İşten atılan Mata işçileri sendika merkezine öfkeli
Birleşik Metal-İş’i Mata’ya direnişle sokan işçiler, sendikaya üye olmanın örgütlü olmak anlamına gelmediğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Evrensel
Ali DOĞAN
İstanbul
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Mata Ahşap Automotiv’de ikisi temsilci olmak üzere toplam 35 işçi, iş barışını bozdukları gerekçesiyle işten atıldı. İşten atmaların sendika merkezinin bilgisi dahilinde olduğunu ifade eden işçiler, sendikacıların yanlarında durmadığını söyledi. Patronun işten atmanın ardından “Birleşik Metal-İş’le bir sorunumuz yok. Mata ile Birleşik Metal-İş Sendikası el ele yürümektedir” diye mesaj attığı bilgisini veren işçiler tepkili. Konuyla ilgili aradığımız Sendika Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ise işçilerin iddialarını reddetti.
Mata Ahşap Automotiv işçilerinin anlattıklarına göre fabrikada yaklaşık üç yıl önce, üç günlük bir direnişin ardından Birleşik Metal-İş’in yetkili olduğu kabul edildi. Bu sırada Mata patronu bir taraftan fabrikanın ağaç iş kolunda olduğunu iddia ederek itirazda bulunurken diğer taraftan Birleşik Metal-İş’le görüşmesini sürdürdü.
İŞTEN ATILMA KORKUSU
Daha sonra Birleşik Metal-İş toplusözleşme sürecinde 4 temsilci atadı. 2016 yılının temmuz ayında imzalanan sözleşme döneminde önce “Temsilcilik seçimleri yapılacak” denildi. Ancak daha sonra mahkeme süreci ve “Eğer seçim olursa gerici işçiler seçilir” gerekçesini ileri sürerek seçimden vazgeçti. Buna itiraz eden işçiler ya işten atıldı ya da gönüllü çıkış adı altında tazminat ve teşvikler verilerek çıkarıldı. Bu yaşananların sendikanın bilgisi dahilinde olduğunu belirten işçiler, “Sendika bu olup bitenleri bilmesine rağmen, temsilcilerin sınıf dışı tutumuna göz yumdu. Hatta iş öyle bir noktaya varmıştı ki kimin işe alınacağına kimin çıkarılacağına temsilciler karar verir duruma gelmişti” dedi. Yaşananlar rahatsızlık yaratmasına rağmen işçiler işten atılma korkusuyla sessiz kaldı.
İNİSİYATİFİ BIRAKINCA...
Daha sonraki dönemde temsilci seçimlerinin yapılmamasına ise patronun iş kolu itirazı sonucu açılan dava gerekçe gösterildi. 1 Mayıs sonrasında yapılan Genel Temsilciler Kurulunun ardından işyerinde, sendikanın bilgisi dahilinde fazla mesaiye kalmama ve iş yavaşlatma eylemleri başlatıldı. Bu eylemler sürerken patron, işçilere toplantı çağrısında bulundu ancak işçiler temsilciler toplantıya katılmayacaklarını söyledi. “Ben bu fabrikayı kapatırım yine de sizi çalıştırmam” diyen patron ise 2’si temsilci olmak üzere 35 işçiyi iş barışını bozdukları gerekçesiyle işten çıkardı. İşten atmaların ardında iş kolu metal iş kolu olarak teyit edildi. Sendikalı olmanın örgütlü olunduğu anlamına gelmediğine dikkat çeken işçiler, “Bizim de hatalarımız var. Biz işçiler her şeyi temsilcilerin inisiyatifine bıraktık. Bölümlerimizde gerekli örgütlülüğü sağlayamadık ve sonuç bu oldu” dedi.
‘SENDİKA MERKEZİ BİZİ ARAMADI’
Toplusözleşme aşamasında sendikanın “Fazla diretmeyelim mahkeme var” dediğini belirten işten atılan bir işçi şunları söyledi: “Biz de kabul ettik. Ve ilk sözleşme üç yıllık oldu. İkinci sözleşmede durum yine aynı. Temsilci seçimleri yapılmadı. Çok kısık sesle de olsa sorduk çok gerekçe saydılar gerekçelerinden biri yine bu mahkeme süreci oldu. İşçi atılıyor hadi bir şeyler yapalım dedik. Olmaz zaten mahkeme var deyip bu zamana kadar geldi. 1 Mayıs sonrası yapılan Temsilciler Kurulu toplantısının ardından mahkemeyi kaybettik diye bir söylenti yayıldı. Buna tepki olarak da fazla mesaiye kalmama kararı var, kimse kalmayacak dediler. Biz de kalmadık ve bunun üzerine patron bizimle toplantı yapmak istedi. Ama temsilciler biz katılmayacağız dediler biz de katılmadık. Sonra da bizi işten çıkardılar. Bu süre içerisinde sendika merkezinden kimse bizi aramadı, ben bu duruma tepkiliyim, ben şuna inanıyorum sendika merkezi isteseydi bu işi çözerdi.”
SERDAROĞLU İŞÇİLERİN İDDİALARINI REDDETTİ
İddialar üzerine ulaştığımız Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu şöyle konuştu: “İddiaların hepsi yalan. Bir süre işverenle pazarlık yaptılar, 6 aylık ücret aldılar. ondan sonra da sendikanın üzerine atarak işten kurtulmaya çalışıyor 29 kişi. Üzerine 4 tanesi daha kendi isteğiyle çıkacağını belirtmiş, işverene bildirmiş. Pazarlığını yaptılar çıktılar. Bizimle bir ilgisi yok. Teşvik aldılar çıktılar. Sendika işçi çıkışını sağlayacak bir girişimde bulunur mu? Yetkili olduğumuz yerde neden böyle bir şey yapalım?”
‘MATA İLE BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI EL ELE YÜRÜMEKTEDİR’
İşten atmaların ardından Mata yönetimi işçilere bir mesaj gönderdi. Gönderilen mesajda şu ifadeler yer aldı. “Mata ile sendikamız arasında hiçbir sorun yoktur. Mata ile Birleşik Metal-İş Sendikası el ele yürümektedir ve yürüyecektir. Tüm personelimiz ile tek tek telefonda konuşulmuştur. Telefon konuşmalarımız şunu net bir şekilde ortaya çıkarmıştır, sadece dışlanmaktan veya olası tehditlerden korktuğu için kimi hareketlere katıldığını dile getirenlerin sayısı bu ortamı yaratanların sayısının 10 katından fazladır. Mata yönetimi ile sendikamızın gerçek şube yetkilileri 30 Haziran 2018 günü saat 17.00’de bir araya gelerek bir toplantı yapmış ve yaşananları değerlendirmiştir. Ortada siz değerli çalışanlarımızı yanlış yönlendiren kimi kişilerden başka hiçbir sorunun olmadığı konusunda mutabık kalmışlardır. Mata yönetimi olarak sendikanın şubesi ile yaptığımız görüşmeye de dayanarak, kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı kesin olan tahriklere kapılmamaya, ekmeğinize, Gerçek Sendikanıza ve Mataya sahip çıkıp duyarlı olmaya ve davet ediyoruz.”
‘SENDİKALI OLMAK YETMİYOR’
Üç günde sendikalaştıklarını dile getiren bir başka işçi, “Ama gerisini örgütleyemedik. Benim bulunduğum bölüm pres bölümü, birliğimiz çok iyi idi. Zaten atılan işçilerin tamamına yakını da bu bölümdeki işçiler. Aslında sendikacılar da bizim bölümdeki birliktelikten çekindiği için işten atılmamıza göz yumdu. Bir düşünün, biz pazar günü işçiler olarak sendika merkezinde toplantı yapıyoruz, şube yöneticileri var. Sanki biz bu eylemi kendi kafamıza göre yapmışız, sendikanın haberi yokmuş gibi davrandılar. Oysa biz sendikanın burada kalması için yaptık ama burada sendika merkezi bizi yalnız bıraktı. Tabii burada bizim de hatalarımız var. Biz işçiler her şeyi temsilcilerin inisiyatifine bıraktık. Bölümlerimizde gerekli örgütlülüğü sağlayamadık ve sonuç bu oldu. Bunu en azından bundan sonra işe girdiğim yerlerde yapmayacağım. Sendikalı olmak her şeyi kazanmak anlamına gelmiyor” dedi.
ÖRGÜTLÜ OLDUĞUMUZU DÜŞÜNMÜŞTÜK AMA...
Sendikanın yaşanan her şeyden haberi olduğunu ifade eden bir işçi de “Temsilciler bazen işten çıkarılacak işçilerin bile bilgisini veriyordu. Ama ne olduysa son zamanlarda oldu. Dava bahane edilerek az çok işçilerin önünde duran kişileri temizlemiş oldular. Bu Mata’da benimle beraber atılan temsilciler dahil olmak üzere burada hepimiz ‘Bizi kimse işten atamaz’ diye düşünüyorduk. Çünkü birliğimize çok güveniyorduk, biz bir şey dediğimizde sendika da patron da kabul eder diye düşünüyorduk, görünüşte öyleydi. Ama bir pazar günü işçi arkadaşlarımızı sendikaya çağırdık, ben tüm işçiler gelir diye düşünüyordum ancak 150 civarı işçi geldi. Demek ki biz örgütsüzmüşüz. Bu durumda mecbur kalıp çıkışları imzaladık. Sendika merkezi yanımıza gelmediği gibi arkamızda da durmadı” diye konuştu.
GELEN MESAJ NEYİN NESİ
Sendikalı olmanın yetmediğini dile getiren başka bir işçi de “Bir taraftan patrona karşı örgütlenirken öte tarafta sendikaya karşı da örgütlenmemiz gerekiyor. Bu fabrikaya sendika geldiğinden bu yana hep arkamı kollayarak çalıştım. Neden mi? Çünkü burada şu şunun adamı bu diğerinin adamı. Ona yakın dursan sendika karşıtı, temsilcilerin yanında dursan kimin yanındasın, merkezin mi şubenin mi... Ne yapacağımızı bazen bilemiyordum. Bir komite kuruldu, kim seçti bilmiyorum. Temsilciler geldi sen komitedesin dediler tamam dedim sonra seni çıkardık dediler yine tamam dedim. İş böyle olunca neyin ne olduğunu bir türlü anlayamadım” dedi.
İşten çıkarılınca direniş mi çıkış mı tartışması yapıldığını belirten işçi, “Ben sendika arkamızda durmaz bu işte bir iş var dedim, önce bana kızdılar kimi işçiler üzerime yürüdü. Toplantının sonunda benim dediğim gibi oldu. Sendikada gecenin yarısına kadar bekledik ve sonra patronla anlaşalım dedik çünkü bu işin sonu yoktu. Bu iş böyle olabilir, patron işçi de çıkarabilir. Benim garibime giden, patronun işçilere attığı mesaj. ‘Bizim sendikayla sorunumuz yok, sendikayla çalışmaya devam edeceğiz asıl mesele işten çıkarılan işçilerin davranışlarıdır. Bugüne kadar var olan tüm haklardan yararlanacaksınız ve işten çıkarılan işçilere uymayın’ denmesi. Ve buna sendikanın tek bir açıklama yapamaması. Bu da gösteriyor ki sendikanın olup bitenden haberdar olduğu ve bizi harcadığı” diye konuştu.