Brexit’te belirsizlik: AB’nin ikna ettiği May, meclisi ikna edemiyor
Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sürecinin (Brexit) tamamlanmasına 14 gün kala AB ile hala bir anlaşma sağlanamadı. Peki şimdi ne olacak?
Görsel: Pixabay
Orhan DİL
Londra
Resmi olarak 29 Mart 2017’de başlatılan Brexit sürecinin tamamlanmasına az bir zaman kalmasına rağmen Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği (AB) arasında hala bir anlaşma sağlanamadı.
Brexit sürecinin bir anlaşma ile sona erdirilmesi konusunda hem fikir olan İngiltere Parlamentosu, May ile AB arasında varılan anlaşmaya, ilkinde 230 ikincisinde 149 oy farkla karşı çıktı. İkincisi, 12 Mart Salı günü gerçekleştirilen oylamada da tarihsel yenilgi alan May, aynı anlaşmayı üçüncü kez oylamaya sunmaya hazırlanıyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May’in uzun müzakereler sonucu AB ile üzerinde mutabık olduğu anlaşma parlamento tarafından ikinci kez reddedilirken, bir anlaşma olmadan AB’den çıkılmaması için Brexit’in uzatılmasına oy çokluğu ile karar verildi. Brexit anlaşmasının 20 Mart’tan önce bir kez daha oylanmasını öngören önergesi, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasında, 202’ye karşı 412 oyla kabul edildi.
Önergeye göre, anlaşmanın parlamentodan geçmesi durumunda Theresa May hükümeti, Avrupa Birliği'nden Brexit’in 30 Haziran’a kadar ertelenmesini talep edecek. Hükümetin, talebini AB’ye, 21 Mart’ta yapılacak liderler zirvesinde bildirmesi öngörülüyor. Parlamento 'yeni referandum' önerisini ise reddetmişti.
MAY, PARLAMENTOYU İKNA EDEMİYOR
Avrupa Birliği’nde kalma yönünde kampanya yürüten Başbakan May, referandumdan çıkan Brexit kararını hayata geçirebilmek için Avrupa Birliği ile bir anlaşmaya varmış olmasına rağmen ne muhalefeti, ne partili milletvekillerini ne de kabinesini ikna edemiyor. Tek başına hükümet kurabilmek için yeterli çoğunluğa sahip olamadığı için Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisinin (DUP) desteği ile azınlık hükümeti kurmuş olan Muhafazakâr Parti, AB ile varılan anlaşmadaki İrlanda sınırına dair düzenlemeden dolayı en çok tepkiyi DUP’den alıyor.
KUZEY İRLANDA SINIRI SORUNU
Anlaşmaya dair her iki oylamada da May’e destek vermeyen DUP, Kuzey İrlanda’yı Büyük Britanya’dan uzaklaştıracak her türlü formüle karşı çıkıyor. Avrupa Birliği ile Birleşik Krallık’ın tek karasal sınırını oluşturan İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınırda, 10 Nisan 1998 yılında imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması gereğince herhangi bir kontrol noktası ve gümrük bulunmuyor. İrlanda, barış sürecine zarar vermemek için sınır ve gümrük kontrolü için şimdilik bir formül bulamayan tarafların varılan anlaşmada bulduğu ‘geçici’ çözüm anlaşmanın onaylanmasının önündeki en büyük engel. “Backstop” olarak adlandırılan bu düzenleme bir çözüm bulunana kadar Kuzey İrlanda’nın AB standartlarına ve kurallarına bağlı kalmasını, Birleşik Krallık’ın geri kalan kısımlarında Kuzey İrlanda’ya gelecek olan ürünlerin kontrol edilmesini içeriyor. Bu koşulların sağlanabilmesi için önerilen geçici gümrük birliği, ileride bir anlaşma sağlamaması halinde kalıcı olma riski taşıyor.
Brexit’e rağmen Birleşik Krallık’ı süresiz olarak AB gümrük birliğine tabi kılacak bu düzenlemeye May’in kabine üyeleri dahil milletvekillerinin büyük çoğunluğu karşı çıkıyor. May, anlaşmaya dair ilk oylamada aldığı tarihi yenilginin ardından, yeniden başlattığı görüşmelerde İrlanda sınırına dair yasal bağlayıcılığı olan güvence almasına rağmen, güvenceyi garanti altına alacak bir yasal düzenlemenin anlaşmaya dahil edilmemesinden dolayı, yeterince destek bulmadı.
MAY, AB’DEN EK SÜRE TALEP EDECEK
Başbakan May, AB ile varılan anlaşmayı onaylamayan ama alternatif bir anlaşma da ortaya koyamayan parlamentonun süre kazanmak için kendisinden Brexit sürecinin uzatılmasını talep eden parlamentodan, anlaşma için bir kez daha onay talep edecek. Önümüzdeki hafta Perşembe ve Cuma günü toplanacak AB liderlerinden süre talep etmeye hazırlanan May, liderlerin buluşmasına kadar olan süre içerisinde de İrlanda sınırına ilişkin yeni güvenceler alabilmeyi ümit ediyor.
AP SEÇİMLERİNİ DE ETKİLEYEBİLİR
Sadece Birleşik Krallık’ta değil tüm dünya ve Avrupa’da yankı uyandıran İngiltere Parlamentosu’ndaki oylamalar, Brexit’te belirsizliğin devam etmesine neden olduğu için AB’den de sert tepkiler aldı. Mayıs ayında yapılacak olan AB Parlamentosu seçimlerini de etkileyebilecek olan süre uzatma talebine cevap veren AB liderleri, Birleşik Krallık’ın sadece ne istemediğini değil, ne istediğini ortaya koymasını talep etti.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ise Birleşik Krallık’ın yeni bir Brexit planı ile gelmesi için daha uzun süreye ihtiyaç duyarsa bunu AB liderlerinden isteyeceğini dile getirdi.
Başbakan Theresa May, 13 Mart günü, Brexit’in anlaşmasız olarak tamamlanması seçeneğini reddeden oylamada kendisine karşı oy kullanan bakan ve bakan yardımcılarından oluşan kabinesine rağmen, anlaşmasını bir kez daha oylamaya sunup ardından da AB liderlerinden ek süre talep edecek.
İlk etapta 30 Haziran’a kadar uzatılacağı düşünülen süreçte de bir anlaşma sağlanamaması halinde, Mayıs ayında gerçekleştirilmiş olacak AB Parlamentosu seçimleri nedeni ile, AB ve Birleşik Krallık ilişkileri daha da sarpa sarabilir.
İNGİLTERE MEDYASI: MAY'İN BAŞBAKANLIĞI TEHLİKEDE
İngiltere medyası, revize edilmiş Brexit anlaşmasının reddeilmesinin ardından May'in ikinci kez "aşağılayıcı" bir yenilgi aldığı ve başbakanlığının tehlikeye girdiği vurgusu yaptı. BBC Türkçe'nin derlemesine göre Guardian, "May'e bir dev yenilgi daha ve Brexit'e sadece 16 gün kaldı" manşetiyle çıktı. Haberde, May'in 149 oy farkıyla aldığı yenilginin zaten yıpranmış otoritesine yeni bir darbe vurduğu belirtildi.
"Çaresizliğe itildik" manşetini atan Times ise, May'in yenilgisiyle birlikte "İngiltere'nin krize girdiğini" söyledi. Gazete, iş dünyası liderlerinin parlamentoya "bu sirke son verilmeli" çağrısında bulunduğunu belirtti.
"May, ikinci aşağılayıcı yenilgiye karşın iktidara tutunuyor" manşetini atan Daily Telegraph ise, İngiltere'nin öngörüldüğü gibi 29 Mart'ta anlaşma olmadan AB'den çıkması gerektiği görüşünde. (DIŞ HABERLER)