Efkan Bolaç: Gazetecinin yaptığı haberin karşılığı cezaevi olmamalı
Hazırladığı belgesel nedeniyle cezaevinde olan Gazeteci Ece Sevim Öztürk'ün avukatı Efkan Bolaç, iddianameyi değerlendirdi.
Fotoğraf: @ecesevimm/Twitter
Şerif KARATAŞ
İstanbul
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili belgeseli nedeniyle “terör örgütüne bilerek yardım etme” suçlamasıyla tutuklanan Gazeteci Ece Sevim Öztürk, 1 Kasım’da İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. İddianamesi hazırlanan Öztürk’ün Avukatı Efkan Bolaç, “Gazeteci eğer yanlış veya eksik haber yapmışsa bunun düzeltmenin yolları mevcuttur. Gazetecinin yapmış olduğu haberin karşılığı cezaevi olmamalıdır” ifadesiyle tepki gösterdi.
Çağdaş Ses internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Ece Sevim Öztürk, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili belgeseli nedeniyle 8 Haziran’da gözaltına alındı. Emniyette sorgusu süren Öztürk, 21 Haziran’da savcılık işlemlerinin “FETÖ üyesi olmamakla birlikte FETÖ örgütüne yardım”dan tutuklanan 1 Kasım’da İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Ece Sevim Öztürk’ün Avukatı Efkan Bolaç, hazırlanan iddianameye ilişkin gazetemize konuştu.
‘SOSYAL MEDYA POPÜLER SUÇLAMA MALZEMESİ’
Müvekkilinin “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme ve örgüt propagandası yapmakla” suçlandığını belirten Bolaç şunları söyledi: “Bu suçların dayanağı ise internet üzerinden yayınladığı bir video belgeseldir. Ayrıca sosyal medya üzerinden yayınladığı mesajların da dosyaya delil olarak koymuşlar. Sosyal medya konusu son yıllarda popüler suçlama malzemesi olarak kullanılmaktadır. Bir suç atfı yapılır o suçlamaya dair bir şey bulunamazsa sosyal medya hesapları taranır ve mutlaka bir suçlama bulunur.” İddianamede sosyal medya paylaşımlarının ‘suç delili’ olarak gösterilmesine ilişkin sorumuza Bolaç şu ifadelerle yanıt verdi: “Sosyal medya üzerinden yapılan bu tarz suçlamalar kişiler üzerinde baskı kurmaya ve insanların eleştirel anlamda kendilerini ifade etmeye yönelik bir baskı yöntemidir. Yani kişilerin ifade hürriyeti engellemekte ve insanların eleştirel dahi olsa siyasi mesaj vermemeleri istenmektedir. Gazeteci kural olarak sorgular ve bulduklarını yorumlar. Gazeteci eğer yanlış veya eksik haber yapmışsa bunun düzeltmenin yolları mevcuttur. Gazetecinin yapmış olduğu haberin karşılığı cezaevi olmamalıdır. Ancak ülkede “hukuki güvenlik” kavramının içi boşaltıldığı için hiçbir kural ve hiçbir yasal düzenlemenin anlamı ve mantığı yoktur.”
‘HALKIN HABER ALMA HAKKI YOK’
Müvekkilinin kamu görevi olan gazetecilik yaptığını ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin kuşkulandığı gelişmelere ilişkin belgesel hazırlığının da iddianamede yer almasına dair de Bolaç şunları söyledi: “Yani, iktidar istediğini suçlayabilmekte ve sevmediği kişileri cezaevine attırabilmekte ise o ülkede özgürlükten, hak ve hürriyetten bahsedilemez. O ülkede bahsedilebilecek tek şey baskıcı bir rejimin varlığıdır. Müvekkilim yapmış olduğu video belgesel konusundaki görüşlerini TGRT Haber kanalında da dile getirmiş ve bu konuda bir kitap hazırlamayı düşündüğünü söylemiştir. Ahmet Şık’tan sonra ikinci kez bir kitap şekillenmeden yazarı içeri atılmış ve bu konular tehlikeli sorun yazma denilerek gözdağı verilmiştir. Ülkede halkın haber alma ve haber ulaşma hakkı maalesef yoktur.