Dünden bugüne Tariş direnişi
Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan'la dünden bugüne Tariş direnişini konuştuk.
Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan ile yıl dönümü dolayısıyla 1980 Tariş direnişini ve bugün Tariş'te süren sendika hakkı mücadelesini konuştuk. 80'den bugüne yaşanan değişimleri ve özel olarak bugün Tariş önünde işçilerin sendika hakkı için sürdürdüğü direnişi anlatan Aslan'ın konuşmalarından öne çıkan bölümler şöyle:
"Türkiye sermayesinin ve iktidarlarının, işçi sınıfına bakışı hiç değişmedi. Sınıfsal olarak değişme şansı da yok zaten. ’80 direnişi sonrası sıkıyönetim kararı direnişi bastırmanın yöntemi olarak kullanıldı. Sıkıyönetim, sermayenin iktidardan talebiydi. 12 Eylül’de Halit Narin’in ‘Şimdiye kadar hep işçiler güldü. Şimdi sıra bizde’ sözü bütün meseleleri açık anlatmaya yetiyor. Bugünle bağlantısını kurduğumuzda; Erdoğan’ın gizleme ihtiyacı bile duymadığı grev yasaklama kararları da 39 yıl önceki hükümetlerle bugünkü hükümetin anlayış olarak değişmediğini gösteriyor. Bugün işçi sınıfı açısından esas görülmesi gereken yan bu. İktidarlar ve hükümetler değişir ama işçi sınıfı ve sendikal hareket karşısındaki tutumu değişmez. Bu ancak mücadele ile değişebilir.
Dünden bugüne Tariş’in yapısında ciddi değişim oldu. Hem Tariş hissedarı olan üretici köylü sayıları düştü; hem de Tariş’te çalışan işçi sayısında ciddi gerileme oldu. ‘Kamu pijama üretmez; kooperatifler piyasa mekanizmasını aksatıyor’ anlayışının sonucudur bu. Değişmeyen ise şu; Tariş yöneticilerinin işçilere ve üreticilere bakış açısın. O dönem nasıl bakıyorsa, bugün de aynı şekilde bakıyor. İşçiler yoksullaşırken, üretici köylüler ürünlerini yok pahasına satmaya zorlanırken, Tariş’in yöneticileri binlerce lira maaş alarak saltanat sürdürmeye devam ediyor.
Tariş’te çalışma koşulları 80 öncesine göre daha ağırlaşmış durumda. Çünkü dün işçiler örgütlüydü. Bugün ise daha iyi koşullarda çalışmak için başlatılan örgütlenme girişimi işten atmayla karşılandı.
1980’deki Tariş direnişinde de yüzlerce işçi gözaltına alınmıştı. Bugün sendikalaştığı işçiler işten atılınca yapılan eylemde de işçiler gözaltına alındı. Çok haklı bir talepti; Tariş yönetiminin çağrısıyla fabrikaya polisler getirildi. Gözaltı sonrası 5’i Tariş işçisi, 4’ü dayanışmaya gelenlerden toplam 9 kişi hakkında dava açıldı.
Bugün direnen işçiler, dünkü gibi aynı kararlılığa sahip. Ancak bunu İzmir havzasının bütünü için söyleyemeyiz. Direniş alanına her gün dayanışma ziyaretleri oluyor. Geçtiğimiz günlerde de tüm sendika ve demokrasi güçleri ortak bir açıklama yaparak Tariş direnişinin kazanımla bitmesi için çaba içerisinde olacaklarını ifade etti. Bu işçi hareketi açısından önemli, ancak bunu daha da büyütmemiz gerekiyor.
25 Ocak Cuma günü saat 15’te Çiğli OSB içerisindeki Tariş fabrikası önünde İzmir’deki bütün sendikalarla, emek ve demokrasi güçleriyle ortak bir miting gerçekleştireceğiz. Herkesin mücadelenin içerisinde olması gerektiğini, bu direnişle dayanışması gerektiğini söylüyoruz. Bu sürecin ağır biçimde yaşanmasının en önemli nedeni örgütsüzlük ve dayanışmanın zayıflığıdır." (EVRENSEL WEB TV)