İZSU işçisi: Mücadeleyi yükseltmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz!
İZSU işçisi Bayram Keskin, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZENERJİ'deki TİS sürecini yazdı.
Fotoğraf: Evrensel
Bayram KESKİN
Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Disiplin Kurulu Başkanı - İZSU İşçisi
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZENERJİ şirketi çalışanları ve DİSK/Genel İş-Sendikası İzmir 2’No’lu Şube üyesi işçiler olarak yeni bir TİS sürecinin içerisindeyiz. Büyükşehir bürokratlarının, 696 sayılı KHK’yle İZENERJİ şirketine aktarılan sendikamız üyesi işçileri bahane ederek, işyeri yetkisine itirazda bulunmasından dolayı TİS’e normal zamanından yaklaşık dört ay gibi bir süre gecikmeyle başlayacağız.
Derinleşerek devam eden ekonomik krizin yükü her geçen gün ağırlıklı olarak işçilerin, emekçilerin üzerine karabasan gibi çökerken, temel tüketim ihtiyaçlarına gelen zamlarla ücretlerin olağanüstü erimesi TİS beklentilerini yükseltmiştir.
2019 yılının bir kriz yılı olacağı bilinciyle, masa başında bitirilecek bir TİS süreci algısından öte, sürece AKP iktidarının 31 Mart seçimlerinden sonra krizin yükünü işçilerin ve emekçilerin üzerine yükleyeceğini bilerek yaklaşmalıyız. Başta kazanılmış haklarımız olmak üzere kıdem tazminatının fona devri, bireysel emeklilik kesintisi, esnek ve kuralsız çalıştırma, işten atmalar ve sosyal hakları ödememe gibi yeni saldırı politikaları kesindir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri arasında en düşük ücret alan ve sosyal haklarda da geride olan ve önceki TİS’te iyi bir zam almamıza rağmen aradaki makas kapatılamamıştır. İZENERJİ işçilerinin büyük bir bölümü borçlanarak yaşam mücadelesi veriyor.
İBB'nin ESHOT, İZSU, mezarlıklar, katı atıklar, park bahçeler, fen işleri, sosyal projeler, idari işler, huzurevi, aşevi gibi başlıca büyük birimlerinde 696 sayılı KHK’yle belediye şirketine aktarılan işçiler dahil 5 bin 19 üyeye sahip Genel-İş Sendikası İzmir 2’Nolu Şube olarak yapılması gereken, bir önceki TİS'teki deneyimlerimize yenilerini ekleyerek, örgütlü olduğumuz her birimde birlikte oluşturduğumuz TİS taslağının başarıya ulaşması için işyeri ve TİS komitelerini yeniden oluşturarak, görüşmelere işyeri temsilcilerinin de dahil edildiği ve görüşmenin her ayrıntısı üye işçilerle paylaşılarak son noktayı işçilerin vereceği kararla TİS’in bağlanmasını sağlamaktır.
BUGÜN YAPTIKLARIMIZLA YARINI BİRLİKTE ÖRECEĞİZ
Sendikamız ve İZENERJİ işçileri olarak 04 Aralık 2017 tarihinde Cumhurbaşkanın 696 sayılı KHK ile sözde kadro veriyorum aldatmacasına inanmayarak 12 Aralık 2017 tarihinde binlerce üyemizle alana çıkarak her çalışana güvenceli iş ve gerçek kadro, sendikal hak ve toplu sözleşme talebini dile getirdik.
Aynı KHK bahane edilerek yıllardır sendikalı ve toplusözleşmeli çalıştığımız belediye şirketleri İZENERJİ, İZBELKOM ve İZELMAN’da işçilere dayatılan KHK evrakına karşı verdiğimiz mücadeleyle sadece İzmir’deki belediye şirketindeki işçilerin geçmişe dönük ya da gelecekteki haklarını korumakla kalmadık. Türkiye genelinde yaklaşık 40 binin üzerindeki işçinin de kazanılmış hakları garanti altına alınmıştır.
OHAL sürecinde iktidarın herkesi susturduğu, ülkedeki hukuk dışı uygulamalar ve ekonomik krizle ilgili söz söyleyenleri hain ilan ettiği bir zamanda 3 Ekim 2018 tarihinde yüzde 1’in çıkardığı krizin faturasını yüzde 99 olan biz emekçiler ve işçiler olarak ödemeyeceğiz diye Konak Meydanı’nda binlerce işçiyle eylem örgütledik. Krize karşı yaptığımız eylem, Türkiye’de başta DİSK olmak üzere diğer sendikaları da harekete geçirerek birçok ilde irili ufaklı eylem ve basın açıklaması yapma cesareti vermiştir.
1 Aralık 2018 tarihinde başlaması gereken TİS görüşmemiz, İBB yetkililerinin 696 sayılı KHK’li işçileri bahane ederek sendikamızın işyeri yetkisine itirazda bulunması TİS sürecimizde gecikmeye sebep olmuştur. İtirazı geri çekme şartı olarak KHK’li işçilerle ilgili ek protokol yapmayı dayatmışlardır. Bu dayatmayı yok hükmünde sayarak 11 Ocak 2019 tarihinde yaptığımız eylemle, işverene emniyete geri adım attırarak, sadece üyemiz olan 800 tane 696 sayılı KHK’lilerin TİS sözleşme haklarını almakla kalmadık. 2020’nin altıncı ayına kadar olan, iktidarın yüzde 4+4 çerçeve toplu sözleşmesini de rafa kaldırarak yüz binlerce KHK mağduruna umut olduk. Bu umudu yarına taşımak dileğiyle.
Yaşasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz...