Gazetecilerden özgür basın için dayanışma çağrısı

Orhan KURUL
Diyarbakır

Sekiz gazetecinin gözaltına alınmasını Mezopotamya Ajansı Haber Editörü Sedat Yılmaz ve Jinnews’ten Roza Metina ile konuştuk. Özgür basının susturulmak istendiğini söyleyen gazeteciler, baskılardan kurtulmak için gazetecilerin dayanışma içinde olmasını gerektiğini dile getirdiler.

Diyarbakır merkezli 9 ilde gazeteciler ve siyasetçilerine yönelik gerçekleştirilen operasyonun yankıları devam ediyor. Operasyon kapsamında gazeteci Abdurrahman Gök, Kibriye Evren, Esra Solin Dal, Semiha Alankuş, Cihan Ölmez, Lezgin Akdeniz'in yanı sıra Yeni Yaşam gazete dağıtımcıları Hayat Özmez ve Savaş Aslan’da gözaltına alındı. Gazetecilerin gözaltına alınması ilişkin Mezopotamya Haber Ajansı (MA) Haber Editörü Sedat Yılmaz ve Jinnews çalışanı Roza Metina ile konuştuk.

‘İKTİDAR GAZETECİLERİ ENGEL GÖRÜYOR’

Jinnews’den Roza Metina, siyasi bir operasyon olduğunu ve iktidarın yaklaşan yerel seçimden zaferle çıkmasının önünde muhalif gazetecileri engel olarak gördüğünü belirtti. Metina, “ Şuan Türkiye’de zaten tek elden yönetilen bir iktidar var. Basının %90’ı iktidarın elinde ve buna bağlı olarak muhalif olan özgür basının da sesi kesilmeye çalışılıyor. Bu sadece gazetecilere yönelik bir operasyon değil, halkın iradesine ve  demokratik kesimlere de bir baskı var” dedi.

‘KÜRT BASINININ DAYANIŞMAYA İHTİYACI VAR’

 Genelde muhalif gazetecilerin hedef alındığına dikkat çeken Metina, “Şuan Kürt gazeteciler hedef alınıyor. Burada dünya basının Kürt gazetecilerinin yıllardır maruz kaldıklarına tepki göstermesi ve dayanışma içinde olması gerekiyor. Çünkü, ‘sadece bu kadar gazeteci, tutuklandı, gözaltına alındı, işsiz kaldı’ diye haber geçiyor ama gazetecilerin yaşadığı baskılardan kurtulması için ortak bir mücadelenin verilmesi lazım. Zor bir süreç, zor bir iktidar var. Ortak bir dayanışma olmadığı sürece bu haksızlıklar yaşanmaya devam edecek” diye konuştu.

‘BU TUTUKLAMALAR BİR MESAJ VE MESAJI ALDIK’

MA Haber Editörü Sedat Yılmaz ise, gazeteciler üzerindeki baskının Kürt sorunundaki makas değişikliğiyle birlikte ele alınması gerektiğini ifade etti. Geçmişte infaz etme, enseden kurşunlama, faili meçhule götürme mantığının işletildiğini söyleyen Yılmaz, bu mantık “Tutuklama, sürgüne gönderme, alandan çıkarılma, korkutma gibi cezalandırma yöntemleriyle devam ediyor” dedi. Yılmaz, “Dolayısıyla itirazı olanların bir şekilde susturulması ve bu itirazın duyulmaması, konuşulmaması üzerine kendini konumlandırmış bir siyasi iktidar var. Biz tam da bunun içinde olan bir öğeyiz” dedi. Bu tutuklamaların aynı zamanda bir mesaj olduğunu söyleyen Yılmaz, “Yazmayacaksınız, ulaştırmayacaksınız, görüntülemeyeceksiniz, yansıtmayacaksınız yaparsanız sizin sonunuz böyle olurun mesajıdır” dedi. Bu mesaja rağmen 40 yıldır basın geleneklerini sürdürdüklerini dile getiren Yılmaz, Türkiye’de ki basın emekçilerine de çağrı yaparak, “Basın emekçileri Türkiye’nin içerisinden geçtiği sorumluluğu almak zorundadır. Bu tarihi bir sorumluluktur, vicdani ve ahlaki bir sorumluluktur. Sadece Kürt basını için de değil bu mesleği sürdürmek isteyen ve toplumun sesini yansıtmak isteyen her bir gazetecinin sorumluluğudur” dedi.