Rusya: Suriye'de teröristler kimyasal saldırı provokasyonu yapacak
Rusya, İdlib'de 'teröristlerin kimyasal saldırı provokasyonu' yapacağını iddia ederken bölgedeki hava bombardımanının yoğunlaştığı bildirildi.
Fotoğraf: Ekrem Masry/AA
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, "İdlib'deki teröristlerin kimyasal saldırı provokasyonu hazırlıklarını neredeyse tamamladığını, provokasyonun başlangıç sinyalinin 'Suriye devriminin bazı yabancı dostlarından' özel bir ekibin gelmesi olacağını" açıklamasını yaptı. Öte yandan Suriye ordusu ve Rusya'nın Hama'nın kuzeyi ve İdlib'deki hava saldırılarını artırdığı bildirildi.
Sputnik'in yansıttığı habere göre Heyet Tahrir Şam örgütü, Türkistan İslam Hareketi ve Beyaz Miğferler grubu liderlerinin kimyasal saldırı provokasyonunda koordine olmak için dün bir araya geldiğini söyleyen Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, şöyle konuştu: "Grup liderlerinin görüşmesinde Suriye ordusu tarafından sivillere karşı İdlib'in Cisr eş Şuğur, Serakab, Taftanaz ve Sarmin bölgelerinde kimyasal silah kullanıldığı mizansenlerinin videolarının senaryoları üzerinde anlaşıldı.''
"Aşamalı yürütülecek provokasyonda yer alacak tüm tarafların 8 Eylül akşamında hazır olmasının kararlaştırıldığını" iddia eden Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü, "İdlib vilayetinde teröristlerin provokasyonunun pratikte başlama sinyalini, 'Suriye devriminin bazı yabancı dostlarından' özel bir ekibin vereceğini" ifade etti.
Konaşenkov, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Suriye’deki durumu ve Ortadoğu’daki farklı ülkelerde bulunan silahlı grupların eylemlerini dikkatle takip etmeye devam ettiğini aktardı.
'ABD İLE MÜTTEFİKLERİ AKDENİZ'E YIĞINAK YAPTI'
Öte yandan Rus basınının aktardığına göre, İngiltere’nin yurt dışındaki donanma faaliyetlerini gözlemleyen kaynakları, İngiliz Kraliyet Donanması’na ait Talent nükleer denizaltısının, bugün 10 kruz füzesiyle birlikte Cebelitarık Boğazı’ndan geçtiğini bildirdi.
Cebelitarık Boğazı’ndan önceki günlerde 12 Tomahawk füzeli Newport News denizaltısının da geçtiği aktarılmıştı.
Rusya Savunma Bakanlığı, daha önce İdlib’de kimyasal saldırı provokasyonu hazırlandığını, ABD, Fransa ve İngiltere’nin daha sonra bu bahaneyle Suriye’yi vurmak istediği uyarısını yapmıştı. Konaşenkov, ABD’nin Suriye’ye saldırı için 28 Tomahawk kruz füzeli destroyer gemisi Ross’un 25 Ağustos’ta Akdeniz’e girdiğini bildirmişti.
HAVA SALDIRILARI YOĞUNLAŞTI
Tahran'da dün İran, Rusya ve Türkiye liderlerinin katılımıyla gerçekleşen İdlib merkezli zirve sonrası gerçekleşen saldırılarda çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
AA'nın haberine göre savaş uçakları ve helikopterleri, sabah İdlib'in güneyindeki Marratinnuman ilçesi, Habit beldesi, Sirce, Huveyin, Abidin ve El Hülübbe köyleriyle Hama'nın kuzeyindeki Latamne ilçesindeki hedeflere hava bombardımanı düzenledi.
İdlib'in Han Şeyhun ilçesindeki bir sivil savunma merkezinin de hedef alındığı aktarıldı.
Cihatçılar, dün Hama'nın kuzeyindeki Hristiyan beldesi Mhardeh'e saldırmış, 9 sivil hayatını kaybetmişti.
RUSYA: ÖNEMLİ BİR UZLAŞMA OLDU
Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Sergey Jeleznyak, Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin Tahran’da gerçekleştirdikleri üçlü zirvenin sonuçlarını, basın dairesi üzerinden değerlendirdi.
Açıklamada, “Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin 3. zirvesi çok yapıcı geçti ve İdlib’deki teröristlerin yuvasının nihai olarak yok edilmesi konusunun bu kadar önem kazandığı bu kırılma noktasında Suriye çözümünün garantör ülkeleri arasında en önemli uzlaşma oldu. Zirvenin önemli bir sonucu, başta Suriye’deki varlıklarının yasa dışı olduğu herkes tarafından kabul edilen ABD ve uydu devletleri tarafından olmak üzere, egemen Suriye’ye yönelik her türlü provokasyonun ve dış baskının yapılmasının kabul edilemezliği konusundaki ortak anlayış oldu” ifadelerine yer verildi.
ÇAVUŞOĞLU: SİYASİ SÜRECE ODAKLANACAĞIZ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İdlib’le ilgili “İdlib, gerginliği azaltıcı bölgedir. Çatışmalar duracak ve yine siyasi sürece odaklanacağız. Birkaç gündür bu saldırılar oldu. Şimdi hem Ruslarla hem de İranlılarla yoğun çaba içindeyiz. Çabalarımız sadece dün Tahran'da yapılan zirveyle sınırlı değil. O zirvede esasen bir irade ortaya konulmuştur, çerçevesi çizilmiştir” açıklamasında bulundu.
‘ABD ASKERLERİ SURİYE’DE KALACAK’
Öte yandan Washington Post’un ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerine dayandırarak yayımladığı habere göre, Donald Trump, geçtiğimiz günlerde ABD’nin Suriye’deki askeri birliklerini geri çekme isteğini açıklamasına rağmen, Amerikan askerlerinin varlığını kalıcı olarak sürdürecek yeni stratejiyi kabul etti.
Trump, defalarca IŞİD bitirildiği zaman ABD askerlerini Suriye’den çekmeyi planladığını söyledi. Ancak, daha sonra Washington’dan yapılan açıklamalarda, IŞİD’ten kurtarılan bölgelerdeki durum istikrara kavuşuncaya ve IŞİD’in yeniden canlanma tehdidi ortadan kalkıncaya kadar, askerlerinin bu ülkede kalacağını belirtti. Gazeteye göre, Suriye’de yaklaşık iki bin ABD askeri bulunuyor.
CHP’DEN İDLİB ÖNERİSİ: SURİYE YÖNETİMİYLE TEMASA GEÇİLSİN
CHP’nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’den hükümete İdlib konusunda altı öneri geldi. Öneriler arasında AB ile konu hakkında iş birliğinin geliştirilmesi, ABD ile bilgi paylaşımı ve Suriye yönetimi ile temas kurulması da var.
Çeviköz’ün önerilerinden bazıları şöyle:
- Bölge halkının ve terörle bağlantısı olmayan grupların Suriye sınırları içinde kalacak şekilde İdlib’ten tahliyesi için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm ilgili kuruluşlara ve ülkelere çağrıda bulunulmalı ve bu sonuca ulaşmak için yoğun bir şekilde çalışılmalıdır.
- Moskova ve Tahran’ın yanı sıra Suriye yönetimi ile de temasa geçilmesinin ve 1998 Adana Mutabakatı ruhunun iki komşu ülke arasında yeniden canlandırılması için çalışılmasının zamanı gelmiştir.
- ABD ile Astana ve Soçi süreçleriyle ve son Tahran toplantısıyla ilgili de bilgi paylaşımında bulunularak görüşmeler daha geniş bir çerçeveye oturtulmalıdır.
- Türkiye Suriye’de barış ve istikrarın kurulması çalışmalarında AB ile de iş birliğini yoğunlaştırmalıdır.
‘ÖSO’CULARA VATANDAŞLIK VE DAİRE VERİLMİŞ MİDİR?’
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray da gözden kaçırılmaya çalışılan ÖSO üyelerine vatandaşlık ve daire veriliyor iddialarını Meclis gündemine taşıdı.
Reuters Haber Ajansının Suriye’de ÖSO militanları ve aileleriyle yaptığı röportajın servis edilmesiyle ortaya çıkan iddialar üzerine İYİ Parti Basın ve Medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray, TBMM Başkanlığına Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.
TBMM’DE KRİTİK SORULAR
Çıray, “Sadece bir bölümünü Meclis gündemine taşıdığımız iddialar, Türkiye’yi uluslararası hukuk önünde zor duruma düşürecek kadar vahimdir. Bahse konu haberde militanların ölmesi halinde ailelerine şehit maaşı bağlandığı, vatandaşlık verildiği ve Türkiye topraklarında ev hediye edildiğine yer verilmiştir” diyen Çıray şu soruların yanıtlanmasını istedi:
-ÖSO militanlarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş midir? Medyadaki iddia doğru ise kaç ÖSO militanına ve ailesine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiştir?
- ÖSO militanlarının eğitim, donanım, ikmal ve iaşeleri için ne kadar para harcanmıştır?
- ÖSO militanlarına bugüne kadar maaş ve sosyal güvence imkanı sağlanmış mıdır? Sağlandıysa bu tutar ne kadar TL’dir?
- ÖSO militanları veya ailelerinin ikamesi için konut kiralanmış ya da satın alınmış mıdır? Şayet bu imkanlardan herhangi birisi sağlandıysa kaç adet konut sağlanmış ve bunun güncel rakamlarla devlet hazinesine olan maliyeti kaç TL’dir? (HABER MERKEZİ)