23 Temmuz 2018 01:52

Halkın hali ortada, bu gidişle birçok şeyin tadını unuturuz

Uğur Can KARAKAYA
Kayseri

Ülke ekonomisi gün geçtikçe kötüye giderken bir de döviz kurlarındaki yükselişle birlikte zamlar piyasada etkisini en sert biçimde gösteriyor. 24 Haziran seçimlerinden önce özellikle mutfağın vazgeçilmezi olan domates ve soğana gelen zamlarla birlikte pazarda fiyatlar el yakar oldu. Pazara dahi gidemez hale gelen vatandaş kara kara düşünür hale geldi.

Bunlar seçim için yapılmış iktidarı kötülemek için fiyatları artırıyorlar derken seçimlerin geçmesiyle birlikte zamların devam ettiğini görür haldeyiz. Son günlerde gazetemizde de çıkan pazardaki fiyat artışları haberlerinden gördüğümüz kadarıyla ne alan ne satan memnun! Esnaf satışların durgunluğundan veryansın ederken halk yarımşar kilo meyve aldığını onunla da haftayı zor geçirdiğini söylüyor.

İster iktidarı desteklesin ister muhalefet olsun hemen herkes pazarda ki zamlardan şikayetçi. Biz de gelen zamlarla birlikte işçi ve emekçinin yoğun yaşadığı Esenyurt Halk Pazarı’nda pazara gelenlerin fiyatlar hakkında görüşlerini sormaya gidiyoruz.

‘GAZETEYE YAZMA İŞTEN ATARLAR’

İlk olarak tanıdıklarla karşılaşıyoruz hal hatır sorma derken zamları soruyoruz, şikayetlerini dile getiriyorlar “24 Haziran seçimlerinde AKP’ye oy verdim ama 2 gün sonra pazara geldiğimde pişman oldum” diyor taşeron işçi. Sohbet biraz daha ilerliyor “Görüşlerini gazeteye yazayım” diyorum “Aman kardeşim bu söylediklerimi unut sen, beni işten atarlar” diyor.

Biraz daha sohbetten sonra pazarda dolaşmaya devam ediyoruz. Kavun satan bir esnafla başlıyoruz sohbete, gazeteci olduğumuzu söyleyip “Görüşlerine de gazetede yer vereceğim” diyorum. “Ben sana düşüncelerimi söyleyeyim ama sen gazeteye yazma ortalık zaten karışık” diyor. Bir yandan da devam ediyor: “Çiftçi toprağında biz tezgahta biz ağlıyoruz. Gelen müşteriler önceden ikişer üçer alırken şimdi ya bakıp geçiyor ya da zar zor 1 tane alıyor.”

Bu arada pazarın içinde esnafın bağırması pazarın kalabalık olması gerekirken ne bağıran esnaf ne de pazarın kalabalığından eser yok. Pazardan çıkacağımız zaman bir mısır satan amcanın yanına uğruyoruz. Birer mısır da biz alıp oturuyoruz yanına…

Başlıyor anlatmaya “Önceden mısırı ben yanımdaki esnaftan 50 kuruşa alıp kaynatıp 1 TL’ye satıyordum. Şimdi yanımda ki esnaftan 1 TL’ye alamıyorum. Mısırı böyle olunca ben de 2 TL’ye satıyorum” diyor. Yanında otururken iki çocuğu mısır istediği için mısır almaya gelen kadın fiyatı soruyor mısırcı amca “Tanesi 2 TL, üç tane al 5 TL olsun” diyor. Kadın fiyatı duyunca biraz şaşırıyor ve “Sen bize bir tane ver onu paylaşsınlar” diyor.

Kadın gittikten sonra mısırcı bize dönüp ekliyor: “Halkın genel hali bu! Bu gidişle mısırın tadını unuturuz” diyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et