Savaş demek, yurtsuzluk demek
Şimdi de size savaşın insanları nasıl yurtsuz bıraktığının en güzel örneklerinden biri olan Pakistanlı Muhammed B.'den bahsedeceğim.
Fotoğraf: Hakan Ottaş
Hakan OTTAŞ
Mersin
Doğdukları, büyüdükleri topraklarda huzur içinde yaşayan insanlar hiç akıllarına gelmeyen belki de gelip ama ihtimal bile vermedikleri bir savaşın içinde buldular kendilerini. Yerini, yurdunu, evini, eşini, dostunu, okulunu, işini, arkadaşlarını yani onlara ait ne varsa geride bırakıp dilini, kültürünü, yaşamını bile bilmedikleri topraklara göç etmek zorunda bırakılan insanlar savaşın o çirkin yüzünden kaçıp yeni bir yaşam umuduyla çıktılar yola. Kimi ucuz iş gücü oldu, kimi insanlık dışı muamelelerle hayatta kalmaya çalıştı, kimi bedenlerde Ayla bebek misali buz gibi sularda kıyıya vurdu ve hayalleri toprak oldu.
Şimdi de size savaşın insanları nasıl yurtsuz bıraktığının en güzel örneklerinden biri olan Pakistanlı Muhammed B.'den bahsedeceğim. Muhammed, 16 yaşında.
Suriye’de başlayan iç savaştan sonra annesi, babası ve iki kardeşiyle beraber Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış Muhammed. “Pakistanlı Muhammed nasıl Suriye’den göç ediyor?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, Muhammed Pakistan’da başlayan iç savaştan kaçarak Suriye’ye göç edenlerden sadece biri. Ancak bir yaşam umuduyla Pakistan’dan kaçtıkları savaş bu kez Suriye’de çirkin yüzünü göstermiş; umutları, hayalleri ve geleceği “demokrasi, özgürlük, zeytin dalı” söylemlerinin arasında savaşa kurban gitmiş. Şimdi Türkiye’de yaşıtları okula giderken Muhammed marangoz atölyesinde boya-cila işinde çırak olarak çalışıyor, 150 lira haftalığı ile ailesine katkı sunmaya çalışıyor. İş güvenliği, sigorta, yemek ve servis gibi sosyal haklardan mahrum. Ne var ki ucuz işgücünün ve savaşın nimetlerinden en iyi şekilde savaşı destekleyenler yararlanıyor, servetlerine servet katıyorlar. İşte binlerce savaş mağduru çocuktan birinin, Muhammed’in hikayesi bu. 16 yılda iki savaşa, vatansızlığa, yeni bir ülkeye alışma sürecine, dışlanmaya maruz kalan Muhammed’in hikayesi... “Yine de çok şanslıyım, hayattayım.” diyor. Bir yandan da üçüncü defa savaş kurbanı olmak istemiyor ve korkuyor.