan Nehri’nin olduğunu ifade eden İMO Adana Şube Başkanı Zekeriya Tranbayburt, 50’de Seyhan Baraj Gölü yapılmasının ardından Adana’nın sulama ihtiyacını karşılamak için baraj gölünün sağ ve sol sahillerine ikişer tane olmak üzere 4 tane sulama kanalı açıldığını söyledi. O dönemde ilk kez tarım işçilerinin serinlemek için kanallara girdiklerini ifade eden Turanbayburt, daha sonra mahalle-lerde gençlerin de serinlemek için kanallara girmeye başladığını dile getirdi. Kanallar ilk açıldıklarında şehrin eğim yönüne bağlı olarak kuzey yönünde yağmura bağlı sellerin kanala zarar vermemesi için kazılırken çıkarılan malzemenin sedde olarak kullanıldığını aktaran Turanbayburt, seddelerin bulunduğu alanların trafiğe açıldığını ifade etti. Seddeler varken kanala girmenin daha zor olduğunu, sadece güney yönünden girilebildiğini ifade eden Turanbayburt, günümüzde de şehir merkezinde bulunan yerlere çit yapıldığını ancak yetersiz olduğunu söyledi.
‘CEP HAVUZLAR ÇÖZÜM OLABİLİR’
Burada görevin yerel yöneticiler, DSİ, valiliğe düştüğünü dile getiren Turanbayburt, “İlgili kurumlar bununla ilgili bir istişare yaptığında çözüm kolay. Kanalın kenarında Beyazevler’de yüzme havuzu var. İnsanlar oraya geliyor serinliyor. Kanalların kenarlarına buna benzer cep havuzlar yapılarak, suyu arıtılarak sorun çözülebilir. Kanal kenarlarında zaten kendiliğinden bir hareketlilik oluyor. Buna yüzme havuzları da eklenebilir. Çocukların yüzme öğrenmesi için yüzme havuzlarının ücretsiz olması gerekir” dedi. Ekonomik sorunların yanında eğitimsizliğin de boğulmalara neden olduğunu söyleyen Turanbayburt, “Seyhan Belediyesinin geçtiğimiz yıllarda okullarda yaptığı portatif havuzları örnek göstererek bu konuda okullarda eğitim verilebilir” dedi.